Karakış kapımızda. Son günlerde yağışlı havalar ile tanıştık. Elbette bundan rahatsız olmak diye bir şey söz konusu değil. Ancak kapıyı çalan karakış özellikle dar gelirli kesimleri de düşündürüyor. İşin bu tarafı başka asıl sorun yağışlı havalarda duraklarda beklemek zorunda kalan vatandaşlar ile ilgili. Bazı otobüs durakları bu havalarda beklemeye müsait değil. Yani duraklarda bir kurak altı tabir edilen bekleme alanı yok. Olanların bir kısmı da zaten yıpranmış ve eskimiş. Bu konuyla ilgili olarak çok sayıda şikayet olduğunu biliyorum. Bir vatandaşımız, “Odunpazarı otobüs duraklarında yapılan düzenleme gerçekten iyi oldu. Ancak sanki duraklar yaz mevsimine göre planlanmış. Duraklara girdiğinizde iki sıra olmanız mümkün değil. Yağışlarda insanlar mecburen çok sıkışık bir şekilde buralarda öbekleniyorlar. Mevsimsel anlamda hastalıklara davetiye çıkaracak görüntüleri görüyoruz” dedi.
Aslında işin sıkıntılı kısmı durakların şemsiye kısımları bir hayli dar yapılmış. Estetik olarak da uzaktan baktığınızda güzel duruyor. Ancak iş vatandaşın yağışlı havalarda altına sığınabileceği bölge daraltılmış. Estetik elbette güzel. Duraklar yarım metre daha geri alınsaydı ve şemsiye kısımları yarım metre daha uzun bırakılsaydı ne olurdu? Kısacası bir işi planlarken tüm şartları düşünmek gerek. Derdimiz buradan bir eleştiri konusu çıkarmak değil. Vatandaşın sorununu dile getirmeye gayret ediyoruz. Niyetimiz bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek.
Yeri gelmişken otobüs sefer saatleri ile de vatandaşların şikayetlerini dile getirmeliyim. Zira otobüslerin özellikle bazı hatlarda sefer saatlerinin aksadığını her halde hareket memurları dahil herkes biliyordur. Ancak çözüm konusunda çok istekli olunduğunu da düşünmüyorum. Ya gerçekten çözümsüzlükten, ya da yapılabilecek bir şey olmadığından böyle davranılıyor olabilir. Ancak otobüs saatlerindeki aksama gerçekten vatandaşları çok sinirlendiriyor.. Umut edelim ki her iki konuya da en kısa sürede bir çözüm bulunur…