Nihayet uzun süredir beklediğimiz özlediğimiz kar yağışı gerçekleşti. Kış bazıları için hayatı zorlaştırırken, bazıları içinde yeni bir umut, yeni bir başlangıç demek. Çiftçinin umudu karakışta… Zira o beyaz örtü ekilen tohumların üzerine bir beyaz yorgan olurken yarınlara dair umutların büyümesi içinde yeni bir fırsat anlamına geliyor.
Geçen yazımızda suyumuzu idareli kullanmaktan söz etmiş, yeni bir yağış dalgası olmadığı takdirde önümüzdeki kurak geçme ihtimali yüksek kış mevsiminin sadece fakir fukarayı değil toplum olarak hepimizi zorlayacağını anlatmaya çalışmıştım. Yetkileri yeni su kaynaklarının bulunması vatandaşlarımızı da suyumu verimli ve idareli kullanmak konusunda kendi çapımda uyarılarda bulunmuştum.
Doğrusunu isterseniz son kar yağışı ile birlikte özellikle dar ve sabit gelirli, yoksul kesimler için hayatın zorlaşacağını biliyordum. Şimdi buradan yetkililere; evsizlere, gerçekten birkaç parça odun bulup sobasını yakamayanlara, mutfağında aş yerine taş kaynatmak zorunda olanlara sahip çıkma çağrısında bulunuyorum. Çünkü bugün en çok o yoksullar bu soğuk havalardan etkilenecekler. Ben sokakta evinde doğalgaz veya soba yakamadığı için dolaşan insanlar görüyorum. Gündüzleri sokakta akşamları da bulabilirse bir battaniyenin altında vakit doldurmak zorunda olanlara sadece yetkililer değil hep birlikte sahip çıkmalıyız. Önümüzdeki zorlu süreçte zorlukları dayanışarak aşmak durumundayız. Yaşadığımız her üzücü hadiseden dersler çıkarmak durumundayız. Komşumuzu, yanı başımızdaki insanları yoklamalı hallerini hatırlarını sormalıyız. Zira ekonomik zorluklar, ağır kış şartları ile birleştiğinde gerçekten daha ağır bir travma ile karşı karşıya geliyoruz.
Bugünden yarınlara daha güzel bakabilmek ve umudu büyütmek için bugün dayanışmalıyız, birbirimizin açıklarını kapatabilmeli, yaralarını sarabilmeliyiz. Çünkü bu bizim halkımızın doğasında olan yardımlaşma ruhu diğer milletlerden farkımızı ortaya koyan temel özelliktir. O zaman haydi dayanışmaya, zorlukları birlikte aşmaya.