Ebru Kapaklıkaya kimdir kısaca kendinizden bahseder misiniz? Öğretmenlik mesleğine ne zaman ilgi duymaya başladınız?
Sizi bu mesleğe yönlendiren en büyük sebep neydi? Şehit Yalçın Baykuş İlkokulu'nda çalışıyorum. On dokuz yıldır sınıf öğretmenliği yapıyorum. Aslen Adanalıyım. Bir kızım var liseye gidiyor. Mesleğimi severek yapıyorum. Daha çok oyunla öğretiyorum. Aslında sınıfımı bir oyun alanına dönüştürüp bu oyun alanı içerisinde çocuklara roller vererek yaparak yaşayarak öğretiyorum.
Ben kendi potansiyelimi keşfetmeye bir öğretmen dokunuşuyla başladım. Kendi potansiyelinin farkında olmayan başarısız bir öğrenciydim. Lise çağlarımda bir öğretmenim bildiğim yoldan yürümem gerektiğini söylemişti. Ben onun bu sözleriyle aslında benim de başarabileceğimi sadece kendi yoluma ihtiyacım olduğunu anlamıştım ve onun üzerine ben de öğrencilerime dokunmak istedim. Bir öğretmen olarak belki onlara bildiği yolları keşfettirebilirim. Bildiği yolları fark ettirebilirim. Potansiyellerinin farkına varmaları için onlara destek olabilirim diye düşündüm ve böyle bir düşünceyle öğretmenlik mesleğine doğru kendimi ilerlettim.
Meslek hayatınız boyunca öğrencilerinizle aranızda nasıl bir bağ oluştu? Öğrencilerinize ve mesleğe yeni başlayan öğretmen arkadaşlarınıza neler söylemek istersiniz?
Öncelikle öğrencilerimi kendi çocuğum gibi görüyorum. Onlarla bir etkinlik yaparken ben de çocuklaşıyorum. En çok kendim eğleniyorum. Aslında şöyle bir de sözüm vardır. Ebruli öğretmen der ki derim "Öğretmen eğlenirken öğretir." Ben eğleniyorsam benden çok yaş küçük olan çocuklar çok daha fazla eğleniyordur düşüncesiyle yaklaşıyorum. Dediğim gibi öncelikle oyun alanına ben girip, ben oynuyorum, ben öğreniyorum ve daha sonra öğrencilerimi o alana alıyorum. Böylece onlar sanki akranlarıyla oynuyorlarmış gibi, o alana girdiklerinde kendilerini daha serbest hissediyorlar. Daha özgür hissediyorlar ve böylece öğrenme kapıları biraz daha fazla açılıyor. Üniversite öğrencilerine, meslek adaylarına şunu söylemek isterim. Üniversite dönemlerini ne kadar dolu bir halde bitirirsek, ne kadar donanım kazanırsak bence onları bu kadar fazla öğrencilere aktarabileceğimizi düşünüyorum.
Öğretmenlik macera dolu bir yolculuk
Öğretmenlik bir meslek değil bir meslekten fazlası. Özellikle sınıf öğretmenliği için bu daha çok geçerli. Bunu bir yaşam biçimi haline dönüştürürsek, bir yaşantı diye düşünürsek o zaman çok daha farklı oluyor. Öğrenciler birer cevher ve biz öğretmenlik mesleğinin bize verdiği yetkiyi güzel kullanabilirsek bu cevheri gerçekten sevgiyle, ilgiyle besleyebilirsek çok güzel, çok kıymetli mücevherler haline getirebiliriz. Ve böyle bir durumda da artık öğretmenlik meslek değil, çok heyecanlı maceralı ve sürprizlerle dolu bir yolculuğa dönüşmüş oluyor. Öğretmen de aslında bir iş olarak görmemeye ve yaptığı işle beraber eğlenmeye başlıyor. Biz öğretmenlerin bir sözü vardır. Biz okula gideriz, işe gitmeyiz. Hani başka meslek grupları gibi işe gidiyoruz deyip evden çıkmayız. Nereye gidiyorsun dediklerinde okula gidiyorum deriz. Aslında bunun karşılığını ilkokul öğretmeni bence tam olarak verebiliyor.
Eskişehir'de yılın öğretmeni seçildiniz. Ödüllü bir öğretmen olarak ne hissediyorsunuz? Bu ödül aşamasını bize anlatabilir misiniz? Ödüllü bir öğretmen olmamanıza öğrenci ve velilerinizin geri dönüşleri nasıl oluyor?
Öncelikle Ebru Kapaklıkaya bir şeyi yaparken öğrencileriyle ilgili şu soruyu soruyor. Ben böyle bir etkinlik yaparsam çocuklarım ne kadar öğrenir, ne kadar eğlenir, ne kadar verdiğim bilginin farkında olur, ne kadarını alır? Kendi öğrencilik dönemlerimizi düşünüyorum. Başarısız bir öğrenci olduğumu söylemiştim. Kendi başarısızlığımı yaşamamaları için onlarla önce empati kurarak sonra onların eğlenebileceği ortamlar yaratarak bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Tabii bu yaptıklarımı da aynı zamanda başka arkadaşlarımla paylaşıyorum. Başka meslektaşlarımla paylaşıyorum üniversitelere gidip başka meslektaşlarıma ve öğretmen adaylarına sunumlar gerçekleştiriyorum. Gönüllü eğitimler veriyorum. Yine aynı şekilde onlineda gönüllü olarak hem yaptığım materyallerle ilgili hem müziksel anlamda dersleri ve benzer eğitimleri veriyorum. Böylece onlara ilham olduğumu düşünüyorum. İlham veren öğretmen yolculuğumda böyle başladı.
Bu ve benzeri ödüllerin hepsi aslında başvuruyla gerçekleşiyor. Bizlere birer değerlendirme ölçütü veriliyor ve bizler bu değerlendirme ölçüsüne göre yaptıklarımızı sıralıyoruz. Ve bunları kanıtlıyoruz dosyalar şeklinde. Nereye vermemiz gerekiyorsa belgelerimizi teslim ediyoruz ve orada sıralamaya giriyoruz. Diğer başvuran öğretmenlerimiz arasında. Ödül almak çok kıymetli. Ödüllere başvururken tabii ki herkes kendi yaptığı şeyi bilir ya da potansiyelinin farkındadır ama yine de ben alırım diye bakmıyoruz. Bugüne kadar birçok ödülüm oldu. Ve her seferinde şunu hissettim bundan sonra ne yapabilirim?
Motivasyon çok önemli
Toplam dört ödülüm var. Geçtiğimiz yıl Dubai'de gerçekleşen küresel eğitim ödüllerinde ilham veren öğretmen seçildim. Yine aynı şekilde bir form doldurup yaptığım çalışmaları oraya ekledim. Kanıtlarını sundum. Yine başvuran diğer öğretmenler arasında ilham veren öğretmen ödülüne layık görüldüm. Söylediğim gibi inanılmaz gurur verici bir şey. Bir kere çalışan tüm öğretmenlere örnek oluyorsunuz. Yaptığınız çalışmalar kıymetli görülüyor. Bu bir motivasyon. Aslında şöyle bir şey var. Bir öğretmenin en büyük motivasyonu öğrencilerinin yüzündeki gülümseme. Yaptığımız bütün işlerin karşılığı aslında bu. Öğrencilerimizin başarısı ve onların gülümsemesi. Çok daha önemlisi ise gerçekten vatana, millete hayırlı, düzgün çocuklar yetiştirebilmek. En önemlisi bu ama dışsal motivasyon da çok kıymetli. Yani sizden bir üstteki kurumun, idarecilerimizin, Milli Eğitim Bakanlığının ya da başka bir ülkenin size ilham veren öğretmen diyor olması gerçekten çok kıymetli. Yaptığınız işin karşılığını oradan da görmek sizin kesinlikle motivasyonunuzu arttırıyor. Diyorsunuz ki biraz daha çalışabilirim. Şunu da yapabilirim. Ya da bir iş yaparken şunu diyorsunuz. Yani sen ilham veren öğretmensin. Ona göre adım atmalısın. Bundan sonra ne yaparsanız başkalarına örnek olacakmış gibi hissediyorsunuz. Bu da bir başka yük. Başka bir sorumluluk olarak geri dönüyor. Ama gerçekten çok kıymetli. Çalışan emek harcayan bütün meslektaşlarımın bir ödüle layık görülmesini, bir ödülle ödüllendirilmesini gerçekten isterim.
Velilerimin desteği ile yaptım
Ben bu ödülü alırken tek başıma almadım. Yaptığım çalışmaları göstermeye başladığımda zaten velilerin desteğiyle başlamıştım. Özellikle son üç yıldır velilerle iş birliği içerisinde çalışıyorum. Yani yaptığım hiçbir çalışma sadece bana ait değil. Evet fikir bende ama velilerle beraber bu fikri genişletiyoruz. Yaptığımız tüm materyalleri velilerimle beraber hazırlıyoruz. Gerekirse online toplantılar yapıyoruz, telefon görüşmeleri yapıyoruz. Bu yüzden aslında ben Yılın Öğretmeni seçildiysem ilham veren öğretmensem, bir ödüle layık görülmüşsem bunu hem velilerimle beraber almış oluyorum, hem öğrencilerimle beraber almış oluyorum. Çünkü biz hep beraber çalışan bir takımız. Ve bunu okulum için de söyleyebilirim okul idarem, müdürüm, müdür yardımcım, diğer öğretmen arkadaşlarım yaptığım tüm çalışmalarda bana her zaman destek olmuşlardır, fikir vermişlerdir, fikirlerimi önemsemişlerdir. Bu da akıl akıldan üstün olduğu için yaptığımız çalışmaların üstüne yeni bir şey eklememe sebep oluyor. O yüzden hiçbir zaman ben yılın öğretmeniyim diye bir şey söylemiyorum. Şehit Yalçın Baykuş İlkokulu yılın okulu seçilmiştir ve ödülü Şehit Yalçın Baykuş İlkokulu adına aldım diyorum. Gerçekten velisiyle, idaresiyle çok kıymetli bir okul. Velilerin şu anlamdaki bakışı da çok güzel. Yaptıkları hiçbir çalışmayı aslında bir ödül bekleyerek yapmamışlardı bugüne kadar. Ben onlara çocuklar için bu sistemin yaptığım çalışmaların ne kadar kıymetli olduğunu, eğer el ele verirsek çocuklar için inanılmaz güzel bir ortam yaratacağımızı ve bunların başarıya etkisini anlattım. Sonra ne oldu? El ele verdik gerçekten. Sadece annelerden bahsetmiyorum. Yeri geldi babalarımız bizim için çalıştı, okula geldiler. Hep beraber öyle güzel bir öğrenme ortamı oluşturduk ki bu da çok şükür güzel ödüller getirdi
2Eylül HABER