Dün CHP’de belirlenen belediye başkan adaylarının seçim çalışmalarını başlangıç töreni vardı. Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ayşe Ünlüce, parti il merkezinden seçim çalışmasını başlatmayı uygun bulduğunu söyledi. CHP partinin girişindeki salonda düzenlemeler yapmış. Salon biraz daha genişlemiş. Salonda kürsünün bulunduğu tarafa ayrıca, konuşmacıların salonu dolduran kalabalığı yarmadan, kürsüye ulaşmaları için kapıda açılmış. Bu yenilikler elbette Talat Yalaz yenilikleri olarak tarihe geçti.

TUNADAN BİR YAZ GÜNÜ GEÇTİK
Dün toplantıda Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın da altını çizdiği gibi, Yılmaz Hoca ile Ataç ve Ünlüce’de, heyecan vardı. Ataç, heyecanını saklamadı ve “ Beşinci dönem olacak. İlk günkü heyecanı yaşıyorum” dedi. Yılmaz Hoca kırıldı ama onun neşeli ve etrafa takılan halini görünce aklıma Yahya Kemal Beyatlı’nın Akıncılar şiiri geldi. Şiir şöyleydi:” Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik/ Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi "İlerle!" Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle”

Yılmaz Hoca’da olayın gelişimine kendini kaptırmış ve üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi görülüyor. Ama seçim çalışmalarına adaylar gibi katılacak. Yani, en başta elbette Ayşe Ünlüce’yi sonra da diğer adayları yalnız bırakmayacak. Arası bozuk başkanlarla da yakınlaştığını gördüm. Burada” Bazı gazeteciler şişirdi, aramızda kavga filan yok” dedi. Bu lafları bana bakarak söyledi. Ataç, seçimden sonra belediyede Hoca’nın odasının hazır olduğunu söyleyince, Hoca Ataç’ın elini tuttu. Hoca’yı seçimi kazandıkları taktirde Ünlüce ile Ataç paylaşamayacak gibi duruyor.

DEV BİR ORDU
CHP’nin dünkü toplantısına partililer açıktan çağrılmamıştı. Duyan geldiği için salon doldu. Seçim çalışması başlangıcı sadece gazetecilere dönük düşünülmüştü. Partililer salonu doldurunca, tabii ki biz gazeteciler biraz zorluk çektik. Yılmaz Hoca toplantıda en son konuştu. Uzunca bir konuşma oldu. Araya girenler olunca, Hoca konuşmasını kısaltarak yaptı.

Ünlüce, partide ilk kez konuştu. En büyük hedefinin seçimi kazanarak, Yılmaz Hoca’ya hediye etmek olduğunu söyledi. Ataç ise şehitlerimize Allah’tan rahmet diledikten sonra, 1999 yılında Tepebaşı Belediye Başkan olduğunda, Tepebaşında alt yapının yüzde 35’ler seviyesinde olduğunu ve Çamlıca’nın en modern mahalle haline getirdiklerinin altını çizdi. Geçen gün Çamlıcalı bir kadında bana aynı şeyi söylemişti. Ataç’tan önce sokaklardan fosseptik aktığının vurgulamıştı.

EMPERYALİZMİNDE TARİF YANLIŞ
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a sıra geldiğinde Kurt da şehit ailelerine başsağlığı diledi. Terör olayını savaş olarak nitelendirdi. Savaş iki ordu arasında olur. Ardından ABD’yi teröre destek vermekle suçladı. Burası doğrudur. Bölgemizdeki kan gölünden ABD suçludur. Irak ve Suriye’den özellikle ABD’nin teröristlere destek vermesi ile yaşadığımız sonuçlar ortaya çıkıyor. Ancak, Kurt niye batının oyuncağı olan Ukrayna’nın yanında duruyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti de Kırım’ı Rusya toprağı olarak görüyor. Kurt, Amerika, batılılar ve NATO gibi Ukrayna’nın yanında duruyor. Batılılar adına Ukrayna savaşına müdahale eden kuruluşlara destek veriyor. Hatta, bu yüzden çeşitli Kırım kuruluşlarının şikayetleri ile karşı karşıya kalıyor. Batılıların özellikle Amerika’nın desteklediği Kırımlıların adına Odunpazarı’nda müze açıyor. Demek ki, ustalardan Emperyalizmi yanlış okuyor ya da anlıyor. Neyse tüm partilere ve adaylara seçimlerde başarılar diliyoruz.

Yılmaz Hoca geçtiğimiz günlerde valimiz ile yaptıkları bir açılışta, bana “Benimde içinde bulunduğum bazı tarihi bilgileri zaman zamana yazıyorsun. Bende 35 yıl önce unuttuklarımı hatırlıyorum” demişti. Seçimden sonra belki hoca ile birlikte bir kitap yazarız.