Yeni yıl yaklaşıyor. 2024 yılı için “Emekliler Yılı” olacak denildi. Maalesef olamadı. Emekliler için çok zor bir yıl oldu. Yine bu yılın başında asgari ücret 17 bin 2 TL olarak açıklandı. Bu ücret açıklanırken yılın ikinci yarısı için asgari ücrete zam yapılmayacağı da duyuruldu. Yani asgari ücrete tüm çağrılara rağmen Temmuz’da zam yapılmadı.
Elektrik, doğalgaz başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam gelmeye devam etti. Pahalılık bir türlü durdurulamıyor. Asgari ücretli çok zor bir yılı geride bırakıyor. Ülkemizde çalışanların büyük bir kısmı asgari veya ona yakın ücrete çalışıyorlar. Onun için asgari ücret çok önemli.
Asgari ücret komisyonu önümüzdeki ay toplanacak ve yeni yılda uygulanacak olan yeni ücreti belirleyecek. Yine üzerinde çok konuşulacak. Tahminler de yapılmaya başlandı. Çocuğu okula giden, evi kira olan asgari ücretli için nefes alabilecek bir rakam belirlenmelidir. Enflasyonun sebebi asgari ücretli ve emekliye verilen ücretlermiş gibi bir algı ile hareket edilmesini doğrusu ben anlamsız buluyorum.
Paranın miktarı değil, alım gücü önemlidir. Dünün 20 TL sini bugün çocuklara veremiyorsunuz. Birkaç sene evvelinde 1, 2 TL’ye kahvelerde içilen çayı 7, 10 TL’ye, Kafelerde 25,30 TL’ye içebiliyorsunuz. En büyük paramız olan 200 TL ile normal bir lokantada dahi tek başına doyamıyorsunuz. Daha yeni damacana su 25 TL’ den 30 ‘TL ye çıktı. Şebeke suyu neredeyse her ay zamlanıyor.
Nasıl ki bedelli askerlik asgari ücrete endekli olarak artıyor. Benzin, mazot dolara endeksli olarak zamlanırken, sonrasında da maaliyet artışları ile birlikte zincirleme her şeyin fiyatında otomatik olarak artış yaşanıyor.
Asgari ücreti de herkesçe kabul edilen bir rakamda acaba dolara, avroya ya da altına mı endekslesek de her sene işçi ve işveren temsilcilerini yormasak olmaz mı? Zaman zaman Avrupa ülkeleri ile kıyaslanıyoruz. Avrupa Birliği’ne giremedik fakat asgari ücreti Avrupa Birliği’nin ortalamasına göre döviz kuru üzerinden belirleyebilir miyiz acaba? Bir kez belirledik mi, sanırım toplantılara gerek kalmaz diye düşünüyorum.
Neticede; asgari ücretli aldığı para ile bırakın geçinmeyi, ayın yarısını getiremiyor. 2025 Yılı’nda geçerli olacak asgari ücret ile birlikte yeni zamlar da yağmur gibi gelecek.
Hepimiz alışveriş yapıyoruz. Pazarı marketi biliyoruz. Bu ay aldığımız ürünü önümüzdeki ay aynı fiyata alamıyoruz. Her şeyin fiyatı artıyor. Ancak alınan ücret senede bir artırılıyor. Bu konuda herkes bir şey söylüyor. Beklentiler karşılanır mı bilemiyorum. Çalışanların nefes alabildiği, işverenleri de gerek vergi, gerekse sigorta teşviki ile destekleyerek üzmeyecek bir asgari ücret belirlenmeli.
Şöyle ki; asgari ücreti sabit dahi tutsanız zamları tutamıyorsunuz. Kısaca; Zamlar asgari ücreti bekliyor, çalışanlar da asgari ücret zammını.