6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen ve binlerce insanımızı kaybettiğimiz yüzyılın deprem felaketinin üzerinden iki yıl geçti. Tabi ki unutmadık. Unutmayacağız…
Öncelikle bugüne kadar depremlerde hayatlarını kaybetmiş tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve de milletimize tekrar başsağlığı diliyorum. Binlerce insanımız hayatını kaybetti. Binlerce insanımız yaralandı, evinden barkından oldu. Milletçe tarifi olmayan büyük acılar yaşadık. Gerçek anlamda depremlerin yaşandığı ve can kayıpları ile yüzleştiğimiz bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu gerçeği bildiğimiz halde maalesef bilimsel veriler ışığında ortaya konan uyarılara rağmen halen gereken dersleri çıkarabilmiş değiliz. Bu konuda konuşanlar, çaba harcayanlar elbette var. Bir şeyler de yapılıyor. Örneğin; Eskişehir’de bir takım çabaların olduğunu görüyoruz. Eskişehir’i depreme hazırlama konusunda yapılan çalışmalar hiç de istenilen hızda gitmiyor. Belediyeler ile İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şubesi ile yapılan bir protokol var. Bu protokol çerçevesinde Eskişehir’de binlerce bina gözden geçirildi. Konuyla ilgili olarak İnşaat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı H. Orkun Kılıç zaman zaman verdiği röportajlarda çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.
Eskişehir’de binalar için yapılan sadece bir gözlem. Bu binalardan 20 binin üzerinde sayıdaki yapıda acilen güçlendirme veya kentsel dönüşüm yapılmalı, 6 bin bina da acilen yıkılmalı deniliyor. Bu düşündürücü veriler neticesinde Eskişehir için hemen harekete geçilmesi gerekmez mi?
İMO Eskişehir Şube Başkanı Orkun Kılıç 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde bir başka dikkat çekici açıklama daha yaptı. Başkan Kılıç diyor ki; “Türkiye gibi aktif fay hatlarıyla örülü bir coğrafyada deprem endişesiyle yaşama çaresizliğine mahkûm olmadığımız rahatlıkla söylenebilir. Fakat ne yazık ki, bilime ve mühendisliğe kulak tıkandığı, meslek odalarının yok sayıldığı, geçmişteki acı tecrübelere rağmen bunca yıldır önlem almayan sorumlulardan hesap sorulmadığı sürece yeni felaketlerin de kapımızda olduğu bilinmelidir. Depremin ikinci yılında, kaybettiklerimizin acısı yüreklerimizde tazeliğini korurken, gelecekte deprem zararlarının etkisini en aza indirmek için daha kapsamlı ve etkin adımlar atılmasının gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz.”
Kılıç; Eskişehir’de özellikle Yunus Emre Caddesi, Atatürk Caddesi, Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi gibi ana caddelerin deprem açısından son derece riskli olduğunu anlatıyor. Kılıç aynı zamanda bir de uyarı yapıyor, “Kentsel dönüşümde belediyeler kentsel dönüşüm planı hazırlasalar bile Çevre Şehircilik Bakanlığı'ndan onun ilan edilmesi gerekiyor burada bir yetki kargaşası da var aslında. Yetki kargaşası bitmeden çözüm olmaz. Öte yandan da bizim şu ana kadar asıl riskli dediğimiz yerlerde yapılmış bir dönüşüm mevcut değil. Asıl bunun yapılabilmesi gerekiyor.”
Ne dersiniz? Deprem için yapılacak çalışma bugün yapılmayacaksa ne zaman yapılacak? Şanslıyız ki; Eskişehir’de yaşıyoruz. Şehrimizi yöneten aktörler şehrimiz için önemli konularda bir şekilde bir araya gelebiliyor, birlikte hareket edebiliyorlar.
Böylesine bir deprem gerçeği varken bu konuda da acaba Türkiye’ye örnek olamaz mıyız? Diyorum ki; hiç değilse deprem konusunda geç olmadan Eskişehir’de topyekün hareket edilemez mi?