Geçtiğimiz günlerde kısaca yazmıştım. Şeker Fabrikası’nın 100 yıl önce Almanların diktiği korusunun 30 yıl önce Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç tarafından kurtarıldığını söylemiştim. Bu yazımdan sonra Başkan Ataç arayarak, “Neleri hatırlıyorsun. Aynen yazdığın gibi olmuştu” dedi. 
  Şeker Fabrikası yapılırken, Almanlar ağaçlık, ormanlıkta denilebilir, büyük bir alanı ağaçlandırdılar. Daha Tepebaşı Belediye Başkanlığı yokken, sabahları başkan Ahmet Ataç ve ağbisi Anadolu Üniversitesi’nin önceki rektörlerin Prof. Dr. Engin Ataç,  sabahları bazen arkadaşlarının da katılımı ile Şeker Fabrikası’nın bu korusunda yürüyüş yaparlardı. O dönem Şeker fabrikasının müdürü de yolu genişletmek için koruyu kesmeye karar vermiş, kesilecek ağaçları da kireç ile işaretleyince, olayı Ataç ortaya çıkarmıştı. Peki, geçenlerde Kent Lokantası açılması nedeniyle çok sayıda Eskişehirlinin buluştuğu Kentpark nasıl park yapılmıştı?
HEDEF BİNA YAPMAKTI 
  Rahmetli Demirel’in bu memlekete büyük hizmetleri olmuştur. Kendini şükranla anıyoruz. Ama yapılan hataları da söylemek veya yazmak zorundayız. Demirel Cumhurbaşkanlığı döneminde bir gün Eskişehir’e gelerek, boş bir devlet arazisi olan Kentpark’da konut yapılması için temel atma törenine katılarak, “ Artık, burada buğday ve arpa yetiştirmeye gerek yok. İnsanlar oturacak” demişti. Bereket temel atılması ile kaldı. Burası Yılmaz Büyükerşen döneminde Kentpark isimli Eskişehir’in ilk büyük parkı oldu. Porsuk da park projesine alınarak, yüzme havuzu ve plaj yapıldı. En son Kent Lokantasının ikincisinin açılışı ile parkta bir araya geldik. Bir düşünelim Şeker Fabrikasının korusu ortadan kalksaydı. Kentpark da konut alanı olsaydı, nasıl bir görüntü karşımıza çıkacak. 
   Bugün bazılarımız, Şeker Fabarikasının üretim zamanında koku yayması ve şehir içinde kalması nedeniyle taşınmasını ve kapatılmasını istiyor. Ben buna karşıyım. Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan fabrika taşınır ve kapatılırsa, o alan da konut alanı olur. Fabrikada gider. Koru da gider. Hava alacak bir alan daha şehrimizden azalır. Üretim mevsiminde zararı yok, kokuyu çekelim. Fabrikamız yerinde dursun.
   DEDE KORKUT PARKI 
  İl Genel Meclisi varken, bugün Dede Korkut Parkı olarak bildiğimiz Vilayet Fidanlığı olarak isimlendiriliyordu. İl Genel Meclis döneminde birkaç kez fidanlık açılmak istendi. Büyükşehir Belediyesi’nin izin vermemesi nedeniyle en son bugünkü hale Dede Korkut Parkı oldu. Tartışma tabii ki bitmedi. Bir ara kadınlara spor yasağı bile olduğu söylendi. Türkiye’nin gündemine geldi. Şehirlerde parklar belediyelere ait olmasına karşın, burası vilayete bağlı durumdadır. Temizliğini de Orman Bölge Müdürlüğü yapıyor. Orman belki Türkiye’nin başka şehrinde olmayan bir olayı, Eskişehir’de gerçekleştiriyor. 
  MİLLET BAHÇESİ 
  Geçen gün arkadaşımız Özge Zaim de Millet Bahçesi’nin  pejmürde halini haber yaptı. İnsanlar kapalı oldukları için tuvaletlere bile giremiyor. Burayı kim temizliyor, bilmiyorum. Şehrin orta yerindeki eski stadyumun yıkılması kararı alınınca, buraya Kentpark da olduğu gibi konut yapılma kararı alındı. Büyükşehir Belediyesi ve Eskişehir’deki  çevreciler konut yapma işini engelledi. Eskişehir’in özel durumu nedeniyle eski milletvekilimizde ‘Millet Bahçesi’ kavramını ortaya attı. Kavram Türkiye genelinde tuttu. Şehrin ortasında kalan iki parkında, belediyelere devredilmesi gerekiyor. İsimleri bizlerle aynen yaşamaya devam etsinler.