Dünkü Çatak Bayrından her gün Eskişehir’e güneş doğar yazımdan sonra değerli dostum Prof. Dr. Ertuğrul Algan Hocam aradı. Ertuğrul Algan, iletişim alanında profesör olmasının yanı sıra, Türk medyasında da önemli isimlerle birlikte çalışmış, bir gazetecidir. Ertuğrul Hocam, diyor ki,” Çatak Bayırı 2 Eylül 1922 tarihinde Türk Ordusu'nun Eskişehir'e girdiği noktadır. Eskişehir'in kurtuluş güneşi de oradan doğmuştur. Çatak Bayırı o günlerin anısına "Doğan Bir Güneş" anıtını hak ediyor. Ayşe Başkan'dan böyle bir anıt beklerim. Her yıl Eskişehir'in Kurtuluş törenleri bence Çatak Bayırı'ndan başlatılmalıdır”. Eskişehir’de değerli her taşı bile kayıt altına alarak, arşivine alan Ertuğrul Hocam’ın söylediklerine Büyükşehir Belediyemizin sayın başkanı Ayşe Ünlüce ve bu alandaki yetkililerinin değer vereceğine inanıyorum.
DOĞAN GÜNEŞ
Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında yapılan, Büyük Taarruz, Sakarya Savaşı’ndan sonra Türk ordusunun işgalci güçlere kesin darbeyi vurmak için hazırlıkları 1 yıl süren harekât sonrasında kazanılan zaferdi. 1920’de Meclis’in açılmasıyla fiilen kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalacağını da kanıtlamıştır. Önüne çağdaş uygarlığı aşma hedefini koymuştur.
MİLLİ EKONOMİ
Atatürk, Dumlupınar’da Çal Köyü yakınlarında Zafer Bayramı’nın yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşma ile milli mücadelenin hangi milli amaçlar için yapıldığını vurgulamıştır. Bu amaçların bağımsızlık, milli egemenlik, laiklik, kadın-erkek eşitliği, milli ekonomi olduğu görülebilir.
TÜRK'ÜN GÜNEŞİ DOĞDUYU YERDİR
Atatürk, “Türk’ün hakiki kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı ufuktan bütün şaşaasıyla doğacaktır” hükmüne vararak 30 Ağustos’u, Tam Bağımsız Türkiye’nin doğuşu olarak müjdeler. O sabahın sadece Türkiye için değil emperyalist amaçlarını gerçekleştiremeyecek olanlar ve umudunu Türkiye’nin başarısına bağlayan mazlum milletler için; kısaca bütün dünya için kanlı bir yıkım olacağını şu sözleriyle ifade eder:
“Güneş mağribe [batıya, batmaya] yaklaştıkça, ateşli, kanlı ve ölümlü bir kıyametin kopmak üzere olduğu bütün ruhlarda hissolunuyordu. Bir an sonra cihanda büyük bir yıkım olacaktı. Ve beklediğimiz kurtuluş güneşinin doğabilmesi için bu yıkım lazımdı.”
30 Ağustos gecesinin kanlı çarpışmasının sonucu sabah belli olmuş ve güneş Türk’ün zaferini müjdelemişti. Düşman ordusu dağılmış ve bir daha toparlanması imkansızdı. Artık düşmanın vatandan tamamen temizlenebilirdi. Fakat bunun için de ordunun hazırlığını tamamlaması için 1 yıllık süre değerlendirilmişti. Atatürk, o günden sonra İzmir’de Akdeniz’i, Mudanya’da Marmara’yı görmek için 8-9 günlük bir zaman yeterli olduğuna değinmişti.
BİNLERCE YILLIK MEMLEKET
Atatürk şunları söyler: ”Efendiler, milli hakimiyet öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafa yıkılmaya mahkumdurlar. Avrupa’nın ortasından ta doğunun öbür ucundaki binlerce senelik memleketlere bakacak olursak, Osmanlı İmparatorluğu’nun hak ettiği talihi daha güzel anlayabiliriz.”
Temizlenmesi ile gündeme gelen Çatak Bayrı, Eskişehir’in kaderinde, kurtuluşunda önemli yere sahiptir. Heykeller şehri olarak da bilinen Eskişehir’de yeni bir heykel beklentisi de ortaya çıkmış oldu.