İnsanların soğuk ve sıcak tercihleri farklı olabilir. Kişisel olarak soğuk havadan çok hoşlandığım söylenemez. Ancak kış şartlarının da hem şehrimiz için hem de ülkemiz için son derece önemli olduğunu ben biliyorum hepimizin de idrak etmesi gerekiyor. Hani dünyada son yıllarda çokça tartışılan iklim krizi meselesi var ya bunu iliklerimize kadar yaşıyoruz. “Karbon izinin azaltılması” ve yenilenebilir enerji kaynaklarının önemsendiği bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde de enerji politikaları yeniden gözden geçiriliyor. Karbon izinin azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi amacıyla ülkemizde ve dünyanın belli başlı ülkelerinde yeni enerji politikaları hayata geçiriliyor.

Türkiye yeni enerji politikaları ile ilgili bir mesafe aldı. Ancak yeter i mi? Elbette değil. Kış mevsimi ile yenilenebilir enerji kaynaklarının ya da iklim krizinin ne alakası var diye sorabilirsiniz. Ülkemiz dört mevsimi yaşayan nadir ülkelerden birisi. Dört mevsimi yaşayabilen Türkiye’de son yıllarda yağış rejimi ile ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu biliyoruz. Yağış rejimi derken yanan ormanlarımızın, betonlaşan topraklarımızın yağış rejimini etkilediğini söylemek için bu alanda uzman olmak gerekmiyor. Bir de yakınımızda ülkemiz sınırlarına çok yakın alanlardaki savaşın sebep olduğu hava su ve toprak tahribatı da iklim değişiklikleri üzerinde çok etkili. İklim değişiklikleri bitki örtüsünü, su varlıklarımızı, temiz havayı doğrudan etkileyen unsurlar. O sebeple beklediğimiz kış mevsiminin geç de olsa gelmiş olması insanı ister istemez mutlu ediyor. Çünkü en azından su rejimi bakımından kısa süreli de olsa bir düzelmenin ilk işaretleri olabilir.

Su hayat demek. Kar ise su kaynaklarımızın düzelmesi demek. Hem toprak, hem de insanlar ve her türlü canlı için hayat demek olan kış mevsiminin ilk işaretlerini almak gerçekten bizi mutlu etti. Afatsız bir şekilde yeni yağışların olmasını diliyorum. Tavsiyemizde insan olarak her birimizin suyun kıymetini bilmektir.