Aklım bir türlü bazı şeyleri almıyor. 8 yaşındaki bir kız çocuğu aniden kayboluyor. 19 gün kimse kendisine ulaşamıyor. 19 gün boyunca 8 yaşındaki Narin 86 milyonun evladı oldu. Herkesin dikkati Narin’e döndü. Herkes hemen her gün sabah uyandığı andan itibaren Narin ile ilgili haberleri aradı. Umutların her geçen azaldığı bir anda hepimizin yüreğini yakan haberi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın sosyal medya hesabından öğrendik.

Henüz 8 yaşında hayat dolu bir kız çocuğundan ne istendi? Neden? Bu sorunun cevabı yok. Bunu hiç kimse ve hiçbir ifade ile izah etmek mümkün değil. O daha hayatı yeni keşfetmeye başlayan okula yeni giden ve herkese sevgi dolu bakışlar fırlatan bir kız çocuğu. Okulda çekilmiş görüntülerinden oluşan birkaç saniyelik görüntüleri bile onun ne kadar hayat dolu olduğunu göstermeye yetiyor da artıyor bile. Görüyoruz ve anlıyoruz ki çocuklarımızın erkeği ile kızıyla hem bizim geleceğimiz hem de onlar bir melek.

Gerçekten tarifi imkansız duygular yaşıyoruz hepimiz. Karıncaları bile incitmekten çekinen insanlar varken hayat dolu bir kız çocuğuna kıyacak kadar zalimleşebilen canileşenler de ne oluyor? Ve hayatım boyunca cevabını bulamadığım bir soru var, “Neden genellikle kız çocukları bu tür caniliklerin hedefi oluyor?”

Bir tarafta kadına şiddet ve kadın cinayetleri, diğer tarafta daha hayatlarının baharını bile yaşamadan hayattan koparılan kız çocukları. Benim mantığım almıyor, gerçekten bu yaşananları kötü bir rüya gibi hissetmek istiyorum. Ancak ne yazık ki yaşadıklarımız gerçek.

Bu acılar karşısında ne yapabiliriz? Bu sorunun cevabının acilen bulunması ve kamuoyunu ikna edecek şekilde gereğinin yapılması lazım. Yani hukukun gerektirdiği her türlü ağır cezanın kamuoyunun bilgisi dahilinde hızlıca verilmesi ve verilen cezalarında kesinlikle caydırıcı olması gerekiyor. Bu cezaları görenlerin bu tür caniliklere bir daha tevessül etmemesi için bunların yapılması gerekiyor.

Temennim bu yaşadıklarımızın bir daha yaşanmamasıdır. Allah bir daha bu acıları hiç bir kimseye yaşatmasın.