AK Parti de, CHP’de Eskişehir’de uyumu yakalamaya çalışıyor. Öncelikle iki parti kendi içinde kavgaları ve küslükleri bertaraf etmek istiyor. Sonrasında ise Eskişehir için yapılması gereken işlerde AK Parti ve CHP arasında bahar havası estiği kamuoyuna yansıtılmaya çalışılıyor. Bahar havasının esmesi, herkesin yararınadır. Ama tam anlamıyla bu hava yakalanmış mı? İklim krizlerinin yaşandığı bu ortamda Eskişehir’de esen böyle bir hava var mıdır?
YUNUS EMRE ORATORYOSU
Konya, Kayseri gibi şehirlerde, gerek yerel gerekse de genel seçimden sonra, seçimlerde birbiri ile yarışanlar, şehirleri, kentler için birleşirler. Eskişehir’de böyle bir hava yakalanması için yıllarca mücadele edildi. Bu çalışmalar için, isim bile bulunmuştu. Kravatsız toplantılar denilen toplantılara, oda başkanları, milletvekillerimiz, valimiz bile kravatını çıkardı. Toplantılar yapıldı. Sonrasında toplantılar kesilince, gazetelerimiz ne oldu? Diyerek devreye girince, toplantılar bir süre daha devam etti. Sonra, gazetelerimiz ‘toplantı sonuçları açıklansın’ kampanyası başlatıldı. Garip sonuçlar ortaya çıktı. Hatta toplantıların birinin sonucunda ‘Yunus Emre Oratoryosu’ bestelenmelidir diye bir karar alındı. Hâlbuki Yunus Emre Oratoryosu, dünyaca ünlü bestecimiz Ahmet Adnan Saygun tarafından 1943 yılında yazılmıştı. 1945 yılında da ilk kez Ankara’da sahnelenmişti. Daha sonra defalarca eser Türk izleyicisi ile buluştu. Oratoryodaki şiirlerin tümü hemşerimiz Yunus Emre’ye aittir.
HEDİYE ETTİK
Bu kravatsız toplantılarından birinde, kravatsız yöneticilerimiz, büyüklerimiz arasında ‘Oratoryo’ krizi yaşanınca, duruma bizzat el koyarak, toplantılara katılan sayın yöneticilerimize Kültür Bakanlığımızın çıkardığı ‘Yunus Emre Oratoryosu’ CD’si hediye etmiştim. Kriz çıkmasını da önlemiştim. Şimdi, pazaryeri için bakanından, milletvekiline, belediye başkanından, il başkanına kadar hemşerilerimizin buluştuğu fotoğraf ortalığa çıkarılarak, ‘uyuma’ işaret ediliyor. Eskişehir’in ortasında, kötü bir görüntü Eskişehirlinin ve bizlerin baskısı ile nihayet yıllar sonra ortadan kaldırılıyor.
YILLARCA KONUŞTUK
Eski bakanlarımızdan, Nabi Avcı Hocamız, milletvekilliğinin son döneminde bizleri eski stadyumun yerine yapılan ‘Millet Bahçesinde ‘ toplamıştı. İktidarın kendi milletvekili döneminde yaptıklarını bir bir anlatmıştı. Yapılanları Eskişehirlilere anlatamamaktan yakınmıştı. Bizlerin yıllarca konuştuğu bir çevre yolunu Karayolları Genel Müdürlüğüne sorduğunu, planlarda böyle bir çevre yolunun olmadığını söylemişti. Yani, yıllardır iktidarı ve muhalefeti ve gazeteci olarak konuşmuşuz. Sanal dedikleri olay bu olsa gerek. Demek ki, ‘ayküsü’ en yüksek il olan Eskişehirliye olayları daha net anlatmak gerekiyor. Yoksa Eskişehirli her şeyi Yılmaz Hoca’ya bağlar.
HÜCUM OYNAMAK
Son günlerde gerek CHP ve gerekse AK parti yöneticileri, milletvekilleri il başkanları, tüm yöneticileri hücum futbol oynamak istiyor. Amaç, karşı tarafından sinirlerini bozmak. Takımları sürekli hücumda tutmak ve tam saha pres usulüne göre oynamak. Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın İstanbul’daki mitingde el ele olmaları, CHP’ye avantaj kazandırdı. Şimdilik, dedikoduların önü kapandı. Rekabet yok mesajı verildi.
MADEN VE SANTRAL
İstanbul’daki CHP’nin mitingi, AK Parti kongreleri, iki partinin de bir seçimde iyi mücadele etmek için yaptığı hazırlıklardır. Seçim bugün yarın, erken veya zamanında olması önemli değildir. Önemli olan formu korumaktır. Uyumdan bahsederken, şu Alpu meselesi, termik santraller ve altın madenleri ile ilgili olan sorunları da hep beraber çözsek. İşte, bende o zaman ‘uyum’ lafını sevebilirim.