Yeni yılın başlangıç yazıları ‘Hoş geldin’ ve umutlarla başlar.  Yazılar iyimserlik saçar. Etin fiyatı şu kadar olmuş. Antep fıstığı altın ile yarışıyor. Kilosu Bin 200 lira. Kafeteryada oturarak, çay ve kahve içmeye yürek lazım. İyi ki Büyükşehir Belediyesi emeklilere yönelik ‘Emek Kafe’ açtı. Emekli olmayanlarında bu kafeteryaya kaynak yapmasında sorun yok. Bazıları bu fiyatları da çok bulmuş olabilir. Aşağıya inmesini isteyebilir. Bedava da yapsan, başka bir sorun mutlaka çıkacaktır. Belki de çayı evde yapıp, termosla gezeceğiz. Parkta içeceğiz.

26’ı severiz

Eskişehirliler ‘26’ rakamını sever. 2026’ya ulaşmaya bir yıl var. 365’den geriye sayım başladı. Bir yıl dediğin nedir ki, dünya güneşin çevresindeki dönüşümünü tamamladığın da, 2026 yılına ulaşmış olacağız. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce 26’ a1 kaldı, sloganı ile mesaj veriyor. Belediye hizmetlerinin artarak süreceğiniz söylüyor. Eskişehir’de biz neyi tartışıyoruz. Tüm dünyada yenilenebilir enerji ile çevrecilik ön plana çıkıyor. Yani, dünyanın veya şehrinizin kaynaklarını hoyratça kullanmayalım. 

Kapatamıyoruz

Eskişehirliler son birkaç yıldır ‘çevre mücadelesi’ veriyor. Benim köyüm Kaymaz’a bir altın madeni açıldı. Madenin cevheri bitti ama biz madeni kapatamıyoruz. Çünkü kar hırsımız var. Bilecik’ten, Bolu’dan ve de Çanakkale’den toprakları yüzlerce hatta binlerce kamyon ile Kaymaz’a taşıyarak, bu toprakların içinde gramla altın arayacağız. Yollar ne olacak, kamyonların ortaya çıkaracağı trafik ne olacak. Atıklar ne olacak? Belli değil. Üstüne üstlük bir de altı madenine eklenen yeni atık havuzunun mahkeme kararına rağmen yapıldığı ortaya çıktı.

Hepimizi yordular

2024 de, bölgenin Çukurova’sı olarak bilinen, Akdeniz ikliminin görüldüğü Sarıcakaya ve Mihalgazi yöresinde bile altın madeni açmaya kalktık. Eskişehirli çevreciler direndi. Yine bu yörede yıllarca kötü kömür ile çalışacak termik santrali konuştuk. Olması mümkün olmayan Uraysim projesinin peşinden gittik. Bu konuda siyasilerimiz açıklamalar ile şehri yordular. Hepimizi yordular.

Mezbaha işi

Eskişehir’de Nadir Küpeli’nin başkanlığında Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesi var. En az 1000 fabrika çalışıyor. Bölge üçüncü kez büyütüldü. Büyütülmede verimli topraklara olmadı. Ben Sivrihisarlıyım net bir şekilde ama Sivrihisar’a organize sanayi bölgesi kurulmasına karşı çıktım. Eskişehir’de önemli bir sanayi bölgesi var. Her ilçemize sanayi bölgesi açmaya kalkarak, çevre kirliliği ortaya çıkarmamalıyız. Mezbaha işini de siyasi şahsiyetlerimiz gelişi güzel tartışıyor. Beylikova Besi Organize Sanayi Bölgemiz vardı. Buraya Avrupa Birliği standartlarında mezbaha açılacaktı. Öbür mezbahalarımız zaman içinde standartlara uymadığı için kapatıldı. Uyan özel bir şahsın açtığı ise iş yapamadı. Beylikova’daki Besi Organize Sanayi Bölgesini de bir türlü tamamlayamadık. Ama biz mezbaha konusunu bilimsel verilerden uzak tartışıyoruz. Beylikova da özel sanayi bölgesine açılacağı söylenen mezbaha, kemikleri bile değerlendirecekti. Daha bir sonuç elde edemedik. Elimizdeki verimli toprakları iyi değerlendirmeliyiz. Üretimde kullanmalıyız.

Orhan Veli bugünleri nasıl anlatmış :"Bedava yaşıyoruz, bedava/Hava bedava, bulut bedava/Dere tepe bedava/Yağmur çamur bedava/

Sinemaların kapısı/Camekanlar bedava/Peynir ekmek değil ama/ Acı su bedava/ Kelle fiyatına hürriyet/ Esirlik bedava/ Bedava yaşıyoruz, bedava..."