Dolandırıcılıkta her gün yeni bir yöntemle tanışıyoruz. Geçmişten bu yana en klasik yöntemlerden birisi, “Adınız, telefon numaranız, banka hesaplarınız terör örgütünün eline geçti!” şeklinde bir söylemdi. Bu yöntem sayesinde toplumda korku ve endişeye sebep olarak o kadar çok insanın canı yakıldı ki… İnsanlar “terör örgütü” denildiğinde zaten içleri titriyor ama arayanın “polis” olduğunu düşünce ister istemez tedirginlikleri artıyor. İşte artık bu yöntem pek çok kez kullanıldığı ve güvenlik güçlerinin de bu konuyla ilgili yüzlerce kez yaptıkları uyarılar bayatlamış numara arada sırada sonuç verse de eskisi kadar dolandırıcıların işine yaramıyor olmalı ki yeni yöntemler denemeyi sürdürüyorlar. Son olarak sizin telefonlarınıza bazı linkler atıyorlar ve diyorlar ki, “Hesabınıza 2.5 milyon TL yattı, aşağıdaki linke tıklayarak hesabınızdaki parayı görebilirsiniz.”

Tıpkı amatör balıkçıların oltalarının ucundaki yem gibi bir şey. Balık oltaya takılırsa vurgunu yapıp geçiyorlar, yok balık oltanın etrafında geziniyorsa bu numarayı birkaç kez deniyorlar. Büyük para olunca insanların aklını çelebileceklerini onlarda biliyorlar. Nitekim bu oltaya takılan insanların olduğu kesin.
Bu arada başka yöntemlerden birisi etkin ve yetkin makamlara seçilmiş veya atanmış insanların isimlerini kullanarak bağış adı altında talepte bulunuluyor. Bu yöntem defalarca kez denenip sonuç alınabilen bu yöntem olmalı ki geçtiğimiz günlerde Bir belediyemizden konuyla ilgili olarak vatandaşları uyaran bir mesaj yayınlandı.

Son olarak Eskişehir merkezli 17 İlde 44 kişinin yatırım vaadiyle sosyal medya üzerinden 2.5 milyar liralık bir dolandırıcılık hikayesini duyunca emin olun içim titredi. Konuyla ilgili yapılan bu açıklamanın ardından bu tip dolandırıcılık olaylarının son bulmasını beklemek biraz saflık olur. Biraz da galiba insanlar olarak kendimiz dikkat etmek, boş bulunmamak ve bu tip dolandırıcılara karşı uyanık davranmak zorundayız. Dolandırıcıların geliştirdiği her yeni yönteme karşı sorgulayıcı yönümüzü ortaya çıkarmalıyız. Yoksa bu dünyada ne dolandırıcılar biter ne de dolandırılan saf insanlar. Bugün geçmişte “Bul kareyi, kap parayı” diyerek insanları dolandıranlardan daha tehlikeli mecra nın her birimizin cebinde gezdiğinin farkına varmalıyız.