Birleşmiş Milletlerin kültür kuruluş olan UNESCO tüm dünyada iki yıl ‘Yunus Emre Sevgi Yılı’ olarak ilan etti ve kutladı. Eskişehirli ise her yıl Mayıs ayında ‘Yunus Emre’yi’ anıyor. Eskişehir eksik veya fazla Yunus Emre’yi her yıl anıyoruz. Adına bir dizi tören gerçekleştiriyoruz. Yunus için ne yapılsa azdır. Bu nedenle, hepimiz Yunus Emre’yi yeteri kadar anamadığımızı düşünüyoruz. Bence bu hepimizdeki özellikle de Eskişehirlilerdeki Yunus sevgisinden kaynaklanıyor.
KÜLTÜR BAŞKA BİR ŞEY
UNESCO’nun ilan ettiği ‘ Yunus Emre Sevgi Yılı’nın birinde, Eskişehir’de devletin en yetkililerin yıla katkı sunmamızı istemesi üzerine harekete geçmiştik. Şehrimizdeki Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası ile Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrasının Ahmet Adnan Saygun’un 1943 yılında bestelediği Yunus Emre Oratoryosunu seslendirmesini önermiştim. Ancak dönemin valisinin olayı yanlış anlayarak, Yılmaz Büyükerşen’e ‘oratoryo yazalım’ çağrısı bütün çalışmaları altüst etmişti. Sonuçta, o dönemdeki valimize Kültür Bakanlığı yayınlarından çıkan Yunus Emre oratoryosu CD’sini hediye ederek, devlet kurumları arasında tartışmanın büyümesini engellemiştim. Şimdi valimiz Hüseyin Aksoy, Samsun da görev yaptığı yıllarda Samsun’a Devlet Opera ve Balesi’nin kurulmasını sağlamıştır. Dolayısıyla Yunus Emre oratoryosunu ve Ahmet Adnan Saygun’u yakından biliyor.
İSİM UNUTULUR MU?
Dünde Valimiz Aksoy, Yunus Emre için TCDD tarafından sefere konulan özel tren ile Mihalıççık ilçemize törenlere gitti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’de belediyedeki kurmay kadrosu ile törenlerde yerini aldı. Burada çuvaldızı kendimize batırıyorum. Yunus Emre törenlerine katılan Ayşe Ünlüce’nin ismini bir haber ajansı haberine ne hikmetse yazmayı unuttu. Törene katılan herkesin ismi var. Ünlüce’nin ismi yok. Ülkedeki yumuşamaya hoşgörü, her şeyden önce Yunus Emre’nin manevi şahsında yansıması gerekiyor.
MEYVELER ALINACAK
Mihalıççık Belediye Başkanımız Haydar Çorum, ikinci dönem belediye başkanlığı görevine başladı. Birinci döneminde yaptığı pek çok iş var. Ama Yunus Emre konusuna özel olarak eğildi. Törenlerin daha görkemli hale gelmesine neden oldu. Yunus Emre’ye ilçenin belediye başkanı olarak sahip çıktı.Kendisine , Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'da sahip çıktı. Bakanlık olarak katkı verdik. Bu desteğin önümüzdeki yıllarda daha da artacağına inanıyorum. UNESCO’nun 12-27 Kasım 2019 tarihlerinde gerçekleştirdiği 40. Genel konferansında alınan karar gereğince ‘Yunus Emre’nin vefatının 700. Yıldönümü’ Azerbaycan, Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya ve Özbekistan’ın desteğiyle 2021 UNESCO Anma ve Kutlama Yıldönümleri arasına alındı. Bu alınma bizi Türk Dünyasına biraz daha yaklaştırdı. Yunus Emre Türk dünyasının ortak değeri oldu. Yunus Emre, Nasrettin Hoca, Türk dünyasının her tarafında görülüyor. Bir bütün olarak sahip çıkılıyor.
Yunus Emre’ye, Türk edebiyatının en büyük şahsiyetlerinden biri olarak, Türk Dünyasının bütün ülkelerinin sahip çıktığını göstermesi daha da geliştirilmelidir. Bu konuda Mihalıççık merkez olmalıdır. Bir turizm konusu da karşımıza çıkmış oluyor. Eskişehir’de artan turizm potansiyeli önemli bir konu ile daha da anlam kazanmış olacaktır.
YUNUS OLMASAYDI
700 yıl önce Yunus Emre olmasaydı, belki de Türkçe bugün dünyada milyonlarca kişi tarafından okunup, yazılmayacaktı. Ayrıca Yunus Emre tüm dünyaya barış içinde yaşamayı tavsiye ederek,” Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için” demiştir. Türk milletinin tüm bireyleri olarak Yunus Emre konusunda her geçen yıl daha doyurucu ve görkemli anmalar, kutlamalar yapmalıyız. Yunus Emre konusunda biz hemşerileri bir adım daha önde olmalıyız. Yüzyılların ötesinden onu selamlamalı ve kadirşinaslığımızı göstermeliyiz. O olmasaydı, Türkçe olmazdı. Türkçe olmadığında ise bizler yoktuk. Başka bir şey var olurdu.