Eski eskiyken güzeldir ya…
Yeni eskitti bu kez… 
Hamamyolu Caddesi örneğin…
Eskiden orta gelirlinin mekânıydı Hamamyolu…
Şimdi de belki öyle ama çehresini zenginlerle yarıştırdı. 
Kimbilir belki de o özentilik eğreti durdu.
Önce caddenin yanı başındaki Akar Deresi üzerinde ahşap köprüler kaldırıldı.
80’li yıllarda…
Ardından dereler de hayal oldu.
Masallardaki gibi kaldı.
Gelen geçen anlattı.
“Orada eskiden dereler vardı” dedi.
Dedikler her şey görmesek de gerçek geldi.
Hayalimizde bile yakıştı. 
Görmedik ama gözümüzde canlandı. 
Daha yakın zamanda… 
Mini mini köprüler çocukluğun simgesi oldu.
Yediler Parkı çocukların en popüler parkıydı.
Kalabalıkların içerisinde çocuklar kaybolacak gibi gelir ama hiç kaybolmazdı.
Eskiliğinden mi bilinmez güven verirdi.
Yeniyle güven de silindi. 
Yediler Parkı’nın yerini birkaç demirden oyuncak aldı.
Çocukların cıvıltıları her geçen gün azaldı.
Belki de vardı ama duyulmadı.
Hamamyolu öyle çok sırtından vuruldu ki neşesi de kalmadı.
Tebessümü de…
Koca demirden bir köprü yoldaşı oldu ama yoldaşlık etmedi.
Hatta köprünün yolundan geçen dahi olmadı.
Öyle ıssız kaldı Hamamyolu…
Hala kalabalık belki ama ıssız işte… 
Yalnız…
Çaresiz…
Hissiz…
Eski kalsa böyle mi olurdu halbuki…
Gövdesini zengin etme yarışı kaybettirdi. 
O sebeple hep mahzun kalacak. 
Ama biz yine de seveceğiz.
Ve “Oradan eskiden dereler vardı bilir misiniz” diyeceğiz.
Görmesek de, geçmesek de vardı işte…

****

Kuantum Özge:
“Hissettiğin gerçektir.”