Artık Balkanlar Eskişehir’e uzak değil. Geçtiğimiz gün TRT’nin bir radyo kanalındaki bir programda, Eskişehir anlatılıyordu. Eskişehir’in Balkanlardan gelen göçler ile kültürün olumlu anlamda değiştiğine vurgu yapıldı. Balkan kültürü ile birlikte gelen yemek kültürünün de Eskişehir’i bir adım öne çıkardığı açıklandı.

Balkan savaşları ile birlikte Eskişehir’e balkanlardan göçler başladı. 1950 ile 1951 ve daha sonra 1989’a kadar ciddi göçler ile Eskişehir’in gelişimi hızlandı. Mesela Cumhuriyet’in kurulmasına, Atatürk’e ve kuvayı milliye önemli destek yapan Eskişehir’i Cumhuriyet’ten sonra kimse tutamadı. Bugün herkesin Eskişehir’i Türkiye’de birçok şehirden farklı bir tarafa oturtmasında Balkanlardan Eskişehir’e göç eden Balkan Türklerinin önemli katkısı vardır.

150 BİN NÜFUSLU KİTLEBugün Bulgaristan kökenli Balkan savaşlarından bu yana Eskişehir il sınırları içine yerleşen Balkan Türk’ü sayısı 150 bine ulaştı. Bu sayıya Kafkas ve Kırım’dan göçenlerde eklenirse, ilin yarısına yakınına yakın bir sayıya ulaşır. İşte, Eskişehir’i gücü buradan gelir.

Geçtiğimiz günlerde Günyüzülü bir arkadaşım, yeşillik ve ormanlarla kapı olduğu için Yukarı Kalabak’tan eski bir evi satın aldı. Bir kısmını onardı.Onarım sürüyor. Kovanları da evin bahçesinde yeşillik alana yerleştirdi. Geçen gün beni davet edince, birlikte evi görmeye Yukarı Kalabak’a gittik. Evin bahçesinde semaveri yaktık. Çayımızı demledik. Köylüler beni görünce geldiler. Bulgaristan’ın Razgrad şehrinden dedelerinin balkan savaşlarında gelerek buraya yerleştiklerini belirttikten sonra,” Bulgaristan’ı dedelerimizin yaşadığı toprakları merak ediyoruz. Yaparlarsa çifte vatandaş oluruz” dediler. Onlara Razgrad’ı ve Deliorman bölgesini detaylı anlattım. Eskişehir’de kökenleri bilen ancak, dedelerinin doğum yerlerini veya mezarlarını bilmeyenler var. Gitmeye kalksalar, Avrupa Birliği vizesi ile karşı karşıya kalacaklar. Türkiye’de AB vizesi bekleyenlerin sayısı 4 milyona yaklaştı.

ODAK NOKTASI ESKİŞEHİR
Balkanlardan gelen göçlerinin odak noktasının Eskişehir olması, iyi sonuçlar veriyor. Balkan Türkleri, olmasaydı kuzine ortaya çıkmayacaktı. Sobacılık, değirmencilik ve toprak sanayi belki bugünkü seviyesine çok geç ulaşacaktı. Bugün Tepebaşı Belediyesi Toprak Sempozyumu düzenliyorsa, bu geleneği takip ettiği içindir. Bu gelenek olmasaydı, Eskişehir’in dünya çapında toprak sanayisi konusunda bir ağırlığı olmazdı.

MODERN ESKİŞEHİRLİLİK
Çeşitli kültürlerden gelerek Eskişehir’de birbirleri ile kaynaşarak modern bir Eskişehirlilik, kimliği ortaya çıkaranlar, birbirlerine yan gözle bakmadan, şehrin ve Türkiye’nin gelişmesi için çaba gösteriyor. Bunun için bugün gözde kentiz. Yani, herkes Eskişehirli olmaktan gurur duyarak, halinden mutlu bir yaşam sürüyor.

ESKİŞEHİR’İN ÖNEMİ
18 Temmuz gününe kadar, 12 günlük Muharrem ayı orucu başladı. Balkanlarda ziyaret ettiğim bir Bektaşi tekkesinde, turistleri kapıda karşılayan dede herkese Türkiye’nin neresinden geldiklerini soruyordu. Viyana kapılarında Türkçe konuşmanın keyfini yaşarken, Eskişehirli olduğumu söyleyince dede benden ayrı bir yerde dinlenmemi istedi. Sonra Osmanlı eserini gezen Türkiye’den gelen turistler ayrılınca, ortalık sakinleyince Bektaşi dedesi tekkenin Eskişehir’e bağlı olduğunu söyledi. Balkanlardaki Viyana’ya kadar, mesela Budapeşte'deki Gül Baba tekkesi bile Seyitgazi ilçemizdeki Sücaattin Veli tekkesine bağlı çalışıyor. Günümüz koşullarında tabii ki, bağlantılar zayıflamış durumda bulunuyor. Peki, bizim açımızdan ne olmalıdır? Balkanlardaki bu durum, Eskişehir ve balkanlar arasındaki kültürel yapının gelişmesine katkı verir. Turizm faaliyetini geliştirir. Ancak, Eskişehir’de bu işlere kim kafa yoracaktır. Kim bu işleri organize edecektir. Burası belli değildir.

BİR ŞEY İSTEMEDİLER
Eskişehir’de Balkanlardan gelen Türklerin kurduğu 15 dernek var. Bu derneklerin bir de Eskişehir Muhacir Dernekleri isimli federasyonu var. Federasyonun merkezi Odunpazarı’ndaki Balkan Evi’dir. Geçtiğimiz günlerde bazı dernekler, bizden seçilen belediye meclis üyeleri diyerek, toplantılar yaptılar. 150 bin kişiyi temsil eden Eskişehir Muhacir Dernekleri Federasyonu geçtiğimiz günlerde Ayşe Ünlüce’den başlayarak, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı ziyaret ederek, hayırlı olsun dediler. Hem de bir tane meclis üyesi istemediler. Camialarının meclis üyesi olmadan. Destek böyle olur. Kent düşünülür. Kent için ikbal düşünülmez. Başkanların kentte iyi hizmet etmeleri Balkan Türklerinin en büyük beklentisidir.