Son günlerde Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt ile Milletvekilimiz Nebi Hatioğlu’nun söylemlerine bakarak geçmişi hatırladım. Politikacıların vaktinden önceki sözleri ya da kendilerini bulundukları konumdan daha güçlü olarak görmeleri nedeniyle söyledikleri sözler geldi.
Batı 12 Eylül den sonra bir kez daha Ecevit hükümetini yıkmak için faaliyete geçtiği yıllardı. Anayasa fırlatıldı. Derviş kaması sokuldu. İsmail Cem etkilendi. Eskişehir’de o yıllarda DSP yerel iktidarda da bulunuyordu. Ecevit’in gideceğinin görülmesi Yılmaz Hoca hariç, siyasetçilerimizin Derviş etrafında dolaylı olarak İsmail Cem çevresinde konum almaya çalışmasına neden oldu. Eskişehir’deki siyasetçilerinden bazıları benden de İsmail Cem den randevu almamı istediler. İsmail Cem’e bağlılık ifade edilecek. DSP’den kopulacaktı.
BAŞBAKAN OLACAĞIM
Tabii sonra, Derviş’in İsmail Cem’in yanından çark ederek, CHP’ye geçmesi dengelerin bir daha değişmesine neden oldu. O dönemde Yılmaz Büyükerşen Derviş’in Eskişehir’i ziyaret teklifini geri çevirerek,” Ecevit isterse kabul ederim “demişti. Protokolün gereği de buydu. Neyse, Eskişehir’deki DSP’lilerin isteği üzerine rahmetli İsmail Cem ile görüştüm. O arada DSP dağılmış, Derviş, İsmail Cem’in yanından CHP’ye Baykal’ın yanına gitmişti. O ortamda İsmail Cem’in, bizzat şu konuşmasına şahit olmuştum:” 15 günde başbakan olacağıma inanmıştım” . Bende ilkokul öğrencisi olduğumdan bu yana sülalede CHP’nin etkili isimleri olduğu için, kongreleri ve kurultaylarına giderdim. Bu durumu rahmetli Cem 'e hatırlatarak,” Kurultaylarda kollarını iki yana açarak yaptığınız güzel konuşmaları hatırlıyorum. Efsane TRT Genel müdürlüğünü biliyorum. Şu 15 gün işini anlayamadım” dedim. Siyaset böyle bir şey bir güç ortaya çıkar ve 15 gün sonra başbakan olacağına inanırsın.
POLİTİKACI DURUŞU ÖNEMLİDİR
Eskişehir’in siyasi tartışması, İstanbul televizyonların ekranlarına da taşındı. TV100 de siyasi yelpazenin sağında ve solundaki gazetecilerin yaptığı Taksim meydanı programına ilk önce Yılmaz Hoca çıktı. Hatipoğlu ile ilgili bazı sözleri üzerine, Yılmaz Hoca’nın programını tamamlamasından sonra, bu kez Almanya’dan Hatipoğlu canlı yayına bağlandı. Dün Tv100 ekranlarındaki tartışma ilk önce benim programı özet haberim olarak internet sitemizde yayınlandı. Öbür gazetelerden bu tür haber takibi olmadığı için, haberimiz internet sitemizde ilgi gördü. Bu kez Hatipoğlu cephesi, gazetelere yazılı açıklama yaparak, Yılmaz Hoca hakkında suç duyurusunda bulunulacağı açıklandı.
POLİTİKACI AZ KONUŞACAK
Şimdi, makarayı başara sararsak, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ilk önce CHP’nin 30’ların CHP’si olmamasını istedi. 30’larda Atatürklü CHP tek başına iktidardaydı. Sonra, İyi Partinin olmaması durumda Eskişehir’de belediye seçimlerini kaybedeceklerini söyledi. Kendisini aslında son seçimde İYİ Parti kurtardı ama şu şekilde oldu. İYİ parti Odunpazarına aday çıkarınca, CHP’ye verilmeyecek oylar. AK Parti’ye de gitmedi. Solun kalesinde yüzde 2.5 farkla ile zor kazandı. Kurt her şeyini bir anlamda Yılmaz Hoca’ya borçludur. CHP’den ihraç edilen ve parti ile mahkemelik olan Kurt Yılmaz Hoca’nın sayesinde hem milletvekili hem de belediye başkanı olmuştur. Ukrayna da batılıları destekle, İmamoğlu’nun peşine düşmesi, reytinginin düşmesine neden oldu. Ukrayna işine niye karışıyorsun. Atatürk’ün vasiyeti var. Rusya dostluğunun devam etmesini vasiyet olarak bıraktı. Kurt’a kızdığını tv 100 ekranlarından söyleyen Yılmaz Hoca, bu nedenle bir kez Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğunu söyledi.
Hatipoğlu, Eskişehir’de sağcı solcu ayrımı yapmayan geniş bir kitlenin kendisini desteklemesi ile milletvekili oldu. Seçim ittifakları sadece partilerin liderlerinin bir araya gelerek, kurdukları bir olay değildir. Pek çok etken vardır. Kılıçdaroğlu’nun adaylıktan önce batılı ülkeleri ziyaret ederek destek istemesi boşuna değildir. Dünya çapında bir ittifak var. Biz onun küçültülmüşünü görebiliyoruz. Böyle bir ortamda, önümüzdeki seçimde nasıl bir ittifak olacağını bilemeyiz. Yani, ittifak işini Meral Hanım veya Kemal Bey tek başına karar altına alamazlar.
PARTİ ORTAK AKILDIR
Yeni seçilmiş milletvekilinin “Ben kendi fikrimiz söylüyorum” diyerek gelişi güzel açıklama yapması yanlıştır. Bu tür açıklamalar önce parti içinde tartışılır. Kapalı toplantılarda etraflıca değerlendirilir. Sonra partinin sözcüsü veya genel başkanı tarafından açıklanır. Parti sözcüsü, söylediklerinin partiyi bağlamayacağını söyledi. Parti, ortak akıldır. Herkesin aklı birleşir, parti aklı ortaya çıkar. Parti disiplini önemli bir yer tutar. Eskişehir’de son gelişmeler göz önüne alındığında, Milletvekili ile Kurt’un aynı noktada buluştukları görülüyor. Yılmaz Hoca da daha az detaylı ve 5 dönemlik çalışmalarını anlatmalıdır. Gerisi teferruattır. 15 gün sonra başbakan olacağına inanan deneyimli politikacının söylediklerinden ders çıkarmak hepimiz için önemlidir.