Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi, Türkiye’de bir ilktir. Türkiye’de fakülteler, gazetecilik yüksekokulu, basın-yayın gibi isimler ile bilinirken, Anadolu Üniversitesi rektör Yılmaz Büyükerşen’in rektörlüğü döneminde bir yenilik yaptı. Gazeteci ve televizyoncuların yetiştiği okula İletişim Bilimleri Fakültesi ismini verdi. Bu isimde bugünde başka okul yoktur. Bu fakülte, eczacılık ve üniversitesinin temelini oluşturan İktisadi İdari Bilimler Fakültesi ile Türkiye’nin alanındaki en ünlü eğitim kurumları oldu.
İlk kez Eskişehir’de uygulandı
Bugün Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinin eski popüler yapısının olduğunu söyleyemeyiz. Popüler olduğu yıllarda, fakültesinin öğretim kadrosuna ilaveten ünlü gazeteci ve yazarlarda okula ders vermeye gelirdi. Üniversite bu yazar ve gazetecilerin tren paraları öder. Onlarda derslere gelerek, deneyimlerini öğrenciler ile paylaşırdı. Türkiye’nin başka yerinde böyle bir uygulama yoktu. Uğur Dündar’dan, Uğur Mumcu’ya, Ahmet Taner Kışlalı’ya kadar ünlü gazeteci yazar okula ders vermeye gelirdi. Yıllar içinde popüler durumunu kaybetti. Kampus içinde, fakültenin yeri de değişince öğrencileri yeni binaya ‘AVM’ ismini koydu. Başka üniversitelerde de öğrencilerin yeni binalara ‘AVM’ ismini koyduğunu biliyorum. Gazetelerde Cağaloğlu’ndan çıktı. Özelliklerini kaybetti. Hürriyet, Milliyet ve Cumhuriyet’in Cağaloğlu’ndaki binalarını hatırlıyorum. İki Telli deki binalar ilk gittiğimde beni korkutmuştu. Öğrenciler, gerçek ruhlarından uzaklaşmış yerlere ‘AVM’ ismini veriyor. Zaman içinde medyanın değişmesi, sosyal medyanın yaygınlaşması, tek kanallı televizyonun çok kanallı hale gelmesi, değişimin adımları olarak görülmelidir.
Darbelerde etki yaptı
Ben de Eskişehir’de bazı gazetecileri tanıyamıyorum. Eleştiriler köşelerde yapılmalıdır. Köşelerde eleştir yapmayanlar, sağa sola sosyal medyadan saldırıyor. Dün de yazmıştım. Sosyal medya da isimsiz ya da takma adlarla yazılan yazılara ve saldırılara bir yasal çözüm bulunmalıdır. Gazeteci ise, kendi ismi ile çalıştığı medya kurumunda eleştirisini yazabilir. Sosyal medyadan hücum edersen o başka bir şeydir. Klavye kalemşörlüğünün gideceği bir yer yoktur. 15 Temmuz bir şeyleri ortadan kaldırdı. Ama uzantılarının henüz bitmediği görülüyor. Gri listedekiler, çalışmalarına devam ediyor. Eskiden, gelişi güzel haberlere 2. Sayfa haberleri denilirdi. O da 12 Eylül sonrasında ortaya çıktı. Magazin haberleriydi. Gözde mekanın kapısından çıkarken yakalandı. Milliyet de çalıştığım dönemde bu türden çok habere imza attım. Bugün artık bu yakalanmalar ve ilişkiler o kadar sıradan ve olağan oldu ki, haber değerini kaybetti.
Siyasi magazin
Günümüzde siyasi haberler magazin haberi oldu. Sadece kabahat elbette gazetecilerde değildir. Eskişehir’de bile öğle gazeteciler var ki, bir gün küfür ediyor, ertesi gün koluna giriyor, bal badem. Siyasette yağıp gürleyenler milletvekili olduğunda suspus oluyor. Listeye giremeyince tekrardan gürlemeye başlıyor. Bugün ortalık yanıyor. Her konumuz çözüm bekliyor. Milletin derdi ile ilgilenmeliyiz. Fotoğraf çektirmek için habercilik yapmamalıyız.
Hepsi aynı
Akşam elimizde kumanda bütün kanallarda haberlerin aynı olduğunu görüyoruz. Başlıklarda aynı oluyor. Kim kimin kulağına ne fısıldadı. En pratiği tivitler... At bir tvit, ruhunu tatmin et. Yazarlar, ekranda konuşurken bile gelen mesajlarla yönlendiriliyorlar. Parmaklar telefon tuşlarında gezip dolaşıyor. Hele bir de arada tartışma kızışırsa, reytingler tavan yapacak. Böyle gitmez durumunun yaklaştığını hissediyorum.
Sezen Ünlü geçti
Ben nedense, Anadolu Üniversitemizin İletişim Bilimleri Fakültesi dekanı olarak Sezen Ünlü dışındaki dekanları zor hatırlıyorum. Bu yılda Sezen Hoca’nın önderliğinde 2025 mezunlar buluşması yapıldı. Türkiye’nin her tarafından mezun okul öğrencileri Eskişehir’de bir araya geldi. Geçmişte iki gecelerine katılmıştım. Bu yılki geceye okulun kurucu rektörü Yılmaz Büyükerşen de katıldı. Anadolu Üniversitesinin yeni rektörü Yusuf Adıgüzel oldu. Adıgüzel de okulun 1995 mezunudur. Okulunu eski haline getirecektir. Eski anlayışla tabii ki… Yıllar geçiyor, Sezen Hoca’nın ağırlığı devam ediyor.