Dün ADD Eskişehir Şubesinin kongresi vardı. Derneğin kurucusu ve uzun yıllar ikinci başkan olarak görev yapmış biri olarak, derneğimizdeki havanın eskisinden çok uzak olduğunu belirterek, yazıma başlamak zorundayım. Boş geçen bir dönemin arkasından, yeni bir dönem açıldı. Bakalım ne olacak? Dünkü genel kurulda eski başkanlardan Azmi Kerman, neler yapılması gerektiğini anlattı. CHP il başkanı Talat Yalaz da, genel kurulda yaptığı konuşmada Milli Eğitimin Eskişehir’de pilot bölge olarak yaptığı uygulaman söz etti. Milli Eğitimin Eskişehir’de ‘Çedes‘ diye bilinen pilot il uygulamasından Eskişehir’de şikâyet etmeyen yok. İktidar partisinin yeni genel merkez yönetimine Eskişehirli olarak girenler, Eskişehir’de yüzde 90’ın şikâyetçi olduğu bu konuyu genel seçime gitmeden önce çözmelidir.
Son yılların Milli Eğitimin de, Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı, İsmet Yılmaz, Ziya Selçuk, Mahmut Özer, Yusuf Tekin’i Milli Eğitim Bakanı olarak gördük. 22 yılda hep birlikte 9 Milli Eğitim Bakanı ile tanıştık. Biri de Eskişehirli milletvekilimizdi. Ortalama olarak AK Parti iktidarlarında bir Milli Eğitim Bakanı iki yıl görev yaptı. Yeni bir değişiklik önümüzdeki Mart ayında bekleniyor.
Uzun süre görevde kalamadılar
Dokuz bakanında dokuzu, kalıcı olmak ve Türk Milli eğitiminde iz bırakmak için göreve geldi. Dokuz bakanda kısa sayılabilecek sürede görevi başka bir bakana devrettiği için tutarlı bir sistem kuramadı. Sadece Hüseyin Çelik, altı yıl görev yapmıştı. Milli Eğitimde yapılacak en önemli iş, Köy Enstitüsü gibi bir yapılanmayı gün ışığına çıkarmak, hayata geçirmek olmalıdır. Milli bir politika, Türk insanının önüne koyulmalıdır. Bir bütün olarak ulusal ekonomi ile eğitimi birbirine bağlayacak bir kalkınma felsefesi hayata geçirilmelidir.
Özeleştiri var, ama…
İktidar partisinin dünya görüşüne yakın üç dernek Milli Eğitim ile ilgili olarak, ortak bir rapor yayınladı. Dernekler, Enderun Özgün Eğitimciler Derneği, Maarif Platformu ve Medeniyet Enstitüsü adlarını taşıyor. Rapordaki tespitler, “Lise ve üniversite öğrencileri kolay mezun oluyorlar. Sistem herkesi memnun edip diploma sahibi yapmayı hedefliyor. Öğrenciler yeteneklerine göre yönlendirilmiyor. İhtiyaçlara uygun eğitim verilmiyor. Üniversite mezunları işsiz kalıyor. Üstelik o saatten sonra iş bulmasını kolaylaştıracak şekilde sanayinin ihtiyaçlarına uygun becerilerle donatmak için geç kalınmış oluyor. Eğitim kısa süreli ve dar kapsamlı menfaatlere göre planlanıyor. Oysa uzun vadeli ulusal ihtiyaçlara uygun olarak planlamak gerekiyor. Üniversitelerde bölüm kontenjanları popülist yaklaşımlarla belirleniyor. Oysa ülkenin ihtiyaçları ve istihdam imkânlarına göre planlamak gerekiyor”. Herkes bu görüşleri savunabilir. Tespitler doğruyu gösteriyor. Çözümü ortaya çıkarmak için, hedefe doğru yoldan yürümek gerekir. Eskişehir de pilot bölge olarak uygulanan uygulamalardan vazgeçilmelidir. Eskişehir’de yanlışlar görüldü. Hapse düşenler bile oldu.
Felsefe olmalıdır
Artık, uzun lafın kısası milli eğitim sistemimizi yapısal sorunlardan kurtarmak gerekiyor. Her eğitim sistemi, bir felsefeye dayanır. Felsefesiz eğitim yoktur. Ne için, hangi hedeflere ulaşmak, nasıl bir insan kaynağı yaratmak istiyorsanız, felsefeye başvuracaksınız. Sistem öğrencileri neden yeteneklerine göre yönlendirmiyor? Eğitim neden kısa süreli ve dar kapsamlı menfaatlere göre planlanıyor? Eğitim ulusal ekonominin ve kalkınma hedeflerinin insan kaynağını yaratmak için bir araç olarak kabul edilmelidir. Bir şarkıdaki gibi Bugün böyle gidelim. Yarına Allah kerim anlayışından vazgeçilmelidir.
Bilimsel yaklaşım gereklidir
Milli Eğitim programında, Atatürk olmalıdır. Çünkü Cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Hayatta en gerçekçi yol gösterici bilimdir” diyor. Bakanlık zaman diyor ki, bin kişiden görüş aldık. Kendi görüşünüze uygun Bin kişi bulmak zor değildir. Müfredatta Atatürk ilkeleri, Atatürk devrimleri, Atatürk Cumhuriyetinin bakış açısı olmalıdır. Yoksa olayın çağdaş, bilimsel yönü olmaz. Eğitim, bir ülkedeki ekonomik yapının üst yapısını oluşturur. Eğitim ekonominin yansımasıdır. Türkiye ekonomisindeki sıkıntılar, milli eğitimin çağdaş müfredatı ile aşılır. Çedes yapılan yanlış gerçek anlamda, değerler eğitimi, milletimizin toplumsal değerlerini ve ahlakını, vatanseverliği, milletimizin köklü uygarlığını, Cumhuriyet’i kuranların fedakarlığını, Atatürk'ü ve devrimlerini anlatarak verilir.