Eskişehir- Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray önceki gün yaptığı açıklamada, geçtiğimi yıl 28’i Eskişehir’den olmak üzere yaklaşık 3 bin doktorun çalışmak ve yaşamak için yurtdışına gittiğini söyledi. Aksaray bunları söyledi ama İstanbul’dan liselerden bile yurtdışına göç olduğu çeşitli kaynaklar tarafından açıklanıyor.

2024 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olan öğrencilerin yüzde 89,74’ü yurt dışına gitti. Euronews Türkçe’nin yaptığı araştırmaya göre 2020 yılında okulun 165 öğrencisi vardı. 20’si tercih yapmadı. 60’ı yurt dışındaki okullara yerleşti. 85’i yurtta kaldı. Oran, yüzde 36,36.
Hızla bir artış var. Türkiye İstatistik Kurumu, 26 Eylül 2024’te, 2021-2023 yıllarının “Yükseköğretim Beyin Göçü” rakamlarını paylaştı. Yıllara göre giderek artan bir eğilim var. Liselerden “beyin göçü” rakamlarını mutlaka dikkate almalıyız. O yaşlarda giden çocuklar üniversiteden sonra gidenlere benzemiyor. Tam ergenlik dönemlerinde onları yurtdışına gönderiyoruz. Donanımsız ve korumasız olarak gidiyorlar. Aslında Türkiye zengin bir ülkedir. Ekonomisindeki kaynakları doğru yönettiğinde bunu başarabilir.

BÜYÜK KAYNAK GİDİYOR

Beyin göçü, yetiştirilmesi için büyük kaynak gerektiren veya yetiştiği halde ilgisizlik ve olanaksızlık nedeniyle bilim insanı, hekim, mühendis gibi vasıflı insan gücünün daha gelişmiş bir ülkeye göç etmesidir.Beyin göçü çoğunlukla yoksul ülkelerden zengin ülkelere doğrudur. Güneyden kuzeye göçe teknoloji ile ilgili öğrenci ve araştırmacılar, kuzeyden-güneye olan göçe daha çok sosyal bilimciler katılır. Beyin göçünden birkaç ülke yoğun olarak yararlanır. ABD'nin payı yüzde 50'dir. Buna Kanada ve Avustralya eklenirse yüzde 70, Fransa, Almanya ve İngiltere eklenirse oran yüzde 85'e ulaşmaktadır.Yetişmiş insan gücü hareketi olarak değerlendirilen beyin göçünün geçmişi çok eski devirlere dayanır.

HİTİTLERDEN BUGÜNE

Hititler,  kendi doktorlarına ilave olarak yabancı ülkelerden doktorlar getirdi. MÖ 600-300 yılları arasında beyin göçünün yönü Atina'ya doğruydu. MÖ 300'den sonra bilimin merkezi, beyin göçünün yönü İskenderiye'ye doğrudur. İskenderiye Kütüphanesi’nin insan gücü ihtiyacı beyin göçü ile sağlanmıştır. Bilimsel çalışma ortamı ve ücretler dünyanın değişik yerlerinden bilim insanlarını buraya toplamıştı. Orta çağda Avrupa ülkeleri arasında beyin göçü gerçekleşti.

EN ÇOK ALANLAR

 Sömürgeciliğin şekil değiştirmesi ile beyin göçü olgusu günümüzde de sürmektedir. En çok beyin göçü alan ülkeler; ABD, Kanada, Avustralya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç, Norveç’tir. En çok beyin göçü veren ülkeler ise Hindistan, Pakistan, Bağımsız Devletler Topluluğu, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Mısır, Nijerya, Türki Cumhuriyetler ve Türkiye'dir.

GÖÇÜN NEDENLERİ

Beyin göçünün nedenleri; ücret eşitsizliğinden, teknoloji açılımına kadar pek çok konuyu kapsar.  Günümüzde beyin göçü denen olgu daha çocuklukta başlıyor. Genel olarak batı hayranlığı ile yetiştirilen kişiler yaşamlarının ileri döneminde batı değerlerini sorgulamadan kabul ediyorlar. Daha ilkokul çağında yerinde beyin göçü yapılmakta yabancı dil eğitimi altında yetiştirilen çocuklarımız, sıraladığımız nedenlerin hiçbiri yokken bile yaşadığı ülkeye yabancıdır, ne yazık ki bu yabancılık ancak eğitimle mümkündür.

HEKİMLERİN SORUNLARI

 Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Başkanı Dr. Aksaray’ın dile getirdiği açıklamaya ilaveten, ülkemizin zor koşullarında yetişen hekimlerin eğitimden uzmanlığa ve uzmanlık sonrasında yaşanan büyük sorunları bulunuyor. Burada mağdur olanlar yalnız hekimler değil tüm sağlık çalışanlarıdır. Hekimler aynı zamanda yaşadıkları adaletsizlik ortamından şikayet etmektedirler. Üniversitelerdeki atamalarda yükselen adaletsizlik gene bir başka itiraz nedenidir. Hekim örgütlerinin (TTB) hekim sorunlarını çözmekte ulusal birliğin dışına çıkan uygulamaları, örnekleri fazlasıyla arttırılacak yukarıda sıralanan olaylar hekimlerin gelecek düşüncelerini umutsuzluğa sürükler niteliktedir. Bütün bu yönetimsel sorunlara karşılık ulus ötesi örgütler ülkemizi küçük düşürmek, terk edilen ülke göstermek için çaba harcamaktadır.

BATI TİPİ HEKİM

 Teknolojik ağırlıklı eğitim, felsefenin giderek gerilere atılması yeni bir insan tipi teknolojik hekim tipi yaratmıştır. Bilimi üretmeden bilimsel üretmeden yana olmayan hekim tipi batı ülkelerinde üretilen her tür bilgiyi sorgulamadan öğrenmeye çalışmaktadır. Para sarmalında gelire dönük sağlık işletmeleri, üniversiteler kısaca özetlenen çarkın parçası olmuşlardır. Düşünsel olarak 12 Eylül’de başlayan emeği ve düşünce gücünü dışlayan yaklaşım bilgiyi felsefeyi küçümsemiş teknolojik tek boyutlu hekim tipi yarattı. Şimdi, bu durumun sıkıntısı çekiliyor.

KISACA ÖZET

 Türkiye’deki beyin göçü sorununun esas kaynağı insan yetiştirme düzeni ile Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu insan kaynağı arasındaki eşgüdümsüzlüktür. Yüksek nitelikler edinen gençlerin en seçkinleri başta olmak üzere, bir kısmı ekonomik hayatta “karşılıksız” kaldıklarını görmekte ve göç etmektedirler. Beyin göçünün bu türüne “beyin taşması” denilmektedir.  Günümüzde dünyada en fazla beyin göçü veren 32 ülke içinde Türkiye 24. sıradadır. Hesaplarımızı iyi yapmalıyız.