CHP Eskişehir İl Başkanlığı binasında düzenlenen basın toplantısında Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP’nin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce, yeniden aday gösterilen Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile CHP Eskişehir Milletvekilleri Utku Çakırözer, Jale Nur Süllü ve İbrahim Arslan bir araya geliyor.
Koltuğunu eski Genel Sekreteri Ayşe Ünlüce'ye devretmeye ikna edilen ve böylece aday olmaktan vazgeçen Büyükerşen, burada bir konuşma yapıyor. Konuşmasında gençliğinden ve gazetecilik yaptığı dönemlerden bahsederken oldukça ilginç cümleler sarf ediyor:
"CHP'de siyasi tartışmalar olurdu. Bir araya geldi mi hepsi ahbap, ama 2 kişi gitti mi, gidenlerin dedikodusunu yaparlar. Gördüm ki, geçimsizlik, anlaşmazlık, klikler, anlaşmazlık, kıskançlıklar, iftiralar, herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyma eğilimi içerisinde. Nasıl bu parti adam olacak diye hep düşünüp durmuşumdur. Gençlik yıllarımda da, üniversite yıllarımda da aynı şeyleri gördüm.
Ve hala bugünkü siyasette de bu biraz daha bozulmuş vaziyette CHP'nin büyük hastalıklarından biri, adeta bir virüs, bir mikrop gibi. Bunu cesaretle, hiç çekinmeden söylüyorum hocalık vasfıma sığınarak. İster inanırsınız, ister inanmazsınız...
Arkadaşlarımızla 25 senedir birlikte çalışıyoruz, ahenk içinde. Bakmayın siz, ara sıra siz de bırkalardınız, siz de aramıza fitneler atardınız ama artık onlar bitti. Biz biliyoruz. Onlara da pek itibar etmiyoruz eskisi kadar. İki arkadaşımla Ayşe hanımın kazanması için uğraşacağız. Eğer bu ülkede eğitimde ve şehircilikte emeklerim olduysa, hakkımı helal edebilmek için Ayşe hanıma oy vermenizi istiyorum. Aynı şekilde iki belediye başkanıma da oylarınızı esirgememenizi daha fazlasını vermenizi istiyorum."
BÜYÜKERŞEN'İN CHP DAHİL SİYASİ PARTİLERLE İŞİ BİTTİ, ARTIK HER ŞEYİ SÖYLEYEBİLİR!
Yılmaz Büyükerşen'in kendisini aday göstermeyen CHP ile ilgili olarak böylesine önemli bir toplantı sırasında yukarıdaki sözleri söylemesi herhalde kimseye makul, normal gelmiyordur!
CHP'ye geçtikten sonraki bunca yılda benzer hemen hiçbir açıklaması olmayan Büyükerşen'in böylesine bir salvoda bulunması ister istemez dikkat çekiyor.
İşin aslına bakarsanız CHP'de işler pek de iyi gitmiyor. Çünkü Eskişehir'de bir emanetçi belediye başkan adayı göstermek zorunda kaldılar. Yılmaz Büyükerşen'i karşılarına almamak için Ayşe Ünlüce formülünde zorunlu bir uzlaşma yapmak gerekti. Ama bu durumun Büyükerşen haricinde kimseyi memnun etmediği gayet açık. Kamuoyunda, özellikle de CHP cephesinde Ahmet Ataç ve Kazım Kurt'tan birinin Yılmaz Büyükerşen'in yerine geçmesi beklenirken Ayşe Ünlüce'nin aday yapılmasının şaşkınlığı yaşanıyor!
Ne Ahmet Ataç ne de Kazım Kurt, kendileri varken Ayşe Ünlüce'nin Büyükerşen tarafından Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna vekil tayin edilmesinden hoşnut değil. Zaten Ayşe Ünlüce'yi ilk 24 saat içinde tebrik etmemeleri, sonradan göstermelik olarak etmeleri de bunun en net göstergesi. Ahmet Ataç ve Kazım Kurt'un Büyükşehir için tercih edilmemelerine gösterdikleri tepkiyi de gayet normal karşılıyoruz. Ancak Yılmaz Büyükerşen'in CHP hakkında birdenbire yükselen şikayeti olayı bambaşka bir boyuta taşıyor. Büyükerşen, kendisi olmadığı takdirde bulunduğu siyasi partilere hemen hiç kıymet vermiyor. Oyları CHP'nin ya da bir başka partinin değil kendisinin aldığını düşünüyor. Bu düşüncelerinde belli bir oranda haklı olsa da nihayetinde kendisini Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna siyasi partiler taşıdı. Kendisini iki defa seçtiren, 2010'dan bu yana taşıyan bir siyasi partiye karşı birden bire keskin bir tavır içine girmesi, siyasi partiden çok kendisini oy aldığı yönünde zihninde çok net düşünceler taşıdığının en net göstergesi. Bir yerde de "Ben yoksam gerisi tufan!" demenin bir başka yolu!
Yılmaz Büyükerşen'den böyle bir çıkış biz dahil kimse beklemiyordu. Bu çıkışı boşuna yaptığını da sanmıyoruz. Zira artık herhangi bir siyasi parti ile işi bitmiştir. Bu saatten sonra herhangi bir siyasi partiye kendisi ihtiyaç duymayacaktır. Ancak koltuğunu bırakmak istediği Ayşe Ünlüce'yi seçtirmek için halen bir siyasi partiye ihtiyaç duymaktadır ki o parti de bugün itibari ile hastalıklı bir yapıya benzettiği CHP'dir!
Büyükerşen, garip bir şekilde, işte o siyasi partinin içinden geçmekte beis görmemektedir!
***
ETO'dan ESO'ya cevap geldi!
Eskişehir Ticaret Odası (ETO) ile Eskişehir Sanayi Odası (ESO) arasında üye yapma üzerine yaşanan tartışmaya değinmiştik dün bu köşede. ESO tarafının konuya bakışını aktarmıştık.
Dün yayımlanan yazımız üzerine aradı ETO Genel Sekreteri Ali Varol ve kısa bir bilgilendirmede bulundu:
"TOBB talimat vermiş ya da vermemiş bunun bir önemi yok, zaten ortada kanun var. Ancak bu işlerin hukuk çerçevesinde yapılması gerekiyor. Bu ne demek? Şu demek; asgari 10 işçi çalıştırıyor olacak. Hem 10 işçi çalıştıracak hem de bir şeyin üretimini yapacak. İnşaat şirketinde 1000 kişi de çalışsa o firmayı siz sanayici sayamazsınız.
ESO tarafından kendilerine tebligat yapılan 3 kişi geldi bana. Birisi mimar, yanında bir kişi çalışıyor. Bir tane sıvacı geldi. Kendisi ile birlikte bir kişi çalışıyor. Kendilerine 'Şu kadar para yatıracaksınız yoksa 6183 kapsamında icra yoluyla almak zorunda kalacağız' deniliyor. İnsanlar piyasada iş yapmaya çalışırken bu yaklaşım hiç doğru değil.
En güzeli çağıracaklar, oturup konuşacaklar. Soracaklar sanayici olup olmadıklarını. En az 10 kişi çalıştırması yetmez tek başına. 9 kişi çalıştırsa üretim yapsa yine olmaz. En az 10 kişi çalıştırma ve üretim yapma şartlarını birlikte gerçekleştiriyor olmaları lazım sanayici sayılmaları için."