Size bazı şeyleri söylerim söylemesine de ispat edemem.
"Kaybedecek aday" Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendi önünü açmak için "kazanacak aday" olarak görülen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı nasıl ustalıkla yarış dışı bıraktığına şahit olduk. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bastırmasa bu iki ismi göstermelik olarak Cumhurbaşkanı yardımcısı dahi yapmayacaktı. Ancak bu sefer, eğer Türk halkı yanılır şaşar da kendisini Cumhurbaşkanı seçerse o zaman "Anayasaya göre belediye başkanlarının aynı anda bir başka kamu görevini ifa edemeyeceğini" gerekçe göstererek onları Cumhurbaşkanı yardımcısı yapmayabilir.

"TEK ADAM" KILIÇDAROĞLU'NA ADAY OLMA ÇAĞRISI YAPANLAR TIPIŞ TIPIŞ GİDİP ONA OY VERMEK ZORUNDA KALACAK
Dahası 2024'teki yerel seçimlerde her ikisini de yeniden büyükşehir belediye başkan adayı göstermeyebilir. Kemal Kılıçdaroğlu, 6'lı masada izlediği yol ve yöntemlerle kendini "tek adam" konumuna getirdi ve elleri-kolları bağlı kalanlar Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına razı olmak zorunda kaldılar. İşin en ilginç yanı da "Sakın aday olma Kılıçdaroğlu!" diye yırtınan onca vatandaşımızın tıpış tıpış gidip Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verecek olması!
Kemal Kılıçdaroğlu'nun başarısı sadece Erdoğan karşısındaki cephenin tamamının destekleyebileceği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı Cumhurbaşkanı adayı göstermemesi değil, esas başarısı başta Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti ve İYİ Parti'yi de bir nevi kendisine hizmet ettirmesidir. Bu duruma gariptir sadece İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener karşı çıktı ve şunları haykırdı: "En sonda söyleyeceklerimi en başta söyleyeyim. Geldiğimiz noktada İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmış, tıpkı yıllardır Türk milletine yapıldığı gibi ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır ve elbette buna boyun eğmeyecektir. Sağduyusunu azme çevirecek, kişisel ikbal hesapları için üretilmiş devşirme bir siyasetin 'hınk deyicisi' olmayacaktır. Üzülerek söylüyorum ki geldiğimiz son noktada dün itibarıyla 6'lı masa, artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir."

İYİ PARTİ ZORLA MASAYA DÖNDÜRÜLDÜ, YAVAŞ VE İMAMOĞLU'NUN CUMHURBAŞKANLIĞI YARDIMCILIĞI KEYFE BIRAKILDI!
Meral Akşener 6'lı masadan ayrıldıktan sonra bize kalırsa gerçekten çok büyük bir baskı gördü. Bu baskıya boyun eğmek zorunda kaldı. Bu yüzden İmamoğlu ve Yavaş'ın Cumhurbaşkanı yardımcılığı şartıyla geri döndü. Ancak masa da bu sefer de her iki ismin Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı eğer seçilirse Kemal Kılıçdaroğlu'nun keyfine bırakıldı!
Şurası net bir şekilde açık ki İYİ Parti tabanının önemli bir bölümü Kemal Kılıçdaroğlu'na dün de güvenmiyordu bugün de güvenmiyor. Bu durumda elbette İYİ Partililerin önemli bir bölümü son tahlilde Kılıçdaroğlu'na oy atmayacaktır. Bu onların Erdoğan'a destek verecekleri, oy atacakları anlamına gelmiyor. Elbette Erdoğan'a oy verenleri de olabilir. Ancak genel başkanları Meral Akşener'in, kazanabilecek adaylar olan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu tarafından nasıl yoldan dışarı atıldıklarını, nasıl incitildiklerini gördüler. Dolayısı ile Kılıçdaroğlu ile bu hesap bir şekilde görülecektir. Açık ya da kapalı bu hesabın görüleceği gün de 14 Mayıs 2023 olacaktır!

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU "TEK ADAM" BIRAKTIRMAK İÇİN ŞİMDİ DE MUHARREM İNCE'Yİ LİNÇLİYORLAR!
Kemal Kılıçdaroğlu 6'lı masada kendisini "tek adam" yapmayı başardıktan, Cumhurbaşkanlığı adaylığını kaptıktan sonra bu sefer hedeflerine Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'yi oturttular. Özellikle sosyal medyadan ne kadar etkili trolleri varsa, daha önce Kemal Kılıçdaroğlu'na video çekip "Sakın aday olma, aday olma be!" diyenler bu sefer aynı şekilde videolarını Muharrem İnce için çektiler!
Kemal Kılıçdaroğlu ve çevresinin Muharrem İnce adayken onun başarılı olmaması için aslında neler yaptığını bizzat İnce'nin kendisi çok defa ve net bir şekilde açıkladı. İnce "Yalanın kurgu merkezi CHP Genel Merkezi" ifadelerinin boş yere ortaya atmış birisi değil. Seçimi kaybetmesinin ardında Kılıçdaroğlu ve ekibinin olduğunu, kendisinin seçim gecesi başlayarak linç ettirildiğini çok defa belgeleriyle ortaya koydu.
Bugün Erdoğan'a karşı seçimi kazanabilecek kişilerden birisi Muharrem İnce'dir. Ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu kadar oy alamayacak. Kılıçdaroğlu'ndan çok oy alıp Erdoğan karşısına ikinci turda aday olarak çıksa seçimi kazanabilir. Ancak böyle bir ihtimal olmasına rağmen Muharrem İnce son günlerde CHP ve uzantıları tarafından, CHP hizmetinden hayli memnun kalmış tayfa tarafından linç ediliyor. Önceki gün partililer tarafından yapılan oylama ile İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı netleşti. Sosyal medyadan kendisine yapılan saldırılara baktık da demediklerini bırakmamışlar. Hadi diyelim ikinci tura Kemal Kılıçdaroğlu kaldı Erdoğan karşısında. Öyle bir durumda bugün bu kadar hakaret ettiğiniz adamdan ve onu sevenlerden nasıl olup da oy isteyeceksiniz? Öyle bir durumda bugün sizin onlara yaptığınızı unuturlar mı sanıyorsunuz?

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU "MÜCAHİT" İLAN EDEN Mİ DERSİNİZ YOKSA KENDİSİNE "EN ÇAPSIZ DIŞİŞLERİ BAKANI" DİYE HAKARET EDENE HİZMET EDEN Mİ DERSİNİZ!
Sadece CHP'nin oyu ile Kemal Kılıçdaroğlu elbette Cumhurbaşkanı seçilemez. Bugün halen AK Parti, onca yıllık yıpranmaya rağmen CHP'den daha önde. Yani her iki parti yarışsa seçimi kazanacak olan belli. Ancak CHP kendisine hizmette kusur etmeyen, hatta kendilerini kendilerinden daha iyi savunan, Kemal Kılıçdaroğlu'nu "mücahit" ilan eden kimi partiler de aldı yanına.
Bunlardan bir tanesi Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye'nin gelmiş geçmiş en çapsız Dışişleri Bakanı" olarak tarif ettiği Ahmet Davutoğlu'nun başında bulunduğu Gelecek Partisi'dir. İsimleri Gelecek olan bu partinin tek geleceği bugün CHP'nin elindedir.
Bir başka parti, AK Parti zamanında Kemal Kılıçdaroğlu'nun ekonomi yönetimini yerden yere vurduğu Ali Babacan ve DEVA Partisi'dir ki CHP'nin derdine deva olup olmayacağı henüz belli değildir. Bu iki partiye de CHP'lilerin şüpheyle baktıklarını, zaman zaman bu iki partiyi Erdoğan'ın kurup CHP'nin masasına gönderdiğini söylediklerini gördük, duyduk, biliyoruz!
Demokrat Parti hakkında çok fazla bir şey söylemeye gerek yok. Şahsen biz kendilerine çok başarılı buluyoruz. Erdoğan ve Bahçeli'nin ortaya çıkardığı ittifak sistemi vesilesiyle birden fazla milletvekili çıkaracaklar ve bir Cumhurbaşkanı yardımcılığı, bir de Bakanlık kazanacaklar!

MEĞER SAADET PARTİLİLER CHP'YE HİZMET ETMEYE, KILIÇDAROĞLU'NU MÜCAHİT İLAN ETMEYE NE KADAR SUSAMIŞLAR DA HABERİMİZ OLMAMIŞ!
CHP'nin 6'lı masasında Erdoğan'a karşı muhalefette en dişli çıkanlar ise Saadet Partililer oldu. Rahmetli Necmettin Erbakan'ın izinden gittiklerini iddia eden Saadet Partisi, CHP Genel Başkanının Cumhurbaşkanlığı adaylığını kendi partisi önünden duyurdu. Şu ara Erbakan'ın hayallerini gerçekleştirmiş olan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi kaybetmesi için tüm güçleriyle, bir zaman kendilerine en çok çektiren CHP zihniyetinin temsilcisi seçimi kazansın diye yapıp etmedikleri kalmıyor, demediklerini bırakmıyorlar!
CHP ve İYİ Parti kanadı bu partileri bir kez daha Meclise kendi sırtlarında taşımak istemiyorlar. Bu partilerin kendi başlarına barajı aşma ihtimallerinin bile olmadığı, dolayısı ile tek bir vekil bile çıkaramayacakken CHP kontenjanından 55 kadar milletvekiline sahip olmak istemeleri büyük bir öfkeye sebep oluyor. Bu yüzden Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu bu partiler ile ayrı bir ittifak yapıp seçime girmeleri yönünde teklifte bulunulduğu, Karamollaoğlu'nun bu nedenle ayrı bir ittifaktan bahsetmeye başladığı kaydediliyor. Ancak bu partilerin bir araya gelip bir ittifak kurmaları durumunda barajı aşıp aşmayacakları an itibariyle bilinmiyor. Barajı aşsalar bile bu durumda yeteri kadar milletvekili çıkaramayacakları düşünülüyor. Bu da CHP'ye hizmet eden bu partilerin yönetimlerini kara kara düşündürüyor. Zira ayrı bir ittifak kurup baraj altında kaldıkları takdirde Millet İttifakının Meclis'te çoğunluğu ele geçirme ihtimali de ortadan kalkmış olacak!

İYİ PARTİ "MADEM CHP KENDİ ADAYINI DAYATTI, BU PARTİLERİ MECLİSE TAŞIMAK DA ONLARA DÜŞER" DÜŞÜNCESİNDE
İYİ Parti ise bu partilere kontenjan tanımaya hiç de sıcak bakmıyor. "Madem CHP Cumhurbaşkanı adayını kendisi, kendileri ile belirledi o zaman onları Meclise taşıma işi de CHP'nin dayatmaları ile Cumhurbaşkanı adayı olan kişinin ve partisinin omuzlarında olmalı" düşüncesinden hareket ediyorlar.
Kemal Kılıçdaroğlu adaylığı kaptıktan sonra bu konuda daha radikal bir tavır içine girebilir. Anlaşma sağlanamazsa masa zorunlu olarak korunur ancak yeni bir ittifak gerçekleştirilmek zorunda kalınır ve bu ittifak da barajı aşamazsa işte o zaman bu ittifakı oluşturan 4 siyasi parti bunun hesabını ikinci turda Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sorarlar!
Bugünkü ortamda, hemen her şeyin iktidarın ve Recep Tayyip Erdoğan'ın aleyhinde olduğu bir dönemde bile Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanacağına çok fazla inanan kimse yok. İYİ Partililer inanmıyorlardı ve halen inanmıyorlar. CHP'liler de inanmıyorlar. Zira inanıyor olsalardı Erdoğan haricinde daha başka Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan isimlere bu derece saldırmazlardı!