Bir varmış, bir yokmuş…

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir bürokrat varmış…

Sıradan bir bürokratmış işte…

Gel zaman git zaman…

Eskişehir’in en önde gelen isimlerinden birine kendisini keşfettirmiş.

En yakını oluvermiş.

Siz deyin özel kalem müdürü ben diyeyim sağ kol…

Gel zaman git zaman iyi bir güç yakalamış bu sıradan bürokrat.

Gün geçtikçe gücü artmış, gücü arttıkça zehirlenmesi de…

Bir süre sonra zehirlenmiş bu bürokrat…

Ayakta atlatmış zehirlenmeyi…

Hiç düşmemiş yataklara…

Hatta bir süre sonra muhabir bir kızın işini yaptığını esnada üzerine yürüyecek kadar hadsizleşmiş.

Öyle güçlü olduğunu ve dokunulmaz olduğunu düşünüyormuş.

Sadece şimdi ki gücüne odaklanmış.

Gözü hiçbir şey görmüyormuş.

Bir süre sonra göze batmaya başlayınca yükseltiyor gibi yapıp vitrinden kaldırmışlar.

Ayak altında çok gözüksün istememişler.

Ama yine de baba yerler ona bağlanmış.

Sen büyük adamsın denilmezse huzur vermez bize” şiarından yola çıkarak olsa gerek Eskişehir unutulmuş, herkes kendi huzurunu düşünmeye başlamış.

Ancak yıllar geçmiş.

Yıllar geçmiş.

O kız yapılanları unutmamış.

O üstüne yürüdüğü, küçümsediği muhabir büyük bir güce sahip olmuş.

Bizimkinde makam gücü varmış ama onda da kalemin gücü!

Aralarındaki tek fark, bu kız kalemini hiç kötüye kullanmamış.

Zehirlenmemiş.

Kalemini öyle bir oynatıyormuş ki Eskişehir’de yer yerinden oynuyormuş.

Bu kız gün gelmiş dikilivermiş bu bürokratın karşısına…

Kimsenin yazamadığını yazmış, kimsenin söyleyemediğini söylemiş.

Sindirmek için mahkemelere gitmiş, hepsinde “Basın özgür denilerek” aklanmış bizim muhabir kız…

Çünkü doğru tekmiş!

Eeee tabi gel zaman git zaman korkmaya da başlamış bu bürokrat…

Gücü her geçen gün zayıflıyormuş, yok oluyormuş, çünkü bu muhabir kızın yazdıkları haklı olduğu için kentte yayılır olmuş.

Bir süre sonra da haklılığı ortaya çıkmış.

Peki, ne yapmalıymış?

Sessizce gitmeliymiş bu kişi…

Gürültülü giderse de büyük sıkıntı olurmuş…

Sessizce göndermişler, su dökmeden göndermişler.

Zorunlu” gitmiş.

Küçümsediği muhabir kız arkasından el sallamış o görmeden…

Anlayacağınız o bürokratın gidişinde bizim muhabir kızın emeği çok büyük olmuş…

Bu da sana ders olsun, alırsan demiş:

Bazen bir hatan vardır, egon düzelmezse, o hatayla sınar seni evren…”

******

Kuantum Özge der ki:

Gücünü kötüye kullanma. Gün gelir evren karşıyı güçlendirir.”