Odunpazarı’na bağlı…
Türkmentokat köylüleri bir sabah uyandı ki evleri yıkılıyor.
Türkan Şoray ile Bulut Aras’ın oynadığı “Sultan” filmini anımsattı hikaye bana…
Sultan, mahalle kültürünün ne olduğu, gecekondulaşmanın kentlerde nasıl var olmaya çalıştığı filmler arasında gösterildi bir dönem…
Türkmentokat’ta geçen hikaye ise gerçek…
Eskişehir’de yaşandı.
İkisinde de yüreğimiz burkuldu.
13 binaya yıkım kararı çıktı.
Çalışmalar başlatıldı.
Odunpazarı Belediyesi tarafından başlatılan yıkım çalışmaları, köylülerin ve çiftçilerin tepkisine de neden oldu.
Nasıl olmasın ki?
Evet, binalar ruhsatsız ancak bazı bina sahiplerinin gidecek ve kalacak yeri yok.
Üstelik, kentte ruhsatsız bina da çok…
Garibanın, köylünün ruhsatsız binasını yıkmak kolay…
Peki ya zenginin?
İş oraya gelince durup düşünülüyor çünkü…
Ruhsatsız faaliyet gösteren hobi bahçelerine neden dokunulamıyor örneğin…
Köylü denilince kepçe kolay giriyor demek ki…
Mahalle Muhtarı İbrahim Uğur, yıkılan binalarda ruhsat olmadığından bahsediyor:
“Burası köy yeri, eski yapılar. Belediye 15-20 gün tebligat vermişti. Artık bugün yıkım aşamasına geçtiler. Yıkım sebebi, ruhsatı yok, kaçak yapılar var. Bir şey yapamıyoruz, elimizden bir şey gelmiyor. İçeride hayvan olan binalar var, köylü ‘Kendim yıkayım bari’ dedi. Çatısını falan sökmeye başladı. Gidecek hiçbir yeri olmayan vatandaşların evleri yıkılıyor. Çoğu kişinin ne durumu ne de gidecek bir yeri var. Ama yine de yıkılıyor.”
O konuştukça yıllar öncesine gittim.
Sultan filmine…
Türkan Şoray’ın oynadığı film İstanbul'un varoşlarında geçti.
Mahallenin genç ve yakışıklı genci ve aynı zamanda mahalle muhtarının oğlu olan Kemal (Bulut Aras) minibüsçülük yapıyordu.
Mahallede pek çok genç kız ile çıkmakta olan Kemal, bir gün Sultan'ı (Türkan Şoray) elde etmeyi planlar ve kadın da ona aşık olur.
Diğer taraftan mahalle muhtarına gelen bazı kişiler gecekonduların bulunduğu yeri satın alır ve herkesi evlerinden atmak ister.
Mahalleli ve muhtar arasında kıyasıya bir kavga başlar.
Mahallede en son kalan kadın ve birkaç aile daha başka bir yere ev yapmak üzere göç eder.
Ve yıkım esnasında kadın bağırır:
“Yıktırmam ulan! Kendi ellerimle yaptım, kendim yıkarım! Size dokundurmam!”
Gözyaşı içinde izlediğimiz o film geldi geçti gözümüzün önünden…
Köylü de aslında ahırını, binasını yıkarken Odunpazarı Belediyesi’ne aynı şekilde yanıt verdi:
“Ben yaptım, ben yıkarım!”
Birisi film…
Diğeri gerçek…
Halkçı belediye başkanına yakıştı mı bu gerçek?
****************************
Kuantum Özge der ki:
“Evreni düşüncelerimizle şekillendiririz.”