Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde İlahiyat Öğrenci Topluluğu ve Eskişehir İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Derneğine bağlı Genç İHH Başkanı Ömer Koca insan haklarının ihlallerini protesto etmek için bir araya geldiler.
Topluluk adına konuşma yapan Ömer Koca Doğu Türkistan, Filistin ve Suriye'de yaşanan soykırıma dikkat çekerek, "Birleşmiş Milletler (BM), Doğu Türkistan’da 1 milyondan fazla Müslüman Uygur Türkü’nün toplama kamplarında tutulduğunu açıklamıştır. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de aynı yıl eylül ayında 125 sayfalık bir rapor yayımlayarak kamplarla ilgili belgeler paylaşmıştır. Bu uluslararası raporlara göre, insanların kamplara kapatılması için herhangi bir suç işlemiş olma gerekçesi aranmamaktadır. Bilakis dinî görüntüye sahip olmak, yurt dışında akrabası bulunmak, içki içmemek, Whatsapp kullanmak, camiye gitmek, başörtüsü takmak, kısacası kendisinin Müslüman ve Türk olduğunu gösteren herhangi bir özelliğe sahip olmak, Çin makamlarınca kamplara konulmak Çin makamlarınca yeterli bir sebep görülmektedir. Kamplardan çıkabilen şahitlerin verdiği bilgelere göre, tutsaklar sorgulanmalarından sonra detaylı bir sağlık muayenesinden geçirilmekte ve özellikle iç organları ile ilgili tetkikler yapılmakta, ardında da durumlarına göre belirlenen kamplara gönderilmektedir. Kampta gün boyu elleri ve ayakları kelepçeli olarak ve kelepçelere takılan ağır zincirlerle birbirlerine bağlı şekilde koğuşlara atılmaktadırlar. Her cuma günü özellikle domuz eti yemeye, dini ve Allah’ı inkâr eden yeminler etmeye zorlanmaktadırlar. Tutsakların kendi dillerinde konuşmaları kesinlikle yasaktır" dedi.
Korkmuyoruz, susmuyoruz
Bu katliamları yapanların yargılanmasını temenni ettiklerini belirten Koca, "Filistin'de 70 küsur yıldır devam eden ve 7 Ekim 2023 itibariyle zirveye çıkan, tüm dünyanın canlı yayınlarda seyrettiği bir soykırım gerçekleşmektedir. Öyle bir soykırım ki ; bebekler, kadınlar, yaşlılar, erkekler atılan bombalarla paramparça oluyor, anne-babalar enkazlarda evlatlarının et parçalarını topluyor, küçücük çocuklar babalarının cenaze namazlarında çıplak ayaklarla göz yaşı döküyor, aynı çocuklar annelerinin ceset parçalarını poşetlere koyuyor ; yetmezmiş gibi Gazze'ye gıda sokulmaması için her şey yapılıp insanlar açlığa mahkum ediliyor ! Ve daha buraya sığdıramadığımız nice zulümler oluyor Gazze'de. Ayrıca Suriye’de de çeşitli insan hakları ihlallerine şahit olduk. Özellikle 2011 yılında kanlı Esed rejimine karşı başlayan barışçıl gösteriler, rejim tarafından silahla kanlı bir şekilde bastırılmaya başlandı. Sonrasında çıkan iç çatışmalarda ise siviller Esed rejimi tarafından çeşitli katliamlara maruz kaldı. Yerleşim yerleri varil bombalarıyla vuruldu. Bunun en büyük örneğini geçen hafta Pazar günü Muhalifler’in Şam’ı özgürleştirmesinin ardından Sednaya Hapishane’sinde gördük. İnsanlara burada vücutlarının farklı yerlerine kaynar su dökme, başını suya sokarak boğma hissi verme, elektrikli sopayla vücuduna elektrik verme, mağduru çıplak bir şekilde metal sandalyeye oturtarak sandalyeye elektrik verme gibi çeşitli insanlık dışı yöntemlerle işkence yapıldı. Üniversite gençliği olarak gece gündüz bunun için çalıştığımızı ve çalışacağımızı ilan ediyor, zalimlere dur diyeceğimizi korkmadan beyan ediyoruz!" şeklinde konuştu.