Türkiye Büyük Millet Meclisi Yapay Zekâ Araştırma Komisyon Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez son yıllarda ciddi ilerleme gösteren yapay zeka hakkında 2Eylül Haber'e konuştu. 

AKIL YERİNE GEÇECEK BİR TEKNOLOJİ

Yapay zekanın aklın yerine geçebilecek bir teknoloji olduğunu ifade eden Dönmez, "Yapay Zekâ özellikle son yıllarda hemen herkesin sıkça duyduğu konulardan birisi. Bizim de yaklaşık bir yıldır meclise girdikten sonra üzerinde çalıştığımız bir konuydu. Öncelikle tabii grup yönetimimizde de konuşarak yapay zekânın meclis vasıtasıyla da tüm yönüyle araştırılmasının faydalı olacağını, sıradan klasik bir teknolojiye benzemediğini, hem bireyin hem toplumun hayatını etkileyebilecek, geleceğimizi şekillendirecek bir teknoloji olduğunu ve bunun tüm boyutlarıyla araştırılmasının faydalı olacağını ifade etmiştik. Sağ olsun onlar da değerlendirmelerini yaptılar ve geçtiğimiz yıl Kasım ayında genel kurulda önce oylandı ve tüm siyasi partilerin desteğiyle geçti. Ocak ayında da komisyonumuz çalışmalarına başladı. Yapay zekânın tanımını yapmak lazım. Yapay zekâ nedir? Yapay Zekânın 3-4 tane tanımı var. Benim en hoşuma giden akılda kalıcı tanımı şu ; İnsanın bilişsel davranışlarını taklit etme yeteneğine sahip araçlar veya teknolojiler. Yani insan gibi düşünen insan gibi öğrenen bir teknoloji ile karşı karşıyayız. 1880'li yılların başında Sanayi Devrimi ile birlikte insanoğlu enerjiyi, gücü üretmeyi kontrol etmeyi öğrendiğinde kas gücüyle yaptığımız veya hayvanlara yaptırdığımız işleri makinelere yaptırmaya başladık ve ciddi bir verimlilik artışı yaşamış olduk. Ardından elektrik-elektronikte, tıpta, genetikte birçok alandaki gelişmelerle birlikte hakikaten teknoloji insanoğlunun insan medeniyetinin gelişmesinde büyük bir araç oldu. Dün kolumuzla, ayağımızla yaptığımız, kas gücüyle yaptığımız işlerin yerine ikame eden araçları yaparken bugün insanoğlu başka bir organın işini ikame edecek bir teknoloji ile karşı karşıya. Yani aklımız. Aklımızla nasıl öğreniyoruz? Nasıl karar verebiliyoruz? Nasıl ifade ediyoruz? Bunların yerine geçecek bir teknolojiyle karşı karşıyayız" şeklinde konuştu. 

C9D1101E 32Aa 4C98 90Ba 19Ab53F21Cb9

İRADE YAPAY ZEKAYA BIRAKILAMAZ

Yapay zekanın insanoğlu yararına çalışması gerektiğine dikkat çeken Dönmez, "Bu teknoloji üzerine geçtiğimiz yüzyılın sonlarına doğru çalışılıyordu ama bu hale gelmemişti. Asıl olay bu yüzyılın başlarında başladı. Çünkü yazdığınız, konuştuğunuz bir metni anlaması gerekiyor. Örneğin bilgisayarları biliyoruz ki duygusal tarafları yok. Bugüne kadar birçok drift, kompleks, sofistike projeyi hesaplama yolları yaptırabildik. Ama düşünme hadisesi farklı. İnsanoğlu nasıl düşünüyorsa makineye de öyle düşündürelim diye yola çıkıldı. Belki milletin bugünlerde en çok kullandığı tercüme programlarına gitmek gerekiyor. Yani siz bir Türkçe metni veriyorsunuz İngilizceye, İngilizce metni veriyorsunuz Çinceye çeviriyor.  Herhalde 50'den fazla dilde çeviri yapabiliyor. Sözlü olarak siz söylüyorsunuz o yazıya çeviriyor, anlıyor. Yani bugün işte sizin bana sorduğunuz soruyu ben nasıl algılayıp kendi bilgi ve tecrübelerime göre size cevap veriyorsam yapay zekâ da aynı mantıkta ama yapay zekâ tek başına bir şey üretmiyor tabii ki. Yapay zekânın yakıtı, bir yerde en merkezindeki odaklandığı yer veri. Big data dedikleri büyük verilere ihtiyaç var ama bu verinin güvenilir olması gerekiyor. Yani yanlış bir şekilde öğretirseniz size yanlış cevaplar verebilir. Bir çocuğu nasıl küçükken eğitiyorsanız öğretiyorsanız bu makinelere de aslında öyle öğretmeye ve eğitmeye başladılar. Hangi kaynaktan güvenilir bilgi alacağı önemli. Bir de tabii bu teknolojinin insanoğlunun yararına çalışması lazım. Yani insanoğlu eğer bu her şeyi biliyor zaten ben okumayayım çalışmayayım ne gerek var derse yarın da onun verdiği kararları tatbik etmeye kalkarsa o zaman insanın yeryüzündeki varlığı da tartışılır hale gelir. Hâlbuki biz inanıyoruz ki İnsanoğlu eşref-i mahlûkat. Yani yaratılmışların en hayırlısı, en şereflisi. Bu iradeyi de ona bırakmamak lazım. Bizim kontrolümüzde olan bir yapay zekâ yine bize yararlı olabilir. Fakat her şeyi ona sorup ve onun verdiği cevaplara göre eyleme dönüştürecek olursak o zaman bu iş farklı bir noktaya gidebilir. O açıdan biz diyoruz ki güvenilir yapay zekâ kullananlar bu teknolojiyi bilinçli olarak kullanmalı, insanın temel hak ve özgürlüklerine saygılı olmalı, çevreye zarar vermemeli,  insana zarar vermemeli. Bunların hepsi bunun da etik kurallarını oluşturacak" dedi. 

Eskişehir'de klasik müziğin büyüleyici tınıları yankılanmaya devam ediyor Eskişehir'de klasik müziğin büyüleyici tınıları yankılanmaya devam ediyor

6129182D 6F40 4658 B849 Fb8B092C8F7F

YAPAY ZEKA HER ALANDA OLACAK

Önümüzdeki süreçte yapay zekanın gelişmeye devam edeceğini ve yapay zeka ekosistemini oluşturmanın önemli olduğunu belirten Dönmez, "Komisyonumuz eğer bir yasal hukuki düzenlemeye ihtiyaç olursa meclis tarafından bu hukuki altyapının hazırlanması konusunda da çalışmalarını yapacak. 2-3 hafta oldu başladık işte ilk önce TÜBİTAK’ı dinledik bu konuda yapay zekâda kamu kurumlarımız içerisinde hatta özeli de dâhil ettiğimiz gerekirse en hazırlıklı olan kurumumuz orası. Yapay zekâ enstitüsü var orada. Ardından Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi yetkililerini çağırdık onları dinledik. Şimdi yarın Bilgi Teknolojileri kurumunu dinleyeceğiz. Yine Kişisel Verileri Koruma Kurumunu dinleyeceğiz. Çünkü biraz önce söylediğim gibi verilerin bir kısmını da bizim kendi ürettiğimiz kendi kişisel verilerimize ait. Dolayısıyla verilerin de izinsiz kullanılmaması lazım, hukuki sorunları doğurabilir. Siz bir bilim adamısınız diyelim bir makale yazdınız. Telif hususu var. Sizden izinsiz bu bilgilerden yararlanması doğru mu? Ne kadar hukuki? Bunları tartışacağız. Diğer bir husus hem bireysel hem de toplumsal hayatımızı her tarafından etkileyebilecek bir kabiliyette olduğunu söylemiştim. Özellikle sağlıkta mesela teşhis, tanı koymak ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi konusunda yapay zekâ üzerine çalışan kurumlar var. Kişiselleştirilmiş eğitim denilen bir şey var. Örneğin bir öğrenci üniversite sınavına hazırlanıyor matematikte bazı konularda daha iyi bazılarında daha zayıf diyelim onu bir teste tabi tutuyor hangi konularda daha zayıf olduğunuzu tespit ediyor ve o bölümlerde size eğitim veriyor. Bütün dersleri bunda yapabilirsiniz böyle bir imkân var. Tarımda mesela yapay zekâ destekli projeler üzerinde çalışılıyor. Enerjiden, finansal teknolojilere kadar şu anda adını sayamayacağım birçok alanda yapay zekâyı görüyoruz. Yine bir başka alan Görsel Sanatlar. Bugün kısa film yaptırabiliyorsunuz yapay zekâya. Hatta senaryo yazdırıp, animasyonlu oyuncuları ona belirletebiliyorsunuz. İşte bu bir aksiyon filmi mi olacak drama mı olacak romantik mi olacak ona göre size mekân seçiyor oyuncular seçiyor. Bilim kurgu filmlerinde epeydir zaten belli animasyonlar için biliyorsunuz yapay zekâ teknolojileri kullanılıyordu. Bunlar önümüzdeki dönemde daha da gelişecek. Tabii teknolojiyi yasaklayarak da baş edemeyiz. Onun için burada bilinçli olmak ve güvenilir yapay zeka ekosistemini oluşturmak önemli" ifadelerini kullandı. 

BU TRENDE BİZ DE VARIZ

Türkiye'nin bu süreçte güzel başarılar elde ettiğini ve bu başarılara devam edeceğini ifade eden Dönmez şunları söyledi; "Türkiye olarak bu sürecin içerisindeyiz, bu yarışta varız. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten yarışın dışında olursak özellikle küresel rekabette geriye düşeriz. Bu konuda çalışan birçok kamu ve özel kurum var. Geçen bir araştırma yapmıştık üniversitelerimizde bile 2 bin civarında yapay zekâya çalışan akademisyen olduğunu görmüş olduk. Bunlar sevindirici. Yeter mi? Elbette yetmez ama bu yarışta olmamız lazım. Bu yarışı sadece Amerika'ya, Çin'e, Avrupa'ya bırakırsak olmaz. O zaman işte diğer teknolojilerde olduğu gibi sadece paranızı verip alıp kullanan oluyorsunuz. Bu da bize yakışmıyor. Çünkü Türkiye birçok şeyi başardı ve bu trende, bu yarışta bizim de olmamız gerekiyor. TÜBİTAK epey ciddi teşvikler veriyor. Gerek özel şirketlerden gelen AR-GE destekleri gerekse üniversitelerimizin bu alandaki bilimsel araştırmalarımıza dönük teşvikleri ve destekleri var. Burada tabii bir diğer önemli husus da bu programların üzerinde çalışacağı süper hızlı bilgisayarlar. Yani donanımlarında elimizde olması gerekiyor. TÜBİTAK‘ın da bir takım böyle hazırlıkları var. Çünkü bu yazılımlar bildiğimiz masaüstü bilgisayarlarda çalışacak durumda değil. Çok daha hızlı binlerce bilgiyi, para metreyi aynı anda çalışması hesaplaması gerekiyor süper bilgisayarlarla süper hızlı bilgisayarlarla çalışması gerekiyor. Burada da tabii bir atılım yapmaya ihtiyaç var. Ben Türkiye olarak yapay zekâ ekosisteminin Türkiye'de mevcut birikimimizle kurulabileceğine inanıyorum. Bir mühendis olarak da gönülden söylüyorum. Bu işte biz de varız, olmamız da gerekiyor zaten."

Kaynak: 2Eylül Haber