Celalettin Kesikbaş…
Eskişehir Sanayi Odası Başkanı…
31 Mart yerel seçimlerinde en sükseli dönemini yaşadı.
Aylar öncesinden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yakıştırıldı.
Hangi parti olduğunun önemi yok ama “sen parti üstü bir isimsin” denilerek epey alkışlandı.
O zaman da sordum.
Kardeşim parti üstü ne demek?
Bir insanın siyasi görüşü olmaz mı?
Bir insanın siyasi duruşu olmaz mı?
Hatta bir ara Özge senle aynı düşünüyor diyeni duydum ama komünist diyeni duyamadım.
Komünist denmesinden bile çekinildi de “Özge seninle aynı düşünüyor” denilerek geçiştirildi.
CHP’den kapıları epey zorladı.
Baktı olmuyor AK Parti’yi denedi.
Tabi bu süre zarfında alkışlayanların sayısı da arttı.
Herkesle arası iyi, şehre vizyon katacak denilerek “insanlarla geçinmeyi” parti üstü saydılar.
Parti üstü bir kavram olmaz, olamaz.
Her insan doğuştan siyasetin içindedir.
Kimliğin, ırkın bile siyasi yöne sürükler.
Böylesi bir ortamda “parti üstü” kavramına anlam veremedim.
AK Parti aday gösterseydi, Celalettin Kesikbaş bugün Büyükşehir Belediye Başkanı adayıydı.
Hatta iddia bu ya belki de kazanmıştı.
Sosyal medyasından geçtiğimiz gün bir fotoğrafını paylaşmış Kesikbaş…
Arjantinli Marksist-Leninist siyasetçi, Küba gerillaları ile Enternasyonalist gerillaların lideri ve komünist bir devrimci Ernesto "Che" Guevara’nın fotoğrafının bulunduğu tişört giymiş.
Eeee şimdi de sormazlar mı?
AK Parti aday göstermeyince mi devrimci oldu?
Yoksa hep devrimciydi de AK Parti aday göstersin diye mi gizledi?
**********************
YIKIMDA AŞK BAŞKADIR!
İstiklal Mahallesi Porsuk Bulvarı Adalar mevkiinde kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde elle yıkım yapılırken göçen binada Odunpazarı Belediyesi tarafından makineyle yıkım çalışması başladı.
Kasım ayındayız.
Sonbahar ve aşkın ayı…
Aşıklar normalde sonbahar yapraklarının içinde gökyüzünü seyretmesi gerekirken, bir cafede sıcak bir çay yudumlaması gerekirken, doğada yaprakların sesini dinlemesi gerekirken “yıkım” çalışmalarını izliyor Eskişehir…
Aşıklar bile eskisi gibi değil…
Vallahi bak!
Ekonomi mi yıktı?
Yaşam şartları mı yıktı?
Tahammülün bitmesi mi yıktı bilinmez ama psikolojilerimiz yıkık!
Sahi biz ne zaman yıkıldık?
Siz yine de Ahmet Arif’i dinleyin:
“Öyle yıkma kendini
öyle mahsun, öyle garip…
nerede olursan ol
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne
tükür yüzüne celladın
fırsatçının, fesatçının, hayının…
dayan kitap ile”
******************
Kuantum Özge der ki:
“Düş ama yıkılma…”