Destici memleketi Sivrihisar da yaptığı açıklamada, Büyük Birlik Partisi olarak kuruldukları günden bu yana terörle mücadelenin önemini anlattıklarını belirterek, “Birincisi terörle mücadelenin tüm unsurlarına karşın topyekün yapılması. İkincisi de terörle teröristle müzakere olmayacağı ve mücadele edilerek terörün kazanacağı söylememizdir. Biz dün, yani kurulduğumuz 1993 yılında ne söylemişsek, bugün de aynı söylemlerimizi tekrarlıyoruz. Tabi bu süreç başladığında, denildi ki; hiçbir pazarlık müzakere yapılmayacak ve tamamen bir İmralı’ya gidecek oradan direkt PKK’ya, ‘Silahları bırakın’ çağrısı yapılacak ve bu çağrı gerçekleşecek. Dolayısıyla da bir şart, pazarlık, müzakere yok ama şimdi gidildi gelindi, bakıyoruz DEM Parti tarafından 7 maddelik bir açıklama yapıldı ve daha terörist başının İmralı canisinin neler istediği de açıklanmadı.” dedi.
'GARANTÖR ÜLKE' İSTEMİŞLER!
Görüşmelerin ardından DEM Parti heyetinin ‘garantör ülke’ istediğine yönelik duyumlar aldıklarını anlatan Destici, şöyle konuştu:
“Mesela benim kulağıma gelen bir şey var ki asla Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin kabul etmeyeceği bir şey, ‘garantör’ bir ülke istiyor. Daha başka maddeler de var ama sadece bu bizim için yeterli, yani bu sürece karşı çıkmamız için bu bile yeterli çünkü garantör ülke istemek demek, yani diyor ki; Amerika, Almanya ya da İngiltere bu sürece garantör olsun. Bizim durumumuz bu ama bunu açıklamadılar. Pazartesi günü başka partilere gittiklerinde bu açıklanacaktır diye tahmin ediyorum. Şimdi garantör ülke demek ne demektir. Bu asla bizim ya da Türk milletinin kabul edebileceği bir şey değildir. Ben bunu duyduğumda kanım dondu, inşallah böyle bir şey yoktur ve dolayısıyla da böyle bir şey asla kabul edilemez. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin herkese söyleyecek sözü de vardır, terör başta olmak üzere her meselesinde halledecek gücü de vardır. Kendi göbeğini kendi de keser.”
ŞEHİT AİLELERİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ
Destici, terörle mücadelede kayıplar veren ailelerin düşünceleri ile aynı fikirleri paylaştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
“Burada tabii ki şehit ailelerimiz, gazilerimiz var. Onlar ne düşünüyor? Onlar ne düşünüyorsa, biz aynısını düşünüyoruz. Yıllardır o bölgede terörle mücadelede bulunduğu coğrafyada bu mücadeleyi vermiş, pek çok kayıp vermiş aileler, korucular, korucu aileleri; devletinin, ülkesinin ve milletinin yanında durmuş bölge halkı var. Onlar ne düşünüyor? Onların iradesi çok önemli. Dolayısıyla da bizim Ankara’dan vereceğimiz kararlar, bazen kuşatıcı olmayabilir. Yani vatandaşın görüşünü yansıtmayabilir. Onun için halkımız ne istiyor, referandumsa referandum. Halk ne istiyorsa da onu yapmamız lazım, benim gördüğüm halkımız terörle mücadele istiyor, müzakere istemiyor.