Düzenlenen toplantıda konuşan Özen, “Ülkemizin son dönemde yaşadığı en büyük çevre felaketi olan İliç maden faciasının üzerinden tam bir yıl geçti. Dokuz emekçimiz ihmal nedeniyle tonlarca toprağın altında kaldı. Yaşadığımız felaketin ardından İliç Araştırma Komisyonu kuruldu. Ancak geçen zamanda ne asıl sorumlular bulunabildi ne bir rapor yazılabildi ne de bundan sonraki kazaları önlemek adına bir adım atılabildi” ifadelerini kullandı. Yetkililere seslenen Özen, “Bu tür kaza ve felaketlerin yaşanmaması için gerekli kanun ve düzenlemeleri çıkarmak adına yetkililere sesleniyoruz. Neyi bekliyorsunuz?” şeklinde konuştu.
NEYİ BEKLİYORSUNUZ?
Özen, “Gıda fiyatları artıyor, köyler boşalıyor, tarım ve hayvancılık bitiyor. Köye dönüşü destekleyecek projeler geliştirmek için neyi bekliyorsunuz? Madde bağımlılığı tehlikesi çığ gibi büyüyor. Bu sorunla daha etkin mücadele etmek için neyi bekliyorsunuz? Haberlerden izliyoruz, sokaklar poligonu aratmıyor. Bireysel silahlanmayı önlemek için neyi bekliyorsunuz? Geçim için değil seçim için acele edenler, gerçek gündeme dönmek için neyi bekliyorsunuz? Kartalkaya faciasıyla ilgili olarak Sayın Bakan’ı görevden almak için neyi bekliyorsunuz?” dedi.
MAHMUT ARIKAN’DAN TRUMP’A MEKTUP
Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Mahmut Arıkan’ın Trump’a mektup yazdığını aktaran Özen konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Bu mektubu sizlerle paylaşarak sözlerimi sonlandırmak istiyorum. Bay Başkan her zamanki hayalperestliğinle Gazzelileri başka ülkelere süreceğini ve Gazze’yi imara açacağını dikte ediyorsun. Vatan toprağı ile emlak arsasını birbirine karıştırma! Bu işler emlakçılık yapmaya benzemez. Bu coğrafyaya cehennemi yaşatmaya gelmiş birçok kralın mezarı bile yok! İki seçeneğin var. Ya ateşkesi destekleyerek barış ve insanlıktan yana olacaksın ya da bölgeyi daha büyük bir ateşe sürükleyerek kanlı bir katil olarak anılacaksın. Koltuğunu çektiğin Netanyahu’nun planlarına uyup aptal olma! Gazze’nin üzerinden elini çek! Eğer bölge tarihi ve emperyalizme karşı direniş konusunda bir bilgiye ihtiyacın olursa, bizi ara”