“Bugün, kendisi için özel bir gün olduğunu vurgulayan Özel, şöyle konuştu:
“Bir yıl önce genel başkan oldum ve bu sürede pek çok kente gittim. Bu bir yıl içinde 45 kente toplam 193 ayrı ziyaret gerçekleştirdim, bunlardan 122’si çeşitli etkinliklerdi, sekiz tanesi ise seçim sonrası etkinliklerdi. Ayrıca yedi farklı ülkeyi ziyaret ettik. Eskişehir'e ise 7 kez geldim. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Eskişehir’in bizim için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok. Bu şehirde yapılan her ziyarette önemli dersler çıkardım.
Bir anımı paylaşmak isterim: Yılmaz Hoca büyükşehir belediye başkan adayı iken bir üniversite öğrencileri buluşması düzenlenmişti. Yılmaz Hoca, gençlere hitap ederken, “Eğer bu seçimde bizim partiye oy vermezseniz hiçbirinize hakkımı helal etmem” demişti. O an endişelendim, gençlerin tepkisi ne olacak diye düşündüm. Ancak tam tersine, öğrenciler ayağa kalkıp onu alkışladılar. Öğrencilerin bu tepkisi, Yılmaz Hoca'nın yıllar içinde kazandığı güvene dayalı bir sevgi ilişkisinin göstergesiydi.
Bugün ülkemizde öğrencilerin ciddi sorunları var. Sayın Erdoğan, 23 yıl öncesiyle bugünü kıyaslayarak 45 lira olan öğrenci burslarının arttığını söylüyor. Ancak o günlerde asgari ücretin %27’sine denk gelen bu para, bugün %11’e kadar düşmüş durumda. Öğrencilerin barınma sorunu da ciddi bir sorun olarak karşımızda. KYK yurtları, Türkiye genelinde öğrenci ihtiyacının yalnızca %12’sini karşılayabiliyor. İstanbul’da bu oran %2.6’ya kadar düşüyor. Öğrenciler üniversiteye kaydolduktan sonra barınacak yer bulamıyor ve bu durum onları zorluyor.
Bu ülkede köprü, tünel gibi projelere kaynak bulunabiliyorken öğrenci yurtlarına kaynak ayırmak siyasi bir mesele haline gelmiş durumda. Çünkü, öğrencilere barınma imkanı sunamayan devletin yerine, çeşitli cemaatler ve tarikatlar “Barınma sorununu biz çözeriz” diyerek devreye giriyor. FETÖ gibi örgütlerin öğrenci yurtları üzerinden gençleri kendi dünya görüşlerine yönlendirdiği, hatta onları borçlandırarak ileride kendilerine bağlı hale getirdiği geçmişte yaşandı. Bu tür yapılara karşı dikkatli olunmalı.
Biz, üniversiteleri özgürleştirip akademik ve yönetsel özerkliği anayasal güvence altına alacağız. Rektör atamalarını demokratik ilkeler çerçevesinde yapacağız ve üniversitelerimizin dünya standartlarında bilimsel kurumlar haline gelmesini sağlayacağız. Akademisyenlerin çalışma koşullarını iyileştirecek, maaşlarını artıracak ve akademik özgürlüklerini güvence altına alacağız. Ayrıca, öğrencilerin yurt kapasitesini artıracak, kredi ve burs imkanlarını geliştirecek ve karar alma süreçlerine dahil olmalarını sağlayacağız.
Akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin yurtdışına eğitim, araştırma veya geziler için gitmelerini kolaylaştırmak adına vize sorunlarını da ortadan kaldırmak için çalışmalar yürüteceğiz. Tüm bu adımlar, daha özgür, daha güçlü bir üniversite sistemi kurma hedefimizin bir parçasıdır.”