İklim Kanunu teklifine tepki!

Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olması beklenen İklim Kanunu teklifine yönelik tepkiler büyüyor. TBMM’ye sunulan teklifin çevreyi değil, ticari çıkarları öncelediği iddia ediliyor. Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Sekreteri Özgür Özlem Öngel, yasanın eksikliklerine dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu.

İklim krizi göz ardı edilemeyecek boyutta!

Öngel, iklim krizinin artık göz ardı edilemeyecek bir noktaya geldiğini ve Türkiye’nin bu krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu söyledi. Ancak yeni kanun teklifinin, çevreyi korumaktan çok, iş dünyasının çıkarlarına hizmet ettiğini belirtti. “Kanun, mutlak emisyon azaltımına yönelik net hedefler içermiyor. Fosil yakıtlardan çıkış, kömürün aşamalı olarak terk edilmesi gibi hayati konular belirsiz bırakılmış” diyerek teklifin yetersizliğine vurgu yaptı.

Eskişehir'de genç bilişimcinin yetersiz ses donanımı için ürettiği ilginç çözüm Eskişehir'de genç bilişimcinin yetersiz ses donanımı için ürettiği ilginç çözüm

Adsız Tasarım 2025 03 10T145744.234

İş dünyasının çıkarları korunuyor!

Ayrıca, kanunun iş dünyasının çıkarlarını korumaya yönelik neoliberal politikalar içerdiğini savunan Öngel, “Bu yasa, emisyon ticareti ve karbon piyasasını teşvik ederek şirketlerin bu süreçten kazanç sağlamasını hedefliyor. Halkın ve doğanın yararına somut önlemler yok” dedi.

Teklif adil değil!

Teklifin adil geçiş sürecine dair herhangi bir plan içermediğini belirten Öngel, fosil yakıtlı sistemlerde çalışan emekçilerin yeni düzene nasıl uyum sağlayacağının açıklanmadığını ifade etti. “Geçiş sürecinin maliyeti, sermaye yerine işçilerin sırtına yüklenecek gibi görünüyor. Bu anlayışla gerçek bir iklim yasası hazırlanamaz” diyerek endişelerini dile getirdi.

Çevre politikaları doğayı değil, ticareti koruyor!

Son olarak, çevre politikalarının doğayı değil, ticareti korumak için oluşturulduğunu söyleyen Öngel, çevresel sorunların çözümünde halk sağlığının korunması gerektiğini ve ekolojik suçlara karşı daha sert yaptırımlar getirilmesi gerektiğini belirtti. “Temiz bir çevrede yaşamak temel bir insan hakkıdır. Bu hak gözetilmeden hazırlanan hiçbir yasa çevreci olamaz” sözleriyle yasanın mevcut haliyle yeterli olmayacağını vurguladı.

Muhabir: Tuğba AKTAY