Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kongrede Ali Eren Doğan ve Emrecan Karausta başkanlık için mücadele etti. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla birlikte açılış konuşmaları gerçekleşti. CHP Odunpazarı Gençlik Kolları Başkan adayı Ali Eren Doğan, yaptığı konuşmada, hikayesinden bahsetti.
“MÜCADELEDEN VAZGEÇMEDİ”
“Bu, sıradan bir hikâye değil” diyerek sözlerine devam eden Doğan,
“Bu, ideallerine sımsıkı sarılmış̧ bir gencin, umutla başladığı yolculuğun hikâyesidir. Bu hikâye, İzmir’de Halkçı Liselilerin kapısından girip altı oka âşık olan, sonra Eskişehir’e geldiğinde partiyi evi belleyen bir çocuğun hikâyesidir. Bu çocuk, seçim kazandı, seçim kaybetti ama asla mücadeleden vazgeçmedi. Yoruldu ama yılmadı. En zor anlarında bile ‘Bu parti benim ailem, bu dava benim geleceğim’ diyerek yoluna devam etti. Ve bugün, yine burada, yine yan yana, hep birlikteyiz. Çünkü̈ biz, inandığımız yolda yürümekten asla vazgeçmeyenleriz! Bugün burada, Odunpazarı Gençlik Kolları’nın geleceğini konuşmak için toplandık. Bizler, gençliğin enerjisini, örgütlenmenin gücünü̈ ve dayanışmanın önemini bilen insanlarız. Bugün, sadece bir kongre yapmıyoruz; geleceğimizi inşa etmek için adım atıyoruz. Bizler, Odunpazarı’nda sadece bugünü değil, yarını da inşa etmek için buradayız. Omuz omuza, birlik içinde mücadelemizi büyüteceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi gençliği, asla yılmaz, yorulmaz ve mücadeleden vazgeçmez! Birlikte kazanacağız, birlikte büyüyeceğiz” diye konuştu.
“HUKUK SİSTEMİMİZ ÇALIŞMIYOR”
Diğer aday Emrecan Karausta, ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bizler, Cumhuriyetin faziletlerini özümsemiş̧, özgür ve demokratik bir Türkiye mücadelesine gönül vermiş̧, geleceğini karanlığa teslim etmemeye ant içmiş̧, Atatürk’ün partisinin neferleri olmaktan onur duyan gençleriz. Milletimizin sefalete, devletimizin felakete sürüklendiği günler yaşıyoruz. Hukuk sistemimiz çalışmıyor, adalet terazisi tersyüz olmuş̧ halde. Suçlular sokakta gezerken, doğruları söyleyenlerin, baskıya karşı çıkanların, adeta toplama kampına dönüşmüş Silivri Cezaevi’ne gönderildiği günleri hep birlikte yaşıyoruz. Millete hizmet etmesi gereken belediye başkanları cezaevinde. Gazeteciler, sendikacılar, siyasetçiler cezaevinde. İşçiler de işverenler de tehdit altında. Tek bir eleştiriye, farklı sese tahammülü̈ kalmamış̧ bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidar Gençlik Kolları Genel Başkanımızı haftanın 3 günü̈ imzaya çağırarak bizlere de gözdağı vermek istiyor. Biz bu gözdağını yemeyiz. Bu memleketin gençleri bu gözdağını yemez! Söz veriyoruz ki dünden daha çok çalışacağız.”