Deva Partisi Eskişehir İl Başkanı Resul Ertürk yaptığı basın açıklamasında, “Son 1 yıldır ekonomideki tablo giderek ağırlaşmaya başladı. Halkın alım gücü daha da düştü. Asgari ücrete yapılan zam oranı zaten sürecin kırılma noktasıydı. Çünkü enflasyonun %50’lerde olduğu bir ortamda, çok daha düşük bir artış oranıyla ve ara zam yapılmadan asgari ücret belirlenince, bu durum halkın belini büktü” dedi.
4 bin TL olarak belirlenen Emekli Bayram ikramiyesi hakkında konuşan Ertürk, “Emekliler, bayram ikramiyelerinden biraz umutluydu. En azından burada bir rahatlama olacağını düşünüyorlardı. Ancak burada da beklentileri karşılamayan bir artış yapıldı. Emekli bayram ikramiyesi 4 bin liraya çıkarıldı. Buradan iktidara sormak lazım. 1000 liralık artışla bir markete gidildiğinde ne kadar ihtiyaç karşılanabilir. Bu zam ya da ilave verilen haklar halk nezdinde yeterli görülmüyor ve bu yüzden ciddi şikayetler var. DEVA Partisi olarak, ekonomi konusunda Ali Babacan’ın geçmişteki başarılı yönetimi nedeniyle genellikle halkın şikayetlerini doğrudan dinleme fırsatı buluyoruz. Özellikle emeklilerin çok zor durumda olduğunu söyleyebilirim. Emeklilerin yaşam koşulları mutlaka iyileştirilmeli. Bunun yanında, genel olarak tüm çalışan kesim de mevcut ekonomik tablodan rahatsız” ifadelerini kullandı.
ÖZGÜR BİR ÇALIŞMA ORTAMI SAĞLANMALI
14 Mart Tıp Bayramı’nda iş bırakma eylemi yapacak olan sağlık çalışanlarına değinen Ertürk, “Yarın 14 Mart Tıp Bayramı ancak sağlık çalışanlarının bayram kutlamak yerine eylem yapacaklarını duyuyoruz. Bu durum, onların mevcut koşullardan ne kadar rahatsız olduğunu açıkça gösteriyor. Sağlık sektöründe hem hizmet verenler hem de hizmet alanlar şikayetçi. Doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın şartlarının iyileştirilmesi gerekiyor. Özgür, rahat ve güvenli bir çalışma ortamı sağlanmalı ki halk ile doktorlar karşı karşıya gelmesin.
Gerçekten pazara ya da markete gittiğimizde fiyatların fahiş seviyelere ulaştığını görüyoruz. Ancak burada üretim maliyetlerinin, enerji giderlerinin artması gibi faktörler de devreye giriyor. Maliyetler düşürülmeden enflasyonun düşmesi mümkün değil. Bu yüzden iktidarın, maliyetleri aşağı çekmek için somut adımlar atması gerekiyor. Halkın alım gücü artırılmalı. Domates, salatalık, biber gibi en temel gıdaları bile vatandaş tüketemiyorsa, sağlıklı bir yaşam sürmeleri mümkün değil. Bu yıl influenza gribi oldukça yaygın. Halk yeterli beslenemediğinde, bu tür hastalıklar daha büyük tehlikeler yaratıyor. İnsanların en temel vitamin ve besinleri alabilmesi için temel sebze ve meyvelere ulaşabilmesi şart. Artık dışarıda yemek yemeyi bir kenara bırakın, halk normal standartlarda beslenme imkanına bile sahip değil.
Bu noktada kent lokantaları, en azından halka bir nebze nefes aldırmış durumda. Her ne kadar bazı çevreler tarafından eleştirilse de, pişmiş ve hazır yemeğe erişim açısından olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak bizim DEVA Partisi olarak asıl hedefimiz, halkımızın böyle şartlarda yaşam mücadelesi vermek zorunda kalmasını önlemek. İnsanları kent lokantalarına mecbur bırakmayacak bir ekonomi politikası oluşturmalıyız” şeklinde konuştu.
ŞEHRİMİZ CİDDİ BİR POTANSİYELE SAHİP
“Eskişehir’in sorunları çok daha büyük ve bunların çözümü için daha önemli adımlar atılması gerekiyor” diyen Ertürk şunları söyledi; “Son seçimdeki değişimle birlikte şehre bir umut geldiğini, geleceğini düşünüyorduk. Sayın Ayşe Ünlüce başlangıçta hızlı bir adım atmıştı. Özellikle parça yollarla ilgili sorunların giderilmeye başlandığını gördük. Ancak Eskişehir’in sorunları çok daha büyük ve bunların çözümü için daha önemli adımlar atılması gerekiyor.
Bugün çevre şehirlerimize baktığımızda, örneğin Bursa’ya ve Ankara’ya, çok daha fazla alt geçit yapıldığını ve kavşakların daha verimli kullanıldığını görüyoruz. Ancak Eskişehir’de trafik sorunu hâlâ çözülebilmiş değil. Çevre yolundaki yoğunluk, özellikle işe giriş ve çıkış saatlerinde büyük bir problem olmaya devam ediyor. Şehir içi trafiğinde de benzer bir durum söz konusu. DEVA Partisi olarak bizim de bir önerimiz var. Yapay zeka ile güçlendirilmiş bir trafik ışıklandırma sistemi, trafiğin rahatlamasına katkı sağlayabilirdi. Ancak bildiğim kadarıyla bu konuda herhangi bir çalışma yapılmadı.
Eskişehir’de de olumlu gelişmeler de var. Doğru yapılan işleri de takdir ediyoruz. Örneğin, kent lokantaları. Önceki dönemde Eskişehir’de böyle bir uygulama yoktu. Şimdi olması son derece olumlu bir gelişme. Halkın ekonomik anlamda zorlandığı bu süreçte, en azından emeklilerimiz, yaşlılarımız, evde yemek yapamayan kesim bu lokantalarda bir öğün yemek yiyebiliyor. Bu noktada iyi örnekler var ama yeterli değil. Çünkü Eskişehir’in yapısal sorunları çok daha büyük.
Gerçekten ciddi bir potansiyele sahip bir şehiriz. Yılmaz Büyükerşen ile birlikte Eskişehir’in Türkiye çapında tanınırlığı arttı. Ancak bu tanınırlığın yanına artık ekonomik ve sanayi anlamında da atılım yapılması gerekiyor. Bursa, Eskişehir’in çok önüne geçti. Oysa başlangıçta daha eşit seviyelerdeydik. Elbette Bursa’nın liman şehri olmasının bir avantajı var, ancak bugün Bursa’daki trafik sorununun daha yapısal çözümlerle giderildiğini görüyoruz. Eskişehir’de de benzer adımlar atılmalı. Yatırımların giderek artması gerekiyor. Ancak bir yandan da iktidarın belediyeler üzerindeki baskısını hissediyoruz. Sürekli incelemeler, denetimler yapılıyor. Şartlar zor olabilir, ama bu şartlara rağmen Eskişehir’in potansiyelini ortaya çıkarmak mümkün.”
