Parti İl Binası'nda düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP İl Başkanı İsmail Candemir, MHP ile DEM Parti'si arasında yaşanan gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, "Buradaki amaç, buyrun gelin Türkiye partisi olun, bir olalım, beraber olalım mesajı ile. Bunu nasıl algılarlar, değerlendirirler zaman içerisinde göreceğiz" dedi.
İç savaş tehlikesi var
Türkiye Büyük Millet Meclisi açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı konuşmayı hatırlatan Candemir, "Ülkemizin bulunduğu coğrafyada yaşanan çok büyük sıkınılar var. Bugün Gazze'de başlayan olaylar, Suriye, Lübnan, Irak da zaten devam ediyor. Ülkemize doğru hızla gelen bir iç savaş tehlikesi var. Bizim bu tip durumlarda millet olarak bir beraber olmak mecburiyetimiz var. Bununla alakalı olarak da Sayın Genel Başkan, DEM'e bir el uzattı, Türkiye partisi diye. Yoksa bizim 40 yıldır HDP, PKK ve onun siyasi partisi olan ismi ne olursa olsun, partilere bakış açımız belli. Buradaki amaç, buyrun gelin Türkiye partisi olun, bir olalım, beraber olalım mesajı ile. Bunu nasıl algılarlar, değerlendirirler zaman içerisinde göreceğiz. Şimdiye kadar gidişatlarında bir değişiklik yok. Bizim de onlara bakış açımızda aslında bir değişiklik yok" diye konuştu.
İnsanlarda vicdan kalmadı!
'Yenidoğan Çetesi'ne de tepki gösteren MHP İl Başkanı Candemir, sözlerine şöyle devam etti; "Ne yazık ki son yıllarda yaşadığımız bazı olaylar, bu da olur mu dediğimiz çok şeyi yaşamaya başladık hepimiz. Hayretler içinde kalıyoruz. Ne vicdan kaldı insanlarda. Para kazanma hırsı uğruna olmayak şeyler yapılıyor. Ama bizim başından beri söylediğimiz şey belli, kamuda görev yapacak doktoru, hukukçusu kim olursa olsun bunlar gerçekten çok dikkatli seçilmeli. Baktığımız zaman o çetenin liderinin birisi de PKK'dan dolayı ceza yatmış, herhangi bir ölçüsü olmayan bir insan. Bu da geçmiş dönemde bir aftan yararlanarak, yeniden doktorluğa geri dönmüş. Tapelere baktığımız zaman ırkçılık kokan, bebekler üzerinden çok değişik şeyler söylenen yani bunların önüne geçilmesi lazım. Devlet denetliyor mu denetliyor ama bizim vatandaş olarak da ihbarları çok sık yapmamız lazım. Bakın geçen gün Eskişehir'de İçişleri Bakanı'nın bir ziyareti oldu. Eskişehir'in güvenliği ile alakalı değerlendirmeler yapıldı. Tabii ki Eskişehir 'Huzur Kenti' ama orada Sayın Bakan'ın da rica ettiği şey şu oldu, yapılan ihbarlar bir çok olayın çözümlenmesinde ana faktör oldu. Bu tip olaylarda şudur budur demeden her şeyi mutlaka devletin ilgili birimlerine ihbar etmek gerekir. Bu olay da CİMER ile başlıyor. Ama benim bildiğim kadarıyla Sayın Sağlık Bakanı'nın da açıkladığı kadarıyla da onun İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü döneminde başlatılmış, gizli yürütülen bir soruşturma ama vicdansızlığın bu kadarı da hiçbirimizin aklına da gelmez" dedi.
Şeytanın bile aklına gelmez
Candemir, muhalefet partilerinin bakanları istifaya çağırmasına da tepki göstererek şunları söyledi; "O zaman muhalefetin de istifa etmesi gerekiyor. Her şeyde başarı olmuyor mutlaka. Ki yani bu hiçbirimizin aklına gelebilecek bir şey değil. Yeni doğan bir bebekten ne istersiniz, bu nasıl bir vicdan. Bu şeytanın bile aklına gelmez. Bunun üzerinden para kazanmak, rant elde etmek. Burada bakanı, şunu, bunu suçlamaktan ziyade toplum olarak kendi değerlerimizi, kendimizi bir kez daha gözden geçirmek zorundayız. Çoğu değerlerimizi yitirmişiz. Yeni doğan bir çocuğa, bebeğe karşı insanlar nasıl böyle bir şey düşünebilir. Hangi birimizin aklına gelir de hepimiz duyduğumuzda şok olduk. Bu kadar da olmaz artık."
Özel hastanelere ilgi azaldı
Özel hastanelere ilginin her geçen gün azaldığına dikkat çeken Candemir; " Zaten son yıllarda Şehir Hastaneleri'nin açılmasından sonra özel hastanelere karşı olan ilgi azalmaya başladı. Burada önemli olan şey şudur, bu olay bize bir kez daha şunu gösterdi ki özel hastanelerde yapılan işlemlerin bir kez daha gözden geçirilmesi gerekiyor. Biliyorsunuz bir özel hastaneye gittiğimizdeki bunu şehrimiz için konuşmuyorum ama genel olarak intiba şudur, gereksiz yere çok fazla tahlilin, şunun, bunun yapıldığı ve devletin bu ödemeleri yaptığı konusunda bu konularda daha sık denetimler gerçekleştirilmeli. Bakanlık da bununla alakalı gerekli tedbirleri alıp bundan sonraki süreçte mutlaka gerçekleştirecektir. Özel hastane olması, özel eğitim olması tabii ki hepsini devletin yapması gerekiyor ama şunu da göz ardı etmeyelim. Bu tip alternatifler hizmette kalitenin yükselmesine de yol açıyor. Geçmiş dönemlerde biliyoruz, devlet hastanelerinde uzun kuyruklar vardı, yeteri kadar imkanı geniş değildi ama bu rekabet aslında vatandaş olarak bizlerin de sağlık sektöründen daha iyi yararlanmasına yol açıyor. Ama denetim mekanizmasını tabii ki sıkı tutmak gerekiyor" şeklinde konuştu.
TUĞBA AKTAY