Kentsel dönüşümün bir ihtiyaçtan kaynaklanan, ancak içinde insanların yaşadığı sürece birtakım sıkıntılar doğurduğunu ifade eden Başkan Kurt,
“Burada esas görev, temel olarak devlete aittir. Devletin gücünün dışında hiç kimsenin bu işle uğraşması ya da bunu başarması mümkün değildir. Çünkü hem insanların mülkiyetine dokunacaksınız, hem belli bir süre bu mülkleri kullanma hakkından mahrum bırakacaksınız, hem de güzelleştirip düzeltmeye çalışacaksınız. Dolayısıyla burada menfaatlerin eşitlenmesi gerekir. Şehrin düzgün bir hale gelmesi, devletin birinci görevidir. Ancak bu süreçte vatandaşın külfet olarak bir şeylere katlanması söz konusu olamaz. Bu yüzden, hiç kimse kentsel dönüşümde gönüllü olmaz. Mutlaka bir bonus vermeniz, teşvik edici bir imkan sağlamanız gerekir ki süreç hızlansın” dedi.
"Neden karşı çıkıyorsunuz"
Kentsel dönüşümü samimi olarak isteyen yönetimlerin bu konuyu değerlendirmesi gerektiğine vurgu yapan Kurt, şöyle devam etti:
“Bürokratlarımızın yanlış değerlendirme yapacağı kanaatiyle temel bir işi reddetmek doğru bir mantık değildir. Bürokratlarımız, elini vicdanına koyarak hareket eder ve zaten gerekçeler de bellidir. Devletin tespitlerinin yörenin koşullarına uygun olmadığı gerekçesiyle artırılabilir, artırılması talep edilebilir. Bu nedenle yerel bir yaklaşım benimsenmesi daha doğrudur. Yerel bürokratların ve encümenimizin bu işi tespit etmesi, sürecin hızlanmasına ve insanların memnun olmasına sebep olacaktır.
Dolayısıyla diğer söylemler, işin arkasındaki bahaneden ibarettir. Belediyeler bu işi yapmasın denilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Eğer bir belediye, "Ben kira yardımı yapacağım, devletin tespit ettiği yardım miktarı azdır, ben daha fazla vereceğim" diyorsa, bunu alkışlamanız gerekir. 6306 sayılı kanuna bakarak konuşuyorum. Kanun belli. Açarsınız, okursunuz. Kanunda belediyeye böyle bir görev veriliyor mu? Verilmiyor. Belediye ancak sizin yapmadığınız dönüşümü yapmak üzere karar alabilir. Bu durum, 73. maddeye göre düzenlenmiştir. Şimdi de, 73. maddeye göre başladığı işte, devletin belirlediği kira yardımı yeterli olmadığı için, "Ben bu yardımı artırayım" diyor. Burada karşı çıkılacak bir şey yok. Belediyelerin seçimle ya da propaganda ile ilgili tartışılacağı bir durum da yok. Bu konu çok somut. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi diyor ki: "Ben bu kira yardımını yeterli bulmuyorum. Oturup kendi imkanlarımla bu yardımı artırmaya karar vereceğim." Siz buna neden karşı çıkıyorsunuz? Gerçekten yaptırmak istemediğiniz için mi? Doğrusu bu mu? Anlayamıyorum.”