Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak açıklanan asgari ücretin ardından Milli Savunma Sanayii işçilerinin de asgari düzeyde rakamlara mahkûm edilmesine tepki gösterdi. Atak, ücret ve maaşların insanca yaşanabilecek düzeye yükseltilmesini istediklerini belirterek, "Aileleri ile birlikte sayıları yüzbinleri bulan ve artık yoksulluk sınırı altında ücretlerde çalışmaya mahkum edilen Milli Savunma Sanayii işçileri olarak yıllardır ifade ettiğimiz bir gerçeği buradan sizlerle bir kez daha kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Adil olmayan, yaptığı işe karşılık gelmeyen, milli gelire sunduğu katkıyı karşılamayan, insanca yaşayacak ihtiyaçlarımıza cevap veremeyen maaşlar ile geçinemiyoruz. Zaman kaybetmeden acilen ücret ve maaşlarımızın geçinebileceğimiz, asgari düzeyde de olsa insanca yaşayabileceğimiz bir düzeye yükseltilmesini istiyoruz. Aralık 2024 itibari ile açlık sınırının 21.083 TL, yoksulluk sınırının 68.675 TL olduğu günümüzde, milyonlarca asgari ücretli işçi 22.104,67 TL, ya da az biraz daha fazla bir ücretle çalışmaktadır. Maalesef ülkemizde milli gelire en üst düzeyde katkıda bulunan katma değeri yüksek işlerde çalışan temsil ettiğimiz savunma işçileri de asgari düzeyde rakamlara mahkûm edilmektedir. Ücret ve maaşlarımız reel olarak sürekli erimekte alım gücümüz düşmeye devam etmektedir. Hem emek hem sermaye ve hem de hükümet tarafında konunun muhatapları taleplerimiz karşısında kulak tıkamayı inatla sürdürmektedir. Bugün 1,03 olarak açıklanan Aralık ayı enflasyonu bu inadın devamı ve adeta emekçiler ile dalga geçmektir. Gerçekçi rakamların açıklanması ve ücretlere yansıtılması artık emekçilere karşı bir ahlak sorunu haline gelmiştir" dedi.
ASGARİ KÖLELİK ÜCRETİ VE VERGİ SOYGUNU VAR
İşçilerin payına düşenin yoksulluk ve geçim sıkıntısı olduğunu ifade eden Atak şunları söyledi; Görüyoruz ki biz ürettikçe, yeni değerler yarattıkça yoksullaşırken birileri sırtımızdan zenginleştikçe, zenginleşiyor. 2016 yılında emeğin ulusal gelirden aldığı pay %32 iken 2022 yılında bu oran %23, Te kadar gerilemiştir. Aynı dönemde sermayenin payı ise %41, 6'dan yükselmiştir. Çarkların kimin çıkarı için döndüğünü açıkça göstermektedir. Maalesef ki enflasyonun, hayat pahalılığının, ekonomik sıkıntıların kaynağı olarak işçi ücretlerini gösterilmektedir. Patronlar işçilerin ürettiği her değerin kaymağını alırken, işçilere düşen ise sadece yoksulluk, geçim sıkıntısı enflasyonla boğuşmak olmuştur. İşçi-emekçilerin derdini dert etmedikleri aşikârdır. Çalışanların emeği ile geçinenlerin başında bir türlü geçindiremeyen asgari kölelik ücreti yanında bir de vergi soygunu var. Toplam vergi gelirlerinin %75'ni biz işçilerden emekçilerden dar gelirlilerden alınmaktadır. Bordrodan kes gitsin, koy vergi dilimini, al KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerle işçinin yükü artık arşı geçmiştir. Buradan soruyoruz: Dünyanın neresinde "vergi dilimi" gibi ucube bir yöntemle işçinin aylık ücretinin aylar sonra ciddi oranlarda düştüğü bir ülke vardır? Bunun adı hükümet eliyle 'Yasal soygun' dan başka bir şey değildir.Yeter artık! Elinizi işçinin, dar gelirlinin, emeklinin cebinden çekin. Ekonomik krizin, enflasyonun ve hayat pahalılığının sebebi milyon dolar vergilerini affettiğiniz sermayedarlar, kredilerle, teşviklerle beslediğiniz iş birlikçi patronlar ve emek karşıtı uyguladığınız ekonomi politikalarıdır. Bu nedenle önümüzdeki günlerde başlayacak olan Toplu İş görüşmelerinde geçmiş döneme ilişkin olarak ortaya çıkan erimenin giderilmesi, ekonomik olumsuzlukların yarattığı yaraların sarılmasının zorunluluğunu ısrarla vurguluyor, Milli Savunma Sanayii işçileri olarak ekonomik açıdan kaybolan yıllarımızı geri istiyoruz.