Kahvaltı toplantısında Anadolu Üniversitesi’nden mezun olan gazetecilerle bir araya gelen Rektör Adıgüzel, üniversitede devam eden çalışmalar ve yeni projelere dair bilgiler verdi. Samimi bir ortamda gerçekleşen toplantıda Rektör Adıgüzel, son dönemde gündemi meşgul eden Açıköğretim Fakültesi’nin “tasfiye edileceği” iddialarına da yanıt verdi. Rektör Adıgüzel, AÖF’te pandemi döneminde başlayıp bugüne kadar gelen bir dijitalleşme, modernleşme sürecine dikkat çekerek tasfiye iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. AÖF’ün Ankara’ya taşınacağına yönelik iddia ile ilgili de böyle bir konunun gündemde olmadığını belirtti.

Adıgüzel AÖF ile ilgili, “Hem Eskişehir halkını hem Türkiye'yi hemde paydaşlarımızı daha iyi aydınlatmamız lazım ki bu tür soru işaretleri kalmasın. Açıköğretimle ilgili bazı hususlarda insanları aydınlatmamız gerekiyor. Şimdi Açıköğretimle ilgili mevzuda bir yeni bir düzenleme yapmamız icap ettiği için bunu yapıyoruz. Ben yeni geldim biz fefteri açıyoruz dokunmamız gereken neler var diye bakıyoruz. Çağın gerekliliğine göre dönemimize göre yeni teknolojilere göre, yeni bilimsel yaklaşımları göre yapmamız gereken şeyler neler bunu önümüze alıp düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Anadolu Üniversitesi’nin de tüm dünya gibi uzaktan eğitimle ilgili pandemi sonrasında yeni bir döneme girdiğini aktaran Adıgüzel, “Biz pandemi öncesindeki dönemle 2025 yılında aynı yoldan gidemeyiz. Artık yeni bir dünyadayız özellikle pandemi sonrası uzaktan eğitimle ilgili, açıköğretimle ilgili çok farklı gelişmeler oldu. Dolayısıyla biz de bu gelişmelere ayak uydurmak durumundayız” şeklinde konuştu.

73B1F8Be 53C8 4497 A3A9 10Eed5Cb4472 (1)

“PANDEMİ’DE 300 BİN ÖĞRENCİ MEZUN OLDU”

 Açıköğretim Fakültesinin öğrenci sayısı pandemi sonrasında çok azaldığını belirten Adıgüzel, “Çok azaldı derken pandemide 300 yüz bin mezun verdi. Yani toplam 1 milyon kişi 3 yılda mezun oldu. 10 yılda mezun olamayan insanlar mezun oldular bu 3 yıl içerisinde. Pandemi döneminde sınavların yüz yüze yapılmamasının getirisi de bu olabilir. Dolayısıyla öğrenci sayısında çok hızlı bir azalma yaşandı. Gündeme getirilen durumun Açıköğretim bürolarının kapatılacak olması olduğunu kaydeden Adıgüzel, “81 ilde 150 büro var. Pandemi öncesinde başlamıştık zaten dijitalleştirmeye. Bütün yayınlarımızı dijitalleştirip e-Kampüs içerisine aldık ve bütün hizmetler hiçbir şubeye, büroya gitmeye gerek kalmadan merkezden halledilebilir hale geldi. Bu ne demektir? Kimlik alma, diploma alma, ders kaybı yaptırma, kitap alma gibi birçok şey artık merkezden ve uzaktan yapılıyor. Dolayısıyla bürodaki arkadaşlarımız şu anda hiçbir işi yok ama biz 492 tane personele her ay maaş ödemeye devam ediyoruz” dedi. 492 kişinin iş yapmadan maaş almaya devam etmesine vicdanının el vermediğini aktaran Adıgüzel, “Şimdi yeni bir döneme gireceğiz. Her şeyi merkezi ve dijital hale getirmişiz. Hala geleneksel olarak bu bürolara kalasın yani kalmasının bir anlamı yok. Yani burada konuştuklarımız henüz kesinleşmediği için ben bir şey söyleyemiyorum. Bu arkadaşlarımız mağdur mu olacak? Mağdur etmemek için aylardır zaten biz Ankara'yla görüşmeler yapıyoruz. Bu arkadaşlarımızın bu illerde başta üniversiteler olmak üzere devlet kurumlarına geçişleri yapılsın. Dolayısıyla bizim üniversite olarak şu anda yapabileceğimiz bir şey yok. Ama kapatılması için de en az 7 aylık bir süre tanımış olduk. Geldiğimizde dedik ki Temmuz'a kadar biz büroları kapatacağız. Planları olan arkadaşlarımız varsa o planları yapabilirler farklı kurumlara geçebilirler. Emekli olmak isteyen yaşı gelenler emekli olabilir. Ama temmuzdan sonra bu bürolar olmayacak. Buradaki arkadaşlarımızı yasal düzenleme olmazsa şayet Eskişehir’e davet edeceğiz. Buradan çalışmaya devam edecekler. Dolayısıyla bu tartışmayı başlatan şey büroların kapatılacak olması” ifadelerini kullandı.

“BAZI BÖLÜMLER KAPANACAK”

Öğrenci sayısının çok azaldığı bölümler olduğunu ve 11-12 tane bölümün kapanacağını belirten Adıgüzel, “Bazı bölümler var ki öğrenci sayısı artık çok azalmış ve öğrenciler bu bölümü tercih etmiyor. Yani dünya başka bir trende doğru eğilirken, özellikle dijitalleşme, yapay zeka, ileri analiz gibi farklı bölümler trend olurken biz hala pazarlama, ev ekonomisi gibi yani hiçbir çekiciliği kalmamış hatta piyasada bir karşılığı olmayan mesleki tanımı neredeyse kalmamış bölümleri sürdürmemizin bir anlamı yok. Biz 11-12 tane bu şekildeki bölümleri kapatıp yeniçağın ihtiyaçlarına göre ne gerekiyorsa bunları açmayı teklif ediyoruz. Yani hem Açıköğretim dâhilinde hem de örgün olarak yapay zekayla ilgili, bilişimle ilgili yeni bölümler açılıyor. Şunu da söylemek gerekir biz bunları sadece teklif ediyoruz. Bunlar onaylanmadan şu bölümleri açtık gibi söylemler söyleyemeyiz. Çünkü bunlar onaydan sonra kararlaştırılacak ve ilan edeceğimiz şeyler” şeklinde konuştu.

“İTİBARIMIZI DÜŞÜREMEYİZ”

Açıköğretim adı altında Açıköğretim olmayan iktisat ve işletme fakülteleri olduğunu kaydeden Adıgüzel, “Bu 2 fakültedeki öğrencisi sayısı 80-100 bin civarında. Yani bütün Açıköğretim ekosistemin yüzde 5’i 10’u gibi düşünün yani çok düşük. Ama buradaki sorun da şu, hem Açıköğretim Fakültesi bunlar ama İşletme Fakültesi diye diploma alıyorlar. Bir anlamda centilmenliği uygun olmayan bir şey. Açıköğretimin itibarını arttıran bir şey mi zayıflatan bir şey mi bu? Bence bu Açıköğretim itibarı zayıflatan bir şeydir. Başta YÖK olmak üzere Türkiye'deki diğer kurumlar da bunun doğru olmadığını söylüyorlar. Bizim yaptığımız işletme ve iktisat fakültelerindeki ana bilim dallarını, bölümlerini Açıköğretim fakültesinin altına koyalım. Açık öğretim diploması alsınlar” dedi.

“KAYNAKLARI VERİMLİ KULLANMAK İSTİYORUZ”

Açıköğretim merkezinde 200’den fazla akademisyen istihdam edilmesinin bir esprisi kalmadığını belirten Adıgüzel, “İletişim Fakültesi’ndeki hocalarımızın her birinin orada kitabı var, dersi var ama kendi fakültelerinde işlerine devam ediyorlar. Ama Açıköğretim Fakültesi'nde oldukları zaman bir ders yükleri olmuyor. Buradaki insan kaynağımızın verimli kullanılması anlamında bu hocalarımızın biz diğer fakültelerimizde ilgili bölümlerde yüz yüze eğitimde değerlendirmek üzere fakültelere kendi ait oldukları yerlere göndermiş olduk ve aynı zamanda yine Açıköğretimle ilgili işlerini yapmaya devam ediyor. Bunun önünde bir engel yok. Ancak kaynakların verimli kullanımına yaptığımız bir işlemdir” ifadelerini kullandı. 

İstanbul'da vatandaşlar kar yağışı altında işlerine gitmek için yola düştü İstanbul'da vatandaşlar kar yağışı altında işlerine gitmek için yola düştü

“ELEŞTİRMEKTEN ZİYADE ÖVÜLMESİ GEREKİR”

Adıgüzel konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “URAYSİM ve Türk Dünyasına Açıköğretimden kaynak aktarılması eleştirilen bir husus olmakla beraber aslında bu her ikisi de Açıköğretim kaynaklarının Eskişehir’de kalmasına yönelik bir iştir. Bizden önceki dönemlerde yapılmış olmakla birlikte her 2 büyük miktarda aktarımda da yasal düzenlemeyle aktarılmış üniversitenin kararıyla değil. Meclisten geçen bir yasayla bunun aktarılması istenmiş ve üniversite zaten bu yasaya uymak zorunda. Yani buranın kararıyla yapılmış bir iş değil. Diğer taraftan merkezi bütçeye veya Ankara'ya Açıköğretim parasının aktarılmasından ziyade Eskişehir'de kalması adına yapılan bir iş eleştirilmekten ziyade bence övülmesi gereken bir husus. Sonuçta bunlar kamu kaynağı 85 milyon insanın hakkı olan şeyler. Biz bütün üniversitemizle ilgili açık öğretimle ilgili bütün harcamaları zaten bu bütçeden yapmıyoruz. Yani bütçe fazlası bir şey olursa bunu YÖK’e gönderiyoruz ve bu da gene yüksek öğretimle ilgili çalışmalarda harcanmak üzere bir kaynak oluşturuluyor bunlar. Yüksek lisans ve doktora programları yurt dışına eğitime gidecek. akademisyenlerin gelişimine harcanan bir kaynağa dönüşüyor. Yani biz büyük bir sosyal sorumluluk Türkiye'nin akademik gelişimleri üniversitenin gelişimine çok büyük bir katkı sağlıyoruz. Buna dönüşmüş oluyor yaptığım iş. İçeride ihtiyaç varsa zaten ihtiyaçlarımıza kullanıyoruz artı bir değer oluşursa bunu yine Türkiye'yle paylaşmış oluyoruz. Yani burada Eskişehir’de kalması yönünde bir ihtiyaç varsa zaten öncelikle buraya harcanıyor” 

Muhabir: İlksen Akkan