“DİKKATLİ VE TEDBİRLİ OLUNMALI”
Eskişehir trafiğinin her geçen gün içinden çıkılmaz hale geldiğini söyleyen İl Başkanı Serdar Ulucan, “Yeni imar alanlarının açılmaması, konut yenilemelerinin yapılamaması ve şehrin tek merkezde sıkışmış olması bu durumu daha da kötüleştiriyor. Artan araç sayısıyla birlikte trafik adeta keşmekeşe dönüştü. Bu sorunun çözümü için hem yerel belediyelerin hem de merkezi hükümetin ortak bir şekilde masaya oturup çözüm üretmesi gerekiyor. Şu an Eskişehir’de yaklaşık 370 bine yakın motorlu araç kaydı bulunuyor. Son iki yılda bu sayı %10 oranında artmış durumda. Bu artışın sebeplerinden biri, pandemi sonrası özellikle market alışverişi ve teslimat hizmetleriyle artan moto-kurye sayısı. Öte yandan, eskiden lüks olarak görülen otomobil artık bir zorunluluk hâline geldi. Toplu taşıma kullanımı şehirde yeterli gibi görünse de vatandaşlar ulaşımda genellikle özel araçlarını tercih ediyor. Eskişehir nüfusuna baktığımızda, yaşayanların yaklaşık %30-35’i kadar araç bulunduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Bu da ciddi bir trafik sorunu oluşturuyor. Trafikte zaman kazanmak isteyen sürücüler daha dikkatsiz hareket edebiliyor. Ancak unutulmamalıdır ki hızla bir yere yetişmeye çalışırken kendi hayatlarını ve diğer sürücülerin güvenliğini riske atıyorlar. Bu nedenle herkesin daha dikkatli ve tedbirli olması gerekiyor” dedi.
“ÇELİŞKİLİ DURUM”
Tepebaşı Bölgesi’nde bulunan mera alanının taş ocağına çevrilmesi konusunu da değerlendiren Ulucan, “ Tepebaşı Belediyesi’nin bölgede yıllardır faaliyet gösteren bir taş ocağı bulunuyor. Ancak yeni mera alanlarının taş ocağına çevrilmesi doğru bir karar değil. Tarım arazileri, madencilik veya yapılaşma gibi faaliyetlerle yok edilirse, Türk tarım ekonomisine büyük zarar verilir. Bugün baktığımızda, pandemi döneminde tarım arazileri üzerine “hobi bahçesi” adı altında kaçak ve çarpık yapılaşmaların arttığını görüyoruz. Bu durum rant odaklı bir sistemin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Belediyelerin çevreye duyarlı politikalar üretmesi gerekirken, bazı kararlarının bu hassasiyeti göz ardı ettiğini görüyoruz. Öte yandan, Mihalgazi ve Sarıcakaya’da yapılması planlanan madencilik faaliyetlerine karşı yürütülen eylemler belediyeler tarafından destekleniyor. Ancak aynı belediyelerin kendi bölgelerinde benzer çevre tahribatına sebep olması çelişkili bir durum” diye konuştu.