‘Türkiye İttifakı’na sahip çıkacağız
CHP İl Başkanı olarak 31 Mart Yerel Seçim Sonuçları ile ilgili Eskişehir ve Türkiye genelindeki durumu değerlendirir misiniz?
Seçimde genel merkezin en temel sloganı, yaklaşımı ‘Türkiye İttifakı’ üzerineydi. Genel Başkan Türkiye genelinde ‘Türkiye İttifakı’nı, Türkiye’nin bileşenlerine hem halktan olarak hem siyasi görüş olarak kucaklayan bir dille siyaset yaptı. Biz bu bağlamda Eskişehir’de ‘Eskişehir İttifakı’ yaptık. Ne mutlu bize ki iki ittifakta yani hem ‘Türkiye İttifakı’ hem ‘Eskişehir İttifakı’ bizim için başarıya ulaşan bir sonuçla noktalandı. Olumlu yorumluyoruz. Aynı zamanda bizim seçim sürecinde vurguladığımız bir husus vardı. Biz bunun sadece bir yerel seçim olamadığını genel seçimin daha seneyi devriyesi dolmadan yapılan bir seçimde seçimi kazanmış olan iktidarın bu süreçte aynı zamanda bir güven oylaması alıp almayacağına yönelik bir seçim olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve kötü yönetimin artık özellikle genel seçimden sonra daha da kötüleşen ekonomik, sosyal ve kültürel şartlardan dolayı aynı zamanda bir ‘Sarı Kart’ çıkartılması gerektiğini ve iktidara da bir uyarı mahiyetinde olması gerektiğini hep vurguladık. Genel Başkanımız da bu hususu vurguladı. Bu anlamda bu söylemin de halka da karşılık bulduğunu ve halkın da tercihini yaparken bu hususları dikkate alarak oy tercihlerinde bulunduğunu hem yerel seçimde belediye başkanlarının seçilmesi hem de genel siyasete yönelik iktidara bir mesaj niteliğinde seçmen davranışı içinde hareket ettiğini gözlemledik. Bu bizim içim olumlu bir şeydir. Çünkü iktidar ülkeyi yönetememektedir. Ekonomi gün be gün kötüye gitmektedir. Sadece ekonomi değil, sosyal, kültürel çok daha önemlisi ve gözden kaçan bir husus da yargının içinde bulunduğu durumdur.
Bunların hepsi birlikte değerlendirildiği zaman iktidarın bu gidişatının halkta olumsuz bir karşılığa sebep olduğunu ve yönelecekleri partinin de son seçimlerde gördüğümüz üzere Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu ve daha sonrasında yaptığımız anketlerde de bu desteğin, ilginin, alakanın artarak devam ettiğini gözlemliyoruz. Bu bize büyük sorumluluk yüklüyor. Evet, büyük bir başarı ile o seçimleri geride bıraktık. Şu anda Eskişehir’de nüfusun yüzde 96’sı Cumhuriyet Halk Partili belediyeler tarafından yönetilmektedir. Türkiye’nin birinci partisi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bunun bize yüklediği bir sorumluluk da var. Tabii bir coşkuya bir özgüvene ve iktidara yönelik daha ciddi bir açlığa sebep oluyor ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk da yüklüyor. Bu sorumluluğun da farkındayız gereğinin de yerine getireceğimizden hiçbir şüphemiz yok, halkımızın da olmasın.
Yüzde 25’lik cam tavanı kırdık
CHP'nin aldığı oyların kalıcı olması için neler yapmayı planlıyorsunuz?
‘Türkiye İttifakı’ söyleminin ve ‘Türkiye İttifakı’na yönelik samimi siyasi tavır ve davranışlarımızın devam etmesi gerekir. İkincisi Türkiye’nin ve halkımızın içinde bulunduğu çok ciddi sorunların çözümü konusunda Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu sorunları çözmeye muktedir olduğunu da halka anlatmalıyız. CHP’nin bu anlamda bu sorunları çözmeye yeterli, muktedir ve bu sorunları çözebilecek yeterli kadrolarının bulunduğunu biz biliyoruz. Halkımız da bunu bilmeli. Biz bunu anlatacağız ve şu an için normal süre itibariyle seçimlere 4 yıl kaldığı halde biz sanki çok kısa süre sonra seçim varmış gibi bütün örgüt bileşenleri ile birlikte çok yoğun bir çalışma içerisinde olmalıyız. Seçimden sonra dur durak bilmeden çalışmaya, halkla birlikte olmaya sokakta halkın sorunlarına değinerek siyaset yapmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde Ankara’da büyük bir emekli mitingimiz oldu. Onun bir gün öncesinde Eskişehir’de emeklilerle birlikte bir yürüyüşümüz oldu. CHP bundan sonra ezilenlerin, emekçilerin, emeklilerin, halkın yanındadır. Salon siyasetine hapsedilmez. Yüzde 25’lik cam tavanı da kırdık. Halkın teveccühü de şu anda CHP’den yanadır ve bu birliktelik devam etmelidir. Devam etmesi için biz de üzerimize düşen ne gerekiyorsa yapmaya hazırız.
İktidar sandıktan gerekli mesajı almadı!
Seçim sonuçları üzerinden bir erken genel seçim çağrısı da olmayacak gibi görünüyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Halk yerel seçimlerde iktidara çok ciddi bir mesaj verdi. Ama biz gözlemlediğimiz kadarıyla seçimden bu yana gelen süre zarfında iktidar politikalarını ve davranışlarını değerlendirsek bu mesajın tam da alınmadığını gözlemliyoruz. Tam alınmadığını net olarak görüyoruz. Bu mesaj alınmamıştır. Eğer bu mesajı almakta iktidar bu şekilde direnirse bir erken seçim kaçınılmazdır. Çünkü halkın, emekçilerin, emeklilerin dayanacak gücü, kuvveti kalmamıştır. Her geçen gün daha da kötüye gidiyoruz. Reel, akılcı politikalar yerine kişi bazlı halkın sorunlarını çözmekten ziyade kendisine bir avuç yakın olan çetelerin, zümrelerin sorunlarını çözmeye yönelik siyaset üretmekte, politikalar yapmakta iktidar maalesef ısrarla direniyor. Bu anlamda halkın sorunlarını çözemeyen ve bir önceki seçimlerde ikinci parti konumuna düşen tabiri caizse güven oylamasından başarı ile ayrılamamış bir iktidar halkın verdiği mesajı da anlamazsa erken seçim kaçınılmazdır. Ama şu an bizim için önemli olan yerel seçimler nezdinde belediye başkanlarımıza verilen görevi halkın oy tercihini yaparken ki beklentisinin karşılanmasıdır. Bu hususta da belediyelerimiz ve genel merkezimiz üzerine düşeni yapmaktadır. İnsana dokunan insanın sosyal ve maddi sorunlarını önceleyen politikalarına devam etmektedirler. Ama erken seçim kısa bir süre sonra Türkiye’nin ana gündemine oturacaktır diye düşünüyorum. Çünkü iktidar verilen mesajları almamakta sorunlarını çözmek anlamında gerekli politikayı ve gerekli yönetimi ortaya koymamakta net olarak direniyor.
Eskişehir için herkesle görüşürüm
Siyasette diyalog iklimini ya da yumuşamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Siyasetin dilinin değişmesi lazım. Daha önce de bu yönde çağrılarım, beyanlarım oldu. Genel başkanımızın bu husustaki davranışını ben son derece olumlu karşılıyorum. Bizim derdimiz halkın sorunlarını çözmek. Halkın sorunlarının kamuoyunda dile getirilmesini sağlamak ve şu anda da genel idare olarak iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne bu husustaki çağrılarımızı deklere etmek bu da diyalog yoluyla olur. Eğer kulak tıkarlarsa bu hususta gelmezlerse kamuoyu yaratarak, sert muhalefet yaparak da olur. Biz halkın sorunlarını çözmek anlamında muhalefetin bütün yol ve yöntemlerini masaya yatırırız o sorunu çözmek için ne gerekiyorsa da o şekilde hareket ederiz. Ama Türkiye’deki kutuplaşma, Türkiye’deki siyaset dilinin ağırlaşması rencide edici boyutlara ulaşması bir kere seçmene de bir saygısızlık oluşturmaktadır ve bu da Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından ülkenin menşeine yerleşmiştir. Bu hususta biz sadece halkın sorunlarını çözmeye yönelik olarak girişimlerde bulunuyoruz. Yol ve yöntemde de muhalefet hangi yol ve yöntemi uygulayabilirse hepsi masamızdadır. Ben de kendi özelimde şehrin sorunlarıyla ilgili merkezi idarenin iktidarın da yapması gereken hususlar olursa Eskişehirliler için herhangi bir siyasi parti ile iktidar partisi de diğer partiler de olabilir görüşmekten kaçınmam, çekinmem. Doğrusu da budur.
TUĞBA AKTAY