1-ESOGÜ'den uzmanlık alan göz doktorları İznik'te
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin Göz Hastalıkları Ana Bilimleri Bölümü tarafından uzman olarak yetiştirilen mezunlar bilimsel bir toplantıda buluştu. ESOGÜ Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen Göz Günleri bilimsel toplantılarının ilki İznik de gerçekleşti. ESOGÜ Başhekimi Prof. Dr. Haluk Hüseyin Gürsoy’da Pediatrik Oftalmoloji sunumunda katkı verdi. Bilimsel toplantının ardından bilimsel etkinliğe katılan uzmanlar stres atıp bir de İznik şehir gezisine katıldılar.
2-Finansbank’tan 23 Nisan’a Özel Kutlama: Porsuk Şubesi Coşkuyla Katıldı
Finansbank, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı Türkiye genelindeki tüm şubelerinde büyük bir coşkuyla kutladı. Şubeler bayraklar ve renkli balonlarla süslendi, personeller ise bu özel güne özel olarak giydirildi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da bayramın ruhuna yakışan bir atmosfer oluşturulurken, kutlamalara hem çalışanlar hem de vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Eskişehir’deki Porsuk Şubesi de bu anlamlı güne özel hazırlıklarıyla dikkat çekti. Şube Müdürü Yetkin Songil öncülüğünde gerçekleştirilen kutlamalarda, ekip olarak bayram coşkusunu yaşatmak adına büyük bir özen gösterildi. Şube personelleri Ersin Kaya, Tuğba Alaz, Zeliha Güleç, Yelda Özdemir, Suat Çelik, Aslı Topçu ve Ali Göktepe, bayramın neşesini müşterilerle paylaştı.
3-KİMLER SON KEZ AĞLAR
Bir gün can gidecek, canı yurdundan
Sessizce susacak, kalbin ardından
Gözünde kalacak, son bakış yardan
Kimler kefen eder, bilmen başından.
Acı haber tezdir, duyulur hemen
Sen bir buz sandıkta, beklersin bir en
Çenene bağlanan, nedir ki derken
Kimler suyun döker, bilmen başından.
Yüzüne yüzüne, çarpar soğuk su
Sabun olur köpük, bir güldür son su
Bir baştan, bir ayak, bağlanır boyu
Kimler tabut tutar, bilmen başından.
Bir selan okunur, şehrin içinde
Duyan can olurda, bir duymayan da
Götürürler elden, cami yanında
Kimler helal eder, bilmem başından.
Konuşur insanlar, önce bir seni
Sonra dünya sohbet, başlar tek konu
Yavaşça ayrılır, vardır iş günü
Kimler göz yaş siler, bilmen başından.
Toprağın kokusu, yayılır sonra
Kürek kürek toprak, atılır sonra
Kapanır tüm ömür, örtülür sonra
Kimler son kez ağlar, bilmen başından.
Canından canların, bırakır orda
Ayrılıp giderler, sense bir korda
Artık vakit berzah, bilirsin orda.
Kimler duan olur, bilmen başından.
Yurdanur İŞLEYEN
4-Kampüs haberleri
-Minikler 23 Nisan’ı coşkuyla kutladı
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Anadolu Üniversitesi Kreş ve Gündüz Bakımevi ile Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü minik öğrencilerinin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkusuna ortak oldu.
Ellerinde Türk bayrakları ve balonlarla birlikte Kreş ve Gündüz Bakımevinden Rektörlüğe kadar yürüyen minik öğrenciler Rektörlük önünde 23 Nisan’a özel şarkılar söylediler. 100. Yıl Marşı eşliğinde balonların uçurulmasının ardından miniklerin bir diğer ziyaret noktası Anadolu Üniversitesi Senato Odası oldu.
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yusuf Özkay, Prof. Dr. Serpil Koçdar, Prof. Dr. Erkan Erdemir ve Prof. Dr. Köksal Büyük, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Barış Kılınç, Genel Sekreter Mehmet Süleyman Ekşi çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak hediyeler dağıttı. Ardından minikler Rektörlük Makamına oturdular ve 23 Nisan mesajlarını paylaştılar.
Rektör Adıgüzel: “Çocuklarımız bizim geleceğimiz”
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel günün anlam ve önemi üzerine şu sözleri aktardı: “Bugün çocuklar için olduğu kadar bizim için de çok özel bir gün. Bu güzel günde siz velilerimizi ve çocuklarımızı Rektörlüğümüzde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Çocuklarımız bizim geleceğimiz, biz de Anadolu Üniversitesi olarak geleceğimizin mimarı olacak çocuklarımızı Üniversitemizde öğrenci olarak, akademisyen olarak görmeyi büyük bir ümitle bekliyoruz. Çocuklarımızın yolları açık olsun.”
Kreş ve Gündüz Bakımevi öğrencilerinden sonra ise Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü minikleri Senato Odasında Rektör Adıgüzel ile bir araya gelerek 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladılar. Minikler hazırladıkları tabloları Enstitü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken ile birlikte Rektör Adıgüzel’e hediye etti.
-Anadolu Üniversitesi Bilek Güreşi Takımı Türkiye ikincisi oldu
Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) Bilek Güreşi Türkiye Şampiyonası'nda Anadolu Üniversitesi büyük bir başarıya imza attı. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ev sahipliğinde 15-18 Nisan tarihleri arasında düzenlenen şampiyonada Erkek takımı genel klasmanda Türkiye ikincisi oldu.
Bireysel mücadelelerde ise Anadolu Üniversitesi sporcuları önemli dereceler elde etti. 80 kg kategorisinde yarışan Emirhan Işık, sergilediği üstün performansla Türkiye Şampiyonu unvanını kazandı. +90 kg kategorisinde mücadele eden Eren Yıldız, hem sağ kol hem de sol kol müsabakalarında Türkiye ikincisi oldu. 90 kg kategorisinde yer alan Ahmed Muhammed Demir ise turnuvayı Türkiye üçüncüsü olarak tamamladı.
Anadolu Üniversitesi sporcuları hem bireysel hem de takım başarılarıyla üniversitenin gurur kaynağı oldu.
-Tiyatro Anadolu “Maskeliler” oyununun galasını yaptı
Türkiye’nin ilk ve tek profesyonel Üniversite Tiyatrosu olan Anadolu Üniversitesi Tiyatro Anadolu, 32 yıllık geçmişiyle Eskişehir’de başarılı işlere imza atmaya devam ediyor. Yıllar içerisinde sayısız oyunla seyirciyle buluşan ancak pandemi süreciyle beraber bir süredir durağan bir durumda olan Tiyatro Anadolu galasını “Maskeliler” adlı oyunla Tiyatro Anadolu’nun yeni sahnesinde yaptı. Galaya Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel ve eşi Oya Adıgüzel, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serpil Koçdar, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Barış Kılınç, İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Halil Yetim, Genel Sekreter Yardımcısı Abdurrahman Şafak, şehir protokolünden isimler katılım gösterdi.
Rektör Adıgüzel: “Filistin’de yaşayan insanların ne tür çatışmalara maruz kaldığını deneyimledik”
Tiyatro Anadolu’nun galasına katılmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğunu dile getiren Rektör Adıgüzel şunları söyledi: "Anadolu Üniversitesi’nin kültür ve sanatla anılan ünvanına yakışır şekilde, tekrar sinema, tiyatro ve festivallerle anılmasını sağlamak adına adımlarımızı atıyoruz. Bu kapsamda izlediğimiz oyun, sadece başarılı oyunculuklarıyla değil, sahne ve izleyici arasındaki güçlü etkileşimiyle de öne çıktı. Baştan sona etkileyici bir performansa tanıklık ettik. Oyunun canlı performansı bizde derin izler bıraktı; doğrudan ve dolaylı mesajlarıyla düşünmeye sevk etti ve etkisini uzun süre sürdürecek türdendi. Biz iletişimciler için iletişim süreci bir başlangıç ve bitişe sahip değildir; süreklilik arz eder. Bu oyun sayesinde, Filistin’de yaşayan insanların ne tür çatışmalara maruz kaldığını çok daha yakından, adeta canlı bir şekilde deneyimledik. Artık her anımızda onları anlamaya çalışacağımız fırsatları daha çok kollayacağız. Bu oyun, onların yaşadıklarını bir nebze olsun hissetmemizi ve anlamamızı sağladı."
5- Kendinden Çok Verdiğin Yerde Kaybolursun
Sevdi. Hem de öyle böyle değil…
Bir başkasının ruhunu kendi kalbinin en kıymetli yerine yerleştirecek kadar derinden sevdi.
Gülüşünü paylaşmakla kalmadı, ağlayışlarını da sahiplendi.
Düşmeden önce onun yoluna serdi kendini;
o üşümesin diye yüreğini örttü üstüne.
Ama o adam…
Ne fark etti gözlerindeki uykusuzluğu,
ne de ellerinin titreyen yorgunluğunu.
Kadın adım adım tükenirken, o sadece bakıyordu…
Bazen hiç bakmıyordu bile.
Kadın, bir insanın kalbini elinde taşımanın ağırlığına rağmen hep zarif kaldı.
Kırılınca susmayı, özleyince dua etmeyi, ağlayınca kimseye belli etmemeyi öğrendi.
Ona göre sevgi, emekti.
Ona göre aşk, vazgeçmemekti.
Ama ne kadar tuttuysa o elleri,
o eller o kadar gevşekti.
Ne kadar sevdiyse, o adam o kadar uzaktı.
En çok da yokmuş gibi davranılmak incitti.
Oysa en gerçek şeydi hissettikleri.
Bir gün aynaya baktı ve gözlerinin derinliklerinde artık kendini bulamadı.
Çünkü kendinden çok vermek, yavaşça kendini unutmaktı.
Ve sonra…
Bir gün kalktı, giyindi, sustu ve gitti.
Arkasına dönüp bakmadı.
Kalbinde hala onu sevmek isteyen bir yan vardı belki ama
artık kendisini daha fazla sevmeyi öğreniyordu.
Bu bir vedaydı…
Ama aynı zamanda yeniden doğuştu.
Çünkü bazen en güçlü karar, seni önemsemeyeni geride bırakmaktır.
Acıtsa bile.
MİA
6-DİLKOM’da ücretler sembolik
Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz 3 Soru 3 Cevap programının konuğu, Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (DİLKOM) Müdürü Prof. Dr. Özlem Diken oldu. Programda merkezin işleyişine, sundukları hizmetlere ve özellikle ücret politikalarına dair önemli açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Diken, DİLKOM’un ücretlendirme konusunda özel kurumlara kıyasla çok daha erişilebilir bir model benimsediğini vurguladı.
Ücretlerin sembolik düzeyde tutulduğunu belirten Diken, “Elbette merkezimizde verilen hizmetlerin bir karşılığı var, ancak kamuya bağlı bir kuruluş olmamızdan dolayı bu ücretler oldukça makul seviyelerde tutuluyor. Üniversitenin döner sermaye sistemine aktarılan bir ücret söz konusu. Aynı şekilde, değerlendirme süreçleri için de belirli bir ücret alınmakta; fakat bu rakamlar, özel kurumlarla kıyaslandığında oldukça düşük kalıyor. Bizim amacımız, toplumun her kesiminden bireylerin bu hizmetlere ulaşabilmesini sağlamak. Bu yüzden ailelerin ekonomik durumlarını zorlamayacak, ulaşılabilir bir ücretlendirme politikası uygulamaya özen gösteriyoruz” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Diken ayrıca, merkezin hem akademik hem de toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini, bu nedenle sunulan terapilerin ve değerlendirmelerin yüksek kalite standartlarında, ancak erişilebilir bir çerçevede sunulmasının temel hedeflerinden biri olduğunu dile getirdi.
