1-BİR ZAMANLAR ÇANKAYA
Güzel Eskişehir'in tarih, sanat ve kültür kokan Odunpazarı'nın güvenle sırtını dayadığı Çankaya.
Doksanlı yılların başında tanıştım Çankaya'yla. O yıllarda Şahintepesi'ydi adı.
Gerçekten adının hakkını veriyordu. Bomboş. Sadece imar konutlarının ve şu an harabeye dönmüş maliye bloklarının olduğu, çocukların istedikleri alanı rahatlıkla ister futbol ister basket sahasına çevirdiği nefes alan, tüm sakinlerinin birbirini tanıdığı görüştüğü, ana yolun dahi henüz asfalt yol haline geldiği, saat başında kalkan otobüslerin yoğun kar yağışı ve buzlanma nedeniyle bu yolu çıkamadığı, Bademlikte kaldığı, Eskişehir'i kucaklayan Çankaya. Çayı Bademlik'te bulunan çam suyundan bidonlarla evlerimize taşıyarak demlediğimiz Çankaya.
Şehirlerin ondalık yaşam dilimleriyle özel bir bağı olduğunu düşünmüşümdür.
Çankaya'da bu konuda beni doğruladı. İki binli yıllara girdiğimizde. Hızla yeni yapılan siteler eklendi sırtlarına. Hakkını teslim etmek gerekir. Sokaklar geniş, insana yakışır bir şehir planlaması ile planlanmış. Nefes alıyor, güneş değiyor sokaklarına. Site sakinleri yaşam alanlarına karşı özenli. Bahçeler ağaçlık ve yemyeşil oldu yıllar içinde. Akşam saatlerinde şöyle bir yürüyüş yapmak istediğinizde Şelale Park'ı da güzergahınıza eklemeyi unutmayın derim. Mis gibi, tertemiz hava ve muhteşem Eskişehir manzarası eşliğinde seratoniniz üst seviyede.
Çok küçük bir ricam var sizlerden.
Aşkla bağlı olduğumuz güzel Eskişehir'i Çankaya sırtlarından izlerken, lütfen bize ait çöplerimizi, içecek şişelerimizi, kullandığımız kağıt mendilleri, tekrar gelmeyi arzu ettiğimiz, gönlümüze ferahlık veren, ruhumuzu aydınlatan bu güzel sokaklarda, özellikle Eskişehir manzarasının sabahlara kadar doyasıya izlendiği Hızır Sokak'ta unutmayalım. Unutmayalım ki Hızır Sokağın yüzü de diğer arkadaşları gibi pırıl pırıl temiz aydınlık olsun. O da kendisine değer verildiğini, sevildiğini, korunduğunu hissetsin, bu güzel şehire ait olmanın haklı gururunu yaşasın. Gününüz sevgiyle sevdiklerinizle dolsun.
Dilek Özfidan
2-Küçük Prens Oğuzhan 5 Yaşına Girdi!
Etrafına neşe ve mutluluk saçan minik Oğuzhan, sevdikleriyle birlikte doğum gününü coşkuyla kutladı. Ailesi ve arkadaşları, minik Oğuzhan’a sürprizlerle dolu bir parti hazırlayarak onun için unutulmaz bir gün yarattılar.
Oğuzhan’a sağlıklı, mutlu ve başarı dolu nice yaşlar dileriz!
3-Kampüs Haberleri
-Rektör Prof. Dr. Adıgüzel, Güzel Sanatlar Fakültesini ziyaret etti
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Güzel Sanatlar Fakültesini ziyaret ederek fakülte yönetimi, öğretim üyeleri ve öğrencilerle bir araya geldi. Ziyarette, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Rahmi Atalay, Dekan Yardımcıları Prof. Duygu Kahraman, Doç. Gülçin Karaca ve Fakülte Sekreteri Murat Türkyılmaz, fakültenin akademik ve idari çalışmaları hakkında Rektör Adıgüzel’e bilgi verdiler.
Ziyaret kapsamında derslikleri, atölyeleri, sergi salonlarını ve tasarım laboratuvarlarını gezen Rektör Adıgüzel öğrencilerle sohbet ederek onların talep ve görüşlerini dinledi. Ziyarette ayrıca fakültenin mevcut durumu, eğitim programları ve geleceğe yönelik projeler ele alındı. Akademisyenlerle yapılan görüşmelerde, fakültede yürütülen bilimsel, sanatsal çalışmalar ve öğrencilere sağlanan olanaklar üzerinde duruldu. Rektör Prof. Dr. Adıgüzel, Anadolu Üniversitesinin sanat çalışmalarına verdiği önemi vurgulayarak Güzel Sanatlar Fakültesinde sunulan eğitimin niteliğini artırmaya yönelik çalışmalara devam edeceklerini belirtti.
-Senfoni Orkestrasından müzik ziyafeti
Keyifli dakikalar yaşatan konsere çok sayıda müziksever katılım gösterdi.
Mozart, Schumann ve Bach’ın eserleri yankılandı
Orkestra şefliğini Murat Göktaş’ın yaptığı konserde Ruba Pekdemir Peker (Piyano), Gizem Tanatar (Piyano) ve Ozan Dinç (Keman) solist olarak yer aldı. Konserde; R. Schumann’ın Op. 54 Piyano Konçertosu, W. A. Mozart’ın K.488 Piyano Konçertosu No. 23 ve J.S. Bach’ın BWV 1042 Keman Konçertosu seslendirildi.
4-Maziden İstikbale Asırlık Şifa
Eskişehir’in sağlık alanındaki 100 yılı aşkın süredeki gelişimini ele alan, iki ciltten ve 1166 sayfadan Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğünce oluşturulan Maziden İstikbale Asırlık Şifa adlı eser, Eskişehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Güzel Sanatlar Galerisi'nde tanıtıldı. Tanıtımın ardından, kitabın içeriğini ve sağlık tarihine ışık tutan belgeleri içeren sergi açıldı.
Sayın Valimiz tarafından Gazeteci Ali Akyüz, Prof. Dr. Ertuğrul Algan, Uzm. Dr. Emrah Atay, Yaşar Yastıkçı ve Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’a plaket verildi. Ayrıca program kapsamında, "Maziden İstikbale Asırlık Şifa" kitabının hazırlanmasında emeği geçen yazarlara, araştırmacılara ve katkı sunanlara teşekkür belgeleri takdim edildi.
5- Aşkın son tefsiri
Derme çatma bir hayatın
Kırık dökük masasıydı
Görsen şiiri hatırlatan o nesiri
Biri uzundu ya dört uyağın
Geridekiler kadehin tasasıydı
Nakarat gözlerinin esiri
Değmişti bir kere o dudağın
Uzunca bir romanın kısasıydı
Hani diyorum rüzgârın tesiri
Salaş bir sonbaharın
Haddini bilmez yasasıydı
Zannedersin aşkın son tefsiri
Bir haziranı eksikti baharın
Kalemin ucu kırılasıydı
Eski bir hekimdi müfessiri
Dr. Süreyya Önder
6- BAYRAĞIM EZANIM VAR
Tarihte yüz ağartan şöhretim var, şanım var;
Göğüsleri kabartan yüz binlerce anım var.
Cihanşümul devleti yeryüzünde kuran ben;
Değiştirdiğim çağdan cihana fermanım var.
Mazluma kucak açar, yoksula yâr olurum…
Zalime demir pençem ve kükreyen yanım var.
Gül sundum, gönül aldım, gönüllere taht kurdum;
Kimseyi incitmedim, tertemiz vicdanım var.
Kanarak yudumladım hikmet pınarlarından;
Hüsn-ü nazar eyledim âleme, irfanım var.
Rehberim Resulûllah, terazim doğru tartar;
Bozulmayan ayarım, bozulmaz mizanım var.
Şükürler Allah’ıma; göz verdi, kulak verdi…
İstikametim belli, elimde Kur’an’ım var.
Donatarak insanı, hazreti insan yapan
Kutsal değerlerime kurban olan canım var.
Şeytanın vesvesesi düşüremez tuzağa;
Nefsimi dizginleyen aklım var, izanım var.
Zulme meydan okudum İstiklal Savaşı’nda;
Yılmadım, yıkılmadım, sarsılmaz imanım var.
Adalete hevesli, Hakk’a tapan milletim;
Gök kubbeyi süsleyen bayrağım, ezanım var.
Lütfü der; dünyamızın her zaman gözbebeği,
Toprağı şehitlerle yoğrulmuş vatanım var.
Lütfü KILIÇ
7- GÖNÜL ŞEHRİ
Burası sevgi şehri, sevgiye göz sürmesi
Dağlarında nakkaş var, Şirin'dir yurt töresi
Sultanı Yeşil ırmak, huzurdur can yöresi
Gelen de şen giden de şen olsun gönül şehri
Burası ilim şehri, Şehzadeler güzeli
Gezinir tarihiyle, evliya sur misali
Dünyada yok benzeri, elmasıyla gezeli
Gelen de şen giden de şen olsun gönül şehri.
Burası sanat şehri, hattattır gül yazısı
Okunan Şiir Mihri, gazel yazar sızısı
Venüs’e ulaşmış da adıyla var kazısı
Gelen de şen, giden de şen olsun gönül şehri.
Burası vatan şehri, ecdadın çok eseri
Kahramanlar tükenmez, Kemal'den var şurası
Dalgalanır bak kaleden, şanlıdır aşk paresi
Gelen de şen giden de şen olsun gönül şehri.
Burası gönül şehri, semaver çay köşesi
Oturur dinler seni, yeşildir yol bahçesi
Selamlar yakındır hep, sohbettir çok neşesi
Gelen de şen, giden de şen olsun gönül şehri.
Yurdanur İŞLEYEN