Son bulan yaşamlar kaybolan hayaller
IFWE-Kadınların Güçlendirilmesi Girişimi Başkanı Fulya Pınar Özcan kadına şiddete karşı mücadelede toplumsal farkındalık ve hukuki adımların önemini vurguladı. Şiddetin yalnızca bireyleri değil, aileleri ve toplumu da derinden etkilediğini belirten Özcan, "Her gün pek çok kadın, evinde, iş yerinde ya da sokakta en temel haklarından mahrum kalmakta. Bir kadın, sevdiği ve güvendiği birinin şiddetine maruz kaldığında yalnızca bedeni değil, ruhu da yara alır. Bu yaralar, toplumun tüm kesimlerinin üzerinde ağır bir yük oluşturur. Burada bahsettiğimiz isimler sadece rakamlar değil. Son bulan yaşamlar, kaybolan hayaller, annesiz kalan ve travma yaşayan çocuklar demektir. Bu sorun, yalnızca eğitimle çözülemez. Köklü değişiklikler için harekete geçmeliyiz. Eğer hepimiz bir tohum gibi bu mücadelede yer alırsak, birlikte dev bir ormana dönüşebiliriz. Kadınlara yönelik adalet arayışında yan yana durmak hepimizin görevidir" şeklinde konuştu.
Şiddete sessiz kalanlar vicdan yarasını besleyenlerdir
İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye’de uygulanması gerektiğini vurgulayan Özcan, "İstanbul Sözleşmesi ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından kabul edilen işyerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik 190 sayılı sözleşme, Türkiye tarafından kabul edilmeli ve derhal uygulanmalıdır. Bu sözleşmelerin hayata geçirilmesi, kadınların yaşam hakkını güvence altına almak ve toplumsal eşitliği sağlamak için bir zorunluluktur. Kadına yönelik şiddet karşısında sessiz kalanlar, bu vicdan yarasını besleyenlerdir. Ama bizler, vicdanlı ve adaletli bir toplum için buradayız. Haykıran kadınların sesini birlikte çoğaltalım; adalet talebinin hiçbir zaman dinmeyeceği bir geleceği inşa edelim. Şiddetin hiçbir bahanesi yoktur; şiddet, insanlık onuruna yapılan en büyük ihanettir. Gelin, birlikte güvenli, eşit ve sevgi dolu bir geleceği inşa edelim. Unutmayalım ki bu geleceği birlikte inşa etme gücüne sahibiz" ifadelerini kullandı.