Ramazan Bayram öncesi, bayram ikramiyelerinin bin lira eksik verilmesi, aslında tüm emeklileri mağdur ettiğini aktaran Şanlı, “Zaten emeklilerin aldıkları maaşları neredeyse açlık ve yoksulluk sınırı ile sınırlıyoruz. Bu, doğru bir sınırlama değil. Ama ülkeyi yönetenler bizi böyle bir cendereye soktular. Bu nedenle biz de özellikle emeklilerin alım gücünün düşüklüğünü, gelirlerinin yetersizliğini açlık ve yoksulluk sınırı ile anlatmaya çalışıyoruz. Biz sürekli verileri kullanıyoruz. Siyasi partiler, sendikalar bu verileri yeterince kullanmıyor. Biz ise özellikle Maliye Bakanlığı’nda örgütlü memur sendikalarının verilerini dikkate alıyoruz. Verilerine göre Mart ayı itibariyle yoksulluk sınırı 82 bin lirayı geçmiş durumda. Ülke nüfusunun yüzde 90’ının 80 bin liranın çok altında maaş aldığını biliyoruz” dedi.
“Kademeli artışı savunuyoruz”
Yoksulluğun ortadan kaldırılması isteniyorsa, en düşük emekli maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması gerektiğini belirten Şanlı, “Biz emekliler olarak verdiğimiz mücadelede bir sınırlama getirilmesini değil, kademeli bir artışı savunuyoruz. Diyoruz ki; En düşük emekli maaşı, en düşük memur maaşına eşitlensin. Ardından yoksulluk sınırının üzerine çıkarılsın. Bu kadar net” ifadelerini kullandı. Emeklilerin 14 bin 500 lirayla kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığını kaydeden Şanlı konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Bırakın karnını doyurmayı; çocuklarına katkı sunamadı, torunlarına istediği ilgiyi gösteremedi. Çünkü alım gücü çok düşük. Bin liralık eksiklik bile birçok emekliyi perişan etti. En azından o bin lirayla torunlarına küçük bir harçlık vermeyi, evine bir tatlı almayı düşünüyordu. Ama bu olanak da ellerinden alınmış oldu”
