NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST), galaksi oluşumunu ilk kez doğrudan gözlemlemeyi başardı. JWST'nin gözlemlerini inceleyen araştırmacılar, evrenin sadece 400-600 milyon yaşındayken oluşan üç galaksiyi belirledi. Bu galaksiler, evrenin yaklaşık 13,8 milyar yaşında olduğu göz önüne alındığında, kozmosun ilk galaksileri arasında yer alıyor.

Bilim insanları, bu galaksilerin yaydığı ışığı farklı dalga boylarında inceledi ve ışığın, çok büyük miktardaki nötr hidrojen gazı tarafından emildiğini tespit etti. Bu gaz, galaksileri beslerken, galaksiler henüz ilk yıldızlarını bile oluşturmamıştı. Science dergisinde yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Darach Watson, "Bu gaz çok geniş bir alana yayılmış ve galaksinin çok büyük bir bölümünü kaplıyor olmalı," dedi.

Bu gözlemler, galaksilerde nötr hidrojen gazının toplanmasını ve bu gazın daha sonra soğuyup, kümelenip yeni yıldızları oluşturacak olmasını gösteriyor. Araştırmacılar, bu galaksileri çevreleyen gazın, evrenin en eski elementlerinden olan hidrojen ve helyum dışında başka bir şey içermediğini belirledi.

Büyük Patlama'dan sonraki birkaç yüz milyon yıl boyunca gazlar çoğunlukla opaktı. Galaksilerdeki yıldızların çevrelerindeki gazı ısıtıp iyonlaştırmasıyla patlamadan yaklaşık 1 milyar yıl sonra evrendeki gaz tamamen şeffaf hale geldi. Opak gazların hüküm sürdüğü bu dönemde meydana gelen galaksi ve yıldızların oluşumunu gözlemlemek oldukça nadirdir ve bu çalışma bu nedenle büyük önem taşımaktadır.

Çalışmanın baş yazarı Kasper Elm Heintz, "Bunlar, galaksi oluşumunun bugüne kadar gördüğümüz ilk 'doğrudan' görüntüleri," dedi. James Webb Teleskobu, erken galaksilerin evrimlerinin sonraki aşamalarını gösterirken, bu gözlemler galaksilerin doğumuna ve evrendeki ilk yıldız sistemlerinin oluşumuna tanıklık ediyor.

Araştırmacılar ayrıca bu galaksilerde genç yıldızlar olduğunu da gözlemledi. Watson, "Büyük gaz rezervi görmemiz, galaksilerin henüz yıldızlarının çoğunu oluşturacak kadar zamanları olmadığını da gösteriyor," dedi. Bilim insanları, yoğun gazın galaksilerin merkezine nasıl dağıldığını anlamak adına daha fazla araştırma yapmayı planlıyor.

Kaynak: Enes Karakaya