Odun ateşinin külünü elekten geçirip süzen kadınlar, önce suyla karıştırıyor. Birkaç gün dinlendirilen su sonra hamura katılıyor. 200 yılı aşkın süredir uygulanan bu geleneksel yöntemin tatlıya gevreklik ve lezzet kattığı düşünülüyor.

Kaybolmaya yüz tutmuştu

Eskişehir’de İkinci İnönü Zaferi’nin 104. yıl dönümü coşkuyla kutlandı Eskişehir’de İkinci İnönü Zaferi’nin 104. yıl dönümü coşkuyla kutlandı

Kaybolmaya yüz tutmuş bu tatlı türünü gün yüzüne çıkarıp ürün zincirine bir yıl önce kattıklarını belirten Amasya Misket Eller Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Şükran Bozkurt, "Hazırlanışı diğer baklavalarla hemen hemen aynı gibi. Tek farkı suyuna kül ekliyoruz. Bununla birlikte bol cevizli, tereyağlı muhteşem bir lezzet ortaya çıkıyor" dedi. Lezzetiyle beğenilen bu tatlının satışının yüzleri güldürdüğüne değinen Bozkurt, Ramazan ayında en fazla sipariş edilen tatlıların başında geldiğine işaret etti.

Küllü su tatlıya gevreklik kazandırıyor

95 yaşına dayanan annesinden çocukluk yıllarında küllü baklava yapımını öğrendiğini hatırlatan Fatma Hatipoğlu da, "Küllü suyla çamaşırda yıkanırdı. Baklavaya da katılırdı. Küllü su tatlıya gevreklik kazandırıyor. Hamuru pişince kıtır kıtır oluyor" diye konuştu.

Küllü suyu diğer tatlılarda da kullanmaya başladı

Küllü baklavayı limon suyu, süt ve yoğurt katmadan hazırladıklarını vurgulayan Canan Öztürk ise müşterilerden gelen talep üzerine küllü suyu diğer tatlıların yapımında da kullanmaya başladıklarını söyledi.

Kaynak: İHA