Eskişehir’de Valilik Meydanı’nda düzenlenen törende, Köy Enstitülerinin kuruluşunun 85. yılı anıldı. Törene katılan Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Eskişehir Şubesi Onursal Başkanı İlyas Küçükcan, yaptığı konuşmada hem duygusal hem de düşündürücü mesajlar verdi.
Gönlümüz kırık, içimiz buruk!
Küçükcan, Köy Enstitülerinin 17 Nisan 1940’ta 3803 sayılı yasayla kurulduğunu hatırlatarak, “Bu özel günü gönlümüz kırık, içimiz buruk duygularla kutluyoruz. Köy Enstitüleri sadece birer okul değil; barışı, özgürlüğü ve çağdaşlığı solutan kurumlar. Ancak bugünün koşulları bu değerlerden oldukça uzak” dedi.
Atatürk’ün verdiği mücadelenin ürünü!
Konuşmasında, Köy Enstitülerinin köy çocuklarını laik, bilimsel ve demokratik bir yöntemle eğittiğini söyleyen Küçükcan, “Dış görünüşe bakarak bu kurumları anlamak mümkün değildir. Enstitülerin arkasındaki güçlü düşünce yapıları mevcut. Atatürk’ün cehalete karşı verdiği mücadelenin bir ürünü. Bu kurumlar köy insanının ilk kez eğitim hakkına kavuştuğu yerlerdi” diye konuştu.
Eskişehir, Köy Enstitüleri tarihinde özel!
Eskişehir’in Köy Enstitüleri tarihinde özel bir yere sahip olduğunu da belirten Küçükcan, “İlk eğitmen kursları ve köy öğretmen okullarının Mahmudiye ve Hamidiye köylerinde açıldı. Bu tercih de son derece başarılı sonuçlar doğurduğu. Çifteler Köy Enstitüsü’nün 1300 öğretmen, 800 eğitmen ve 200 sağlık memuru yetiştirdi” diye ifade etti.
Köy Enstitüleri halkın her türlü ihtiyacına cevap veriyor!
Küçükcan, Köy Enstitüleri yalnızca eğitim değil, aynı zamanda sağlık, barınma, beslenme ve üretim gibi alanlarda da halkın ihtiyaçlarına cevap verdiğine dikkat çekerek, “Köy Enstitüleri’nin kapanmalarının üzerinden 71 yıl geçmesine rağmen hâlâ özlemle anılıyorlar. Kurumların kapatılması ise iç ve dış güçlerin iş birliğine ve siyasete bağlı” şeklinde konuştu.
Çözüm yine eğitimde!
Son olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitimdir ki bir ulusu özgür, yüce ve gelişmiş bir toplum yapar” sözünü hatırlatan Küçükcan, çözümün yine eğitimde olduğunu vurguladı. Tören, geçmişin ışığını bugünün karanlığına tutan bir anma olarak Eskişehir tarihine not düşüldü.