Eskiden Anadolu Üniversitesi rektörü olmanın yolu seçimden geçerdi. Seçim sandıkları konulur. Rektör adayları, seçimden en az bir ay öncesinden seçim propagandasına çıkardı. YÖK de sandıktan birinci çıkan 'Hocayı' Anadolu Üniversitesi rektörü olarak atardı. Üniversitenin kurucusu Yılmaz Büyükerşen'in , bir 'Hoca'nın itirazı üzerine YÖK tarafından rektörlüğü hem de yurtdışındayken düşürülmüştü. O dönemde başta Anadolu Üniversitesi Hocaları, öğrencileri ve de Eskişehirliler pankartlar yazarak, otobüsler tutarak Ankara kapılarına dayanmıştı. Ama, bir sonuç elde edilemeyince, yine Yılmaz Büyükerşen'in işareti ile Prof. Dr. Akar Öcal, rektörlük koltuğuna oturmuştu.
SADECE BANA AÇIKLAMA
Öcal'da sağlık sorunlarını gerekçe göstererek, rektörlüğü bir yıl önce bıraktı. Öcal bırakınca yeni rektör kim olacaktı? Yine Büyükerşen ve çevresi devreye girerek, bu kez Prof. Dr. Engin Ataç'ın rektör olmasına karar verildi. Ataç, özellikle Güzel Sanatlar Fakültesinin kurulmasında etkin rol oynamıştı. Bu okulu, dünya çapında bir hale getirmişti. Birinci döneminden sonra Ataç ikinci dönem için tekrardan rektör adayı oldu. Bu durum da tartışmalara neden olmuştu. Tam seçim arefesinde Eskişehir'e gelen YÖK başkanı, rektörlük makamına sadece beni çağırarak, Ataç'ın arkasında olduğunu açıklamıştı. YÖK başkanının bu açıklaması da geniş tartışmalara neden oldu. YÖK başkanının böyle bir açıklaması yapması normalmiydi? Ayrıca, gazeteci olarak niye sadece bana açıklama yapmayı uygun bulmuştu. Sonuçta, sandık kuruldu. Ataç, farklı oranda oy alarak seçimi kazandı. Sonraki seçimde bu kez Büyükerşen geçtiğimiz günlerde TÜBİTAK başkanlığından, İTÜ Rektörlüğüne geçen Prof. Dr. Hasan Mandal'ı destekledi. Ancak, oylar bölününce YÖK beklenen aday dışında başka bir adayı rektör olarak atadı. Kaybedenler Büyükerşen'e karşı birleşti. Eski dostlar arasında düşmanlık başladı. Mandal, muhafazar bir adaydı. Büyükerşen niye onu desteklemişti. Ülkenin önemli bir bilim insanı olan hemşerimiz Mandal'ın rektör olması için yılların geçmesi gerekiyordu.
MÜDAHALE KALKTI
Bu seçimden sonra, iktidarlarda değişince Büyükerşen'in de rektörlük seçimine müdahalesi ortadan kalktı. Rektörlerde Eskişehir dışından olmaya başladı. Rektörlerin, Anadolu Üniversitesi dışından olması en başta benim daha sonra da şehrin üniversite ile bağlarının kopmasına neden oldu. Bu dönemde ne tuhaftır ki, iki rektör de istifa ederek görevlerinden ayrıldı. Erdal istifa eden ikinci rektör oldu.
ALPU SEÇİMİ KAYBEDİLDİ
Alpu Ovası Türkiye'nin en verimli ovalarının başında geliyor. Dünya genelinde kuraklık var. İklim krizi var. Dünyanın aşırı kar düşünen şirketler tarafından, damı da delilenerek dengesi bozuldu. Dünyanın damının delinmesi, nasıl aşılacak belli değil. Kuraklık tehlikesi büyürken, Alpu Ovası gibi ovaların korunması gerekiyor. Biz ilk önce ovamıza dengeleri daha da bozacak. Santral kurmak istedik. Sonra bundan vazgeçtik. Geçmişteki bir Anadolu Üniversitesi rektörü, yeniden seçilebilmek için ovaya Hızlı Trenlerin deneneceği bir platform kurmak için çalışma başlattı. Buna da Uraysim dediler. Uraysim nedeniyle AK Parti Alpu Belediye başkanlığını iki seçimdir kaybediyor. Ders çıkarılmadı. Uraysim'in dünyada örneği yok. Siyasetçilerde yapmak için diretiyor. O rektörün rektörlüğü çoktan bitti.Üzerinden yıllar geçti. Uraysim tartışmaları bitmedi. Anlatılanlara göre Uraysim'i tamamlayabilmek için istifa eden rektör Prof. Dr. Fuat Erdal, genel bütçeden 500 Milyon lira istedi. Bu durumda anlaşmazlık ile sonuçlandı. Erdal da istifa yolunu kullandı. Yerine ise , Osmangazi Üniversitesinin eski rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak vekil olarak atandı.
KURTARICI
Bilindiği gibi Şenocak, Osmangazi Üniversitesinde çıkan büyük bir olaydan sonra, kurtarıcı rektör olarak atanmıştı. Üniversiteyi toparladı. Şimdi, her halde sıra Anadolu Üniversitesinin toparlanmasına geldi. Şenocak YÖK tarafından yine göreve çağrıldı. Bakalım ne olacak?