Üreticiyi maliyet artışları zorluyor
Yaklaşan Kurban Bayramı öncesi kırmızı et fiyatlarını değerlendiren Eskişehir Lokantacılar ve Kasaplar Esnaf Odası Başkanı Bahar Bilen; “Öncelikle güncel fiyatlara bakalım. Ulusal Kırmızı Et Konseyi Kombinası’ndan ve kesimhanelerden aldığı karkas et fiyatları 2023 Aralık ayından Mayıs 2024 tarihi itibarı ile bakıldığında dana karkas etin kilosu ortalama 230 liradan 375 lira bandına gelmiş durumda. Kıyma 380 liradan 600 liraya, kuşbaşı 400 liradan 660 liraya yükselmiş durumda. Son 6 ay içinde yaklaşık yüzde 60 oranında artış var. Aynı dönemde kuzu karkas etin kilosu ortalama 300 liradan 450 lira bandına yükselmiştir. Yüzde 50 oranında artış olmuştur. Fiyat artışlarının temel nedenlerinin başında enerji, yem hammaddelerinin de maliyetleri, dışa bağımlı ithalat politikaları başı çekmektedir” dedi. Fiyat artışları ile ilgili küçük esnafı suçlamanın doğru olmadığını da söyleyen Başkan Bahar Bilen;“Fiyat artışlarının nedenlerini bilmeden sadece fiyata bakarak, küçük esnaf buna sebepmiş gibi hedef göstererek soruna çözüm üretmek ne yazık ki mümkün olmuyor. Yıllarca artan fiyatları ithalatla düşürmeye çalışıyorlar ama bir türlü başarılı olunmuyor. Hayvancılık politikamız baştan aşağı gözden geçirilmeli, yerelde besicilerimiz tam anlamıyla desteklenmeli, büyük entegre üreticilerinin tekeline bırakılmamalı” diye konuştu.
Pandeminin faturası ağır oldu
Son dönemde kırmızı et sektöründeki fiyat artışlarına yönelik çok sayıda şikâyet aldıklarını belirten Bahar Bilen şunları söyledi; "Hayvan besiciliğinin yanı sıra et ve et ürünlerinin üretimi ve satışı alanında faaliyet gösteren pazardaki lider firmalar, perakendecilerin raf fiyatlarını belirlemekte olduğu gibi, diğer yandan da fiyat artışlarının rekabeti kısıtlayıcı nitelikteki teşebbüsler arası anlaşmalar, küçük ölçekli besiciler enerji ve yem maliyetlerinin artması karşısında, özellikle pandemi sürecinde hükümetin fiyat baskısı kararlarıyla birlikte çiğ süt fiyatlarının yeterince artış göstermemesi, dayanma gücü olmayan, kapasitesi düşük olan besiciler, büyükbaş anaç hayvanların kesime gönderilmesiyle sonuçlandı. Hatırlarsanız o günlerde ”Anayı kesersen, danayı bulamazsın” diye uyarmıştık. Arzın artış göstermesi nedeniyle kırmızı et fiyatları üzerinde o dönemlerde her ne kadar kesimlere karşı baskı oluşturulduysa da, Türkiye'de büyükbaş hayvan varlığının düşmesine yol açarak kırmızı et piyasasında arz yönlü sorunlar doğurmuş ve artan talep karşısında ani yükselişler yaşanmıştır.”
Fiyatı üretici belirlemiyor!
Başkan Bilen, mevcut durumda büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği alanında faaliyet gösteren Türkiye genelinde yaklaşık 200 bin işletmenin bulunduğunu, çiğ süt üretim işletmelerinin sayısıyla birlikte toplam hayvancılık işletmesi sayısının yaklaşık 1 milyon olduğunu ve bu işletmelerin çoğunun küçük ölçekli aile işletmesi niteliği taşıdığını söyledi. Bilen; "Bir başka ifade ile işletmeler yeterli derecede büyüyemedikleri için bölgesel lider durumuna gelen işletmelerin önünde üretici ürünlerini pazarlarken zayıf konumda ve aracıya ya da kesimhaneye satış yaparken fiyatı belirleyen taraf olamıyorlar. Ayrıca üretici örgütlerinin pazarda yeteri kadar etkin olmadığı da gözlemlenmektedir. Ülkemizde kırmızı et fiyatlarında son dönemde meydana gelen fiyat artışlarının rekabet karşıtı eylemlerden ziyade, besicilik ve tüm sektörün gelişiminde karşılaşılan yapısal sorunlardan ve maliyet artışlarından kaynakladığı aşikardır.
Bunun yanı sıra mevcut durumda büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği alanında faaliyet gösteren işletmelerin birçoğunun küçük ölçekli aile işletmesinden ibaret olduğu ve işletme başına düşen büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı oldukça düşük kaldı. Sektörde yaşanan sorunlar nedeniyle hem besicilik faaliyetinle iştigal eden işletme sayısının hem de artan nüfus karşısında büyükbaş hayvan varlığının gün geçtikçe azaldığı yönünde gözlemekteyiz” dedi.
Fırsatçılara ‘dur’ denilsin!
İthalatın üreticilerin üzerinde baskı oluşturduğuna da dikkat çeken Başkan Bahar Bilen sözlerini şöyle noktaladı; “Türkiye'deki sektör kullanılan girdilerin büyük bir kısmının ithal edilmesinden kaynaklı olarak küresel seviyede yaşanan olumsuz gelişmelere ve dövizdeki hareketlere karşı sektör oldukça kırılgan hale geldi. Böylesi sıkıntılı bir dönemde krizi fırsata çevirenlere karşı devletimiz ivedilikle gereken önlemleri almalıdır. Gelen zamlar vatandaşımızın cebini yakmakta olduğu gibi Kasap ve lokantacı esnafımızı da çaresiz duruma düşürmektedir. Vatandaşın alım gücü düştükçe kasaplarımızın perakende tezgâh satışları ve lokantalarımızda da yemek satışlarımız yarı yarıya düşmüş durumdadır. Çözüm noktasında iç piyasa talebini karşılayamaması noktasında, devletimiz ivedilikle canlı hayvan ve karkas et piyasasını Et Süt Balık Kurumu aracılığı ile toptan ve perakende fiyat piyasasını dengelemelidir. Semt kasaplarımızı, lokantacılarımızı ve vatandaşımızı piyasa spekülatörlerinin kucağına teslim etmemelidir. İvedilikle üretim maliyetlerinin düşürülmesi, üretici örgütlerinin, kooperatiflerin pazarda daha etkin rol üstlenmesi için yem ve enerji fiyatlarındaki vergi muafiyeti ile üreticilerin desteklenmesi gerekmektedir.”
TUĞBA AKTAY