W. Shakespeare, “İyi kötüdür, kötü de iyi. En kolay kirlenir en temizi” demiş. Şimdi, bu da nereden çıktı diyebilirsiniz. Hayatında tiyatro ile hiç ilgilenmemiş bir kişi bile mutlaka Hamlet’in ünlü “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesela bu…” ile başlayan tiradını bilir. Tiyatro ile hiç ilgilenmemiş derken, bu durum Eskişehirliler için geçerli değildir. Çünkü Şehir Tiyatrolarımız Eskişehir’i bırakın, gittikleri İstanbul da bile kapalı gişe oynuyorlar. Bugünlerde W. Shakespeare’nin en kısa trajedisi olan “Macbeth” oyunu, kapalı gişe oynuyor. Oyun İstanbul’a festivale gittiğinde yine kapalı gişe oynadı.
HER YERDE HABER OLUR
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım, arkadaşları ile birlikte ‘Macbeth’ e bilet bulamadıklarını söyleyince, bende durumun farkına vardım. Acaba, Eskişehirliler olarak bize has olan bazı durumlara alıştık mı? Tiyatrolarımıza ve senfoni orkestramızın konserine bilet bulamamak, kapalı gişe oynamak doğal mıdır? Birkaç yıl önce konser bileti kuyruğu bir kilometreye ulaşınca, Eskişehir olarak tüm televizyonların ana haber bültenlerinde yerimizi almıştık. Türkiye’nin çeşitli kentlerinde yaşayanlar, ucuzluk kuyruklarına girerler, bunda yadırganacak bir durum yoktur. Haberde olmazlar. Ama bir kilometrelik konser veya tiyatro kuyruğu sadece Eskişehir’de değil dünyanın her yerinde haber olur.
ÖLÜMSÜZ YAPAN NEDİR?
Shakespeare 16. yüzyılda yaşamış bir ozandır ve İngilizlerin ulusal şairidir. Yazmış olduğu 38 oyun bütün büyük dillere çevrilmiş ve oyunları en çok sahneye konulan yazar olmuştur. Şehir tiyatrolarımızda elbette büyük ozanın eserlerini oynamaktadır. Tiyatro nedir? Ya onu ölümsüz yapan? Taş devrinden bu yana insanoğlu niçin bu kadar değer vermiştir oyuna, ve onu birlikte yaşamaya? Bunun iki temel nedeni vardır: biri, insanın kendinden ötede olmaya yönelik içgüdüsel eğilimi, öteki de onun, bilinmeyen şeylere, kutsal ve gizemli olana karşı duyduğu korkuyla karışık özlemidir. Tiyatronun kaynağı, yaşamsal gereksinimlerini sağlayan ilkel insanların, onları yaşatan, üreten, ve geliştiren eylemlere, duygulara ve düşüncelere karşı takındıkları tavırdadır.
HEP GÜNCEL
İnsanoğlunun dinlenmek, vakit geçirmek, eğlenmek ve düşünmek için bulduğu topluca oyunlar, güncel sorunları ve olayları yansıtmıştır. Tiyatroyu ölümsüz yapan hiç yaşlanmayan, hiç bitmeyen büyüsüdür. Tiyatro, genel yaklaşımı içinde ölümsüz, oysa gelişme aşamaları içinde ölümlüdür. Oyun yazarı ve ilk Shakespeare yorumcularından Johann Elias Schlegel, 1764 yılında yazdığı bir yazısında, tiyatronun ayna olma görevinden şöyle söz etmiştir: “İyi bir tiyatro tüm insanlara, kendine çekidüzen veren bir kadının ayna karşısında yaptığını yaptırır.” Romantik dönem yazarlarından Novalis, tiyatroyu, “insanoğlunun canlı yansısı” olarak kabul eder.
ESKİŞEHİR’DE KARŞILIĞI VAR
Eskişehir’de bugün tiyatronun varlığı ve etkisi tartışma götürmez bir gerçektir; tiyatronun Eskişehir’de tarihsel süreci yalnızca bir vakit geçirme aygıtı olmamıştır. Eskişehirli Şehir Tiyatrolarında kendini buluyor. Tiyatro klasikleşmiş yapıtları değerlendirmesi Eskişehirliden karşılığını buluyor. Shakespeare’in Macbeth’i bugünün Eskişehirli seyircisi için neler getirir ve hangi açıdan günceldir, sorusunun yanıtı karşılığını buluyor. Tiyatro sanatının tamamlanması için seyirci önemlidir; oyuncusuz tiyatro olamayacağı gibi, seyircisiz de tiyatro olamaz. Tiyatronun seyircisine karşı sorumluğu vardır. Bu sorumluluk Eskişehir’de karşılığını buluyor.
ESTETİK DÜNYAYI YARATACAĞIZ
Shakespeare 16. yüzyılda yaşamış bir ozandır ve İngilizlerin ulusal şairidir. Yazmış olduğu 38 oyun bütün büyük dillere çevrilmiş ve oyunları en çok sahneye konulan yazar olmuştur. “Macbeth” yazarın en kısa trajedisidir. Oyun, İskoç kralı Duncan’ın ordusunda general olan, herkes tarafından iyi bir savaşçı ve iyi bir insan olarak bilinen Macbeth’in savaş sonrası yurduna dönerken cadılarla karşılaşmasını ve sonrasında gelişen olayları konu almaktadır. İlk defa Shakespeare oyunu izleyecekler için de “Macbeth” tavsiye edilir.
Devlet Tiyatrolarının daveti üzerine İstanbul’da festival kapsamında Eskişehir Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen “Macbeth” oyununu İstanbul seyircisi ile eleştirmenlerden de tam not aldı. İyilerin kötü, kötülerin iyi olduğu” zamanlara vurgu yaparak başlayan oyunu görmeyen Eskişehirli kalmasın. Sonuç olarak, tiyatronun amacı, her türlü yozlaşmayı engellemek, hiç olmazsa geciktirmektir. Nükleer savaş tehlikesinden, çevre kirliliğinden, hatta bazı toplumlardaki açlık sorunundan bir gün kurtulabiliriz. Tiyatro, asla ölmediği için değil, sürekli yeniden doğduğu için ölümsüzdür. Gelecekte bizim küllerimiz üzerinde, efsanevi kuş zümrüdüanka gibi, yeni bir dünya, daha mutlu bir dünya yaratmada, tiyatro da bu önemli görevini sürdürecektir.