AK Partili Kepez: “CHP, eleştiriyi kaldıramıyor, hükümeti suçlamakla yetiniyor” AK Partili Kepez: “CHP, eleştiriyi kaldıramıyor, hükümeti suçlamakla yetiniyor”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkanlığı görevinden uzaklaştırılan ve tutuklanan Ekrem İmamoğlu hakkında katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesine yönelik tehdit niteliğinde sözler söylediği iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede İmamoğlu'nun ‘kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', ‘tehdit' ve ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun yargılanmasına başlandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi içerisindeki duruşma salonunda görülen duruşmada, tutuklu sanık Ekrem İmamoğlu hazır bulundu. Duruşmaya Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu, milletvekilleri, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş ve çok sayıda izleyici ile taraf avukatları da katıldı.

Savunma yapan Ekrem İmamoğlu, "Bugün buradayım niçin buradayım diye de insani olarak kendime soruyorum. Bunun cevabını bulmakta zorlanıyorum. Bu kapsamda yürütülen süreçler ile ilgi kaygı duyuyorum. Avukatımın da ifade ettiği gibi bugün burada bulunurken ben de yıllar öncesinde bu kampüs içerisinde Ergenekon safsatası davasını takip etmiştim. Biz, ‘devletin dini adalettir' anlayışına sahip bir toplumuz. Sizler yargı adına burada oturuyorsunuz elbette ama ben de bu ülkenin ve dünyanın en kadim belediyesinin başkanı olarak buradayım. Üzülerek ifade edeyim ki; 20 Ocak'ta vuku bulan bir panelde konuşmamdan başlayan sürecin bugün davası görülen ve suçlamaların altında yatan duygunun beni Silivri'ye taşıması kaygılarımın ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. İsnat edilen suçlara cevabımı çok net ifade edeceğim elbette. Ben neden burada bulunuyorum çünkü ben 16 milyon İstanbullunun kentinde 3 kez seçim kazanmış bir kişiyim. 15 buçuk milyon insanın bir ön seçimde oy kullandığı cumhurbaşkanı kimliğimi elde ettiğim için buradayım. Bu davada Silivri kampüsünde ifade veriyor olmak elbette üzücüdür. Bu ülkede bu topraklarda bir avuç insanın istediği değil milletin istediği olur. Düşünsenize Ekrem İmamoğlu gözaltına alınıyor, 5 gün tutuluyor, mahkeme karar veriyor ve Silivri'ye gönderiliyor. Ekrem İmamoğlu kim? Yalın ayak tarlada dolaşmış, bu toprakların nimetini çok iyi bilen, bu topraklara hizmet etmenin kutsalını çok iyi bilen biri. Şüphe ile isnat edilen suçla bu şekildeki uygulamaların ülkemizin bugününe yarınına kime ne faydası var? Bu kararları kim alıyor uygulamaya sokuyor? Milletin maneviyatının altına dinamit koymanın anlamı yok. Beni hiçbir güç korkutamaz" dedi.

Savunmasının devamında İmamoğlu, "Bana suç isnadını anlattınız. Ben ne dedim; ‘bak başsavcı sana söylüyorum senin evlatlarını bile bu muameleden kurtarmak için, senin evlatlarını sabahın köründe kapısından kimse almasın diye bu zihniyeti söküp atacağız ki ailenin geleceğini huzurunu temin edelim'. Bunun neresi tehdit bunun neresi hakaret? Bu konuşmayı ben yaptım ne oldu? Allah aşkına genel başkanın yanına oturdum, aradan 1-2 dakika geçti geçmedi oradaki yetkililerden birisi son dakika ‘Ekrem İmamoğlu'na soruşturma açıldı' diye cep telefonundan gösterdi. Soruyorum sizlerin vicdanına soruyorum, soruşturmayı başlatan savcı Ekrem İmamoğlu'nun konuşmasını tesadüfen mi izlemiştir, soruşturmayı başlatan savcı bu konuşmayı canlı dinlemesi dışında bir ihtimal bulunmuyor hangi sistemle dinledi, 2. Kez dinledi mi? Saniyeler içerisinde bu soruşturmayı açan savcılık hadi bakalım bunu servis edelim, yayınlanması için son dakika geçelim. Adalet adına bu anlamlı mıdır, doğru mudur, adalete faydası var mıdır? Bu nasıl bir karar? Dolayısıyla ben bu soruları yüce Türk yargısı adına sorma ihtiyacı gördüm. Ben konuşmamda senin evlatlarının geleceğinin teminatı olacağım diyorum. Ve olacağım da. Benim hayatımda hiç tehdit diye bir şey yok olmadı da. Ben başsavcılıktan randevu almak istedim haftalarca bana randevu vermedi. Ben ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri yaptım. Beni terör ile yan yana getirecek kişinin alnını karışlarım, ben bu memleketin vatan evladıyım. Bana bakan Türk bayrağını görür, bana bakan Mustafa Kemal Atatürk'ü görür. Terör ile beni yan yana getirecekmiş haddini bilecek. Ayıptır, yazıktır, günahtır. 3 suçlama ile ilgili fikrim nettir. Yüce Türk yargısına elbette kendimi emanet ediyorum. Su sürecin doğru bir soruşturma süreci olmadığını ve ifadelerin dahi incelenemediğini, kötü niyetle yazıldığını düşünmek dahi istemiyorum ama akıl alır gibi değil. 3 isnadın hiçbirini kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA